Bir zamanlar bir numaralı ulusal güvenlik tehdidiydiler
Kara Panterler; pek çok örgütten farklı olarak siyahi hakları korumak için beyazlarla iş birliği yapmak gerektiğinin farkındaydı. Ayrıca özgürlük alanın açılması için tek meşru yol şiddetten geçmeliydi. Çünkü siyahi toplumu yaşatmak ve zenginleştirmek için tek araç buydu.
İkinci Dünya Savaşından hemen sonra uluslararası ilişkilerde temel oyun kurucu olarak ortaya çıkan ABD’nin küresel anlamda karşısında durabilecek ve dünya çatışma dengesini koruyabilecek bir başka yapı vardı, o da Sovyetler Birliği idi. Burası hem alternatif politika geliştirebilecek hem de farklı ideolojiler geliştirebilecek potansiyeldeydi.
Zamanla iki süper güç dünya üzerindeki varlıklarını daha da belirginleştirip birbirileri ile çatışmalarını sürdürdüler. İlk olarak Sovyetler Birliği; Amerika’nın üçüncü dünya ülkelerine yönelik yaptığı uygulamalara alternatif bir metot geliştirdi. Böylece ABD’yi kendi silahıyla yani insan hakları ve demokrasi söylemi üzerinden vurmaya başlamıştı. Öyle ki Amerika bu konuda, özellikle siyahi haklarında, sicili pek temiz değildi. Bunun farkındalığıyla hareket eden Sovyetler, pek çok ülkede insanların Marksist/Komünist bir örgütlenmeye girişmesini destekliyordu. Amerika’nın da en büyük korkusu, Marksist örgütlenme modelinin Amerika siyahileri arasında ortaya çıkmasıydı.
Öğrencilerin yüzde kırk beşinin siyahi olduğu California Merit Junior College’da Bobby Seal ve Huey Newton adındaki gençler içinde bulundukları koşulları sorgulayan bir yapıya sahipti.
Bir süre sonra (1966) korkulan gerçekleşti; Bobby Seale ve Huey Newton adındaki gençler Marksist/Maocu Kara Panterler Özsavunma Partisi’ni kurdular. Bu parti eşitsizliğe karşı çıkmakla kalmıyor, yoğun beyaz şiddetine de başkaldırıyordu. Özellikle 1950’lerden sonra bazı değişikliklere rağmen hâlâ Afro-Amerikalılar sosyo-ekonomik eşitsizliğe maruz kalıyordu. Ayrıca, polislerin hiçbir gerekçe göstermeden siyahilere şiddet uygulamaktan geri durmuyordu. Buna karşın Kara Panterler; şiddeti meşru bir araç görerek devriyeler halinde mahallelerde dolaşıyor, şiddet uygulayan polislere yasaların verdiği sınırlarla anayasal haklarından bahsediyordu.
Ayrıca uygun koşullarda silahlı bir şekilde de haklarını arıyorlardı. Polis şiddetine gösterilen her müdahale, siyahilerin yüzlerce yıllık öfkesini dindirmekle kalmıyor, Kara Panterler’e büyük bir sempati beslemelerini sağlıyordu. Örgütün kuruluşu ise şöyle gerçekleşmişti: Öğrencilerin yüzde kırk beşinin siyahi olduğu California Merit Junior College’da Bobby Seal ve Huey Newton adındaki gençler içinde bulundukları koşulları sorgulayan bir yapıya sahipti. 1800’lerde Batı’ya gelen yerlilerin her sene anıldığı Öncüler Günü’nde Afro-Amerikalılardan bahsedilmemesi onları rahatsız etmişti. Bu sebeple iki genç; eğitim sistemindeki Afro-Amerikalıların yok sayılmasını protesto etmek amacıyla bir eğitim grubu kurdu.
Bu küçük oluşum aynı zamanda Kara Panterler Partisi’nin de kuruluşuna giden yol demekti. Derken ortaya çıkan Kara Panterler; “Kara Panterler Özsavunma Gücü 10 Madde Platformu ve Programını” kamuoyuna deklare ederek faaliyetlerine başladı. Siyahilerin özgürlük, toprak, ev, iş, eğitim ve pek çok konudaki taleplerinin belirlendiği doktrinin yanı sıra partinin felsefi ilkeleri de belirlenmişti. Bu yapı; Marksist bir felsefe ile beslenen sosyalist bir bakış açısını savunmaktaydı. Partinin başkanı Bobby Seale’di. Savunma Bakanı Huey Newton; Enformasyon Bakanı ve Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Elridge Cleaver’dı.
