Bir işi Allah rızası için yapmıyorsanız para için yapın
Genç kardeşlerimiz gece gündüz daha ilk kitabını yazar yazmaz pozlar verip gerdan kırarak abur cubur konuşuyor: “ Para için yazmıyorum ben abi.” Dur hele cücüğüm… Zaten ilk kitabını para için yazamazsın. Bakalım beğenecekler mi seni, farklı mısın, insanlar eserini konuşacak mı, yıllara meydan okuyabilecek misin? Akşam akşam yemeyin abinizi.
Bir işi Allah rızası için yapmıyorsanız para için yapın ki niyetinizi anlayalım kardeşim! Bıktık usandık yalanlarınızdan…
Adam; aşk kitabı veya albüm yapar ama “Ben bu işi para için yapmıyorum abi” der. Eee kardeşim, Allah rızası için aşk kitabı yazılmaz, para için de yapmıyorsun, derdin ne senin? Öyleyse şan şöhret, mevki makam istiyorsun, başka açıklaması var mı bunun?
Şan şöhret, ilgi paradan daha mı masum?
Genç kardeşlerimiz gece gündüz daha ilk kitabını yazar yazmaz pozlar verip gerdan kırarak abur cubur konuşuyor: “ Para için yazmıyorum ben abi.”
Ben artık, bir işi para için yapan adamlara tevazu sahibi, alçak gönüllü dervişler diyorum… Ahir zamanda yaptığımız işlerin en masum karşılığı para olmadı mı?