Grup kısa vadede hızla büyüme kaydetmiş ve Amerika genelinde örgütlenme yoluna gitmişti. Hatta bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri ve pek çok farklı bölgedeki toplumsal hareketlerle ilişki kurmaya başladı. Partideki üyelerin neredeyse yarısından fazlası kadınlardan oluşuyordu. Ayrıca onların ikonik siyah bere takarak gövde gösterisi yapması da siyahi hareketler tarihinde bir ilkti. Kara Panterler; pek çok örgütten farklı olarak siyahi hakları korumak için beyazlarla işbirliği yapmak gerektiğinin farkındaydı. Ayrıca özgürlük alanın açılması için tek meşru yol şiddetten geçmeliydi. Çünkü siyahi toplumu yaşatmak ve zenginleştirmek için tek araç buydu.
- Bunu başarabilmek için öncelikle fiziki görünümleriyle dikkat çekmeliydiler. Uzun kıvırcık saçları, siyah bereleri ve deri ceketleri bu konuda onlara yardımcı oluyordu. Etkileri hızla arttığı için Kara Panterlere katılım konusunda, bir sürü insan tarafından yazılan mektuplar geliyordu.
Elbette, “Siyah Güzeldir” sloganını ve fikrini onlar bulmamıştı; ama onların yaptığı şey şehirli siyahın güzel olduğunu gösterebilmekti. Bunun için de her türlü iletişim kanalını açık tutuyorlardı. Derken Nisan 1967’de Kara Panter Gazetesi çıkarıldı ve çok kısa bir süre sonra bu gazete ile 250 bin kişiye ulaşıldı. 1967’de Kara Panterler; kamusal alanda silah taşımayı yasaklayan Mulford Yasasına tepki olarak yüzlerce siyahi kadın ve erkek eşliğinde, ellerinde silahlarla Kaliforniya’nın başkenti Sacramento’da dev bir protesto gösterisine imza attı.
Bu eylem, her ne kadar Bobby Seale ve 30 Kara Panter’in tutuklanmasına sebep olsa da inanılmaz bir etki yarattı ve üye sayısının yüzde doksan oranında artmasını sağladı. Bir taraftan grup liderleri de sandalyelerinde oturmuyor, benimsedikleri eyleme canlı kanlı bir şekilde müdahil oluyorlardı. Bobby Seale’ın ardından Huey Newton da bir polisi ölümcül bir şekilde yarala iddiasıyla hapse atılmıştı. Ancak ortaya çıkan lider boşluğu Elridge Cleave tarafından doldurulmuştu. Cleave’nin ise ulusal düzeyde “Huey’e özgürlük” kampanyasıyla büyük bir sıçrama yaşattı. 1968’de daha fazla silah alabilmek için Mao’nun Kızıl Kitabının üniversite öğrencilerine satışını sağladı; örgüt üyelerinin bu kitabı okumasını zorunlu tuttu.
Ayrıca beyazlarla iş birliği yapılması konusunda Martin Luther King ile aynı cephede olan Kara Panterler ekibinden Cleave, 1968’de King’in suikasta uğramasını polislere saldırarak eleştirdi. “ABD, kendileriyle barışçıl bir şekilde bir arada olma ihtimalini ve şansını yok etti. Bu; aynı zamanda siyahi haklar konusunda pazarlığın da bitmesi anlamına gelmektedir.” Tüm bu koşullarda, 17 yaşındaki Bobby Hutton polis tarafından on iki kez vurularak öldürüldü. Kara Panterlerin ise buna cevabı oldukça sert oldu. Ülkenin pek çok yerinde silahlı çatışmalar yaşandı. Başta Claeve olmak üzere pek çok Kara Panter üyesi FBI radarına takıldı.
Tek yol, ABD’yi terk etmekti. Önce Küba’ya ardından Fransa’ya ve en sonunda da Cezayir’e geçti.
Cezayir’e gitmesinin en önemli nedeni buranın sömürge karşıtı hareketlerde ender sağlanan bir başarıya imza atmasıydı. Aynı zamanda burası Frantz Fanon’un yaşadığı yerdi. Eldridge Cleaver; Kara Panterler’in Cezayir bölümünü açarak yurtdışındaki parti hizmetlerini genişletmeye odaklandı. Bunun bir sonucu olarak Panterler, Kuzey Koreli, Vietnamlı, Çinli ve Afrikalı komünistlerle ilişkiler genişledi. Bu ülkelerdeki üyeler; Amerikan karşıtı bir tavır belirleyerek ortak tutum için anlaştılar. Yurtdışında olduğu sırada FBI onu oldukça sıkı bir şekilde takip ediyor, zihninde liderleri konusunda çatışma yaratmaya çalışıyordu.
Nitekim öyle de oldu. Bir süre sonra Cleaver; Huey Newton hakkında olumsuz yargılar geliştirmeye başladı. Kara Panterler’in Vietnam Savaşı dönemlerinde diğer gruplarla kurduğu etkileşim ve ABD’ye karşı silahlı başkaldırıyı teşvik etmesi FBI başkanı tarafından “ABD’nin bir numaralı ulusal güvenlik tehdidi” olarak lanse edildi. Ardından FBI’nin kirli taktikleri liderler arasında ihtilafları artırdı. Suikastlar yoluyla örgütün yok edilmesi de başka bir amaçtı. Önce yapılan propagandalarla örgütünün gücü azaltılmaya çalışıldı. Ardından 1969 yılı geldi ve FBI, Kara Panterler için infaz yılına başladı. California bölge sorumlusu Fred Hampton, infazlardan sadece birisiydi.
- Bunun dışında FBI; yasadışı ve gizli yollarla örgütün için adam sızdırmayı başardı. Grubun itibarsızlaştırılması ve politik gösterilerinin engellenmesi ile üst düzey panter üyeleri öldürülmeye devam etti.
Bir taraftan da kitlesel tutuklanmalar yaşandı. Bunların hepsi, FBI başkanı J. Edgar Hoover tarafından başlatılan karşı istihbarat programı(Cointelpro)nın bir parçasıydı. Bu kapsamda, polis memurları cesaretlendiriliyor ve panterlerin aileleri dahi taciz ediliyordu. FBI operasyonlarının ardından Amerika tarihinin en büyük davalarından biri başladı. Nisan 1970’de P21 olarak anılan davada; 21 Kara Panter oldukça uzun süreli hapis cezalarına çarptırıldı.
1969 yılı geldi ve FBI, Kara Panterler için infaz yılına başladı. California bölge sorumlusu Fred Hampton, infazlardan sadece birisiydi.
Davanın etkisi çok büyüktü. Cleaver’ın deyimiyle, “ABD hükümeti Siyahi Özgürlük Hareketi’nin kafasını koparmış ve geri kalan gövdesi de silahlıydı. Bu yüzden geri kalan gençler kana boğuldular.” Yargılama süreci boyunca da Kara Panterler için cadı avı dönemi başlamıştı. Davanın en kötü yanı da partinin bütün enerjisini çalmasıydı. Böylece bu dönem; Kara Panterler içinde farklılıkların büyüdüğü ve ayrılıkların arttığı bir dönem oldu. Newton’un cezaevinden çıkmasıyla birlikte 1971’de şiddet içermeyen bir manifesto yazması dikkat çekti. Burada çocuklara okula gitmeden önce kahvaltı programı başlattığı için bu durum parti içinde oldukça sert tartışmaların başlamasına sebep oldu.
Cleaver, Cezayir’den telefonla bir televizyon kanalına bağlanarak, bu kahvaltı programlarının reformist olduğunu söyleyerek oldukça sert bir eleştiride bulundu. Bu, partideki ilk ciddi ayrılığın da habercisiydi. Elbette bu ayrılık sürecinde de FBI’ın rolü yadsınamazdı. FBI; Mart 1970’ten sonra üyeler arasına nifak sokmak için gönderdiği mektuplardan birini Cezayir’deki Eldridge Clevaer’a göndermişti. Burada yalan yanlış bilgilerle Newton’u karalayıp onun Kara Panterler kontörlünü ele geçirmesi gerektiği vurgulanıyordu. Çözülme süreci başlamıştı ve Newton 1972’de parti şubelerini kapatmaya başladı. Oakland’da hareketi merkezileştirerek tek alanda toplanmak gerektiğini söyledi.
Sürecin sonunda Seale’nin Oakland Belediye başkanı adayı olması ve oyların yüzde 40’ını almasına rağmen seçimi kazanamaması Kara Panterler için kötü sonun göstergesi olmuştu. Belediye başkan adaylığı grubun siyasal parti olduğunu ve bir çete olmadığını göstermek için bir fırsattı ama başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bu süre zarfında önde gelen özgün üyeler de partiden çekilmişti. 80’li yıllara gelindiğinde partinin teşkilatları polis tarafından dağıtılmış ve birçok örgüt lideri tutuklanmıştı. 1982’de Kara Panterler Partisi nihai bir şekilde son buldu. Ancak ABD ve Siyahi Hareketler tarihi için oldukça önemli bir yer tutmayı başarmışlardı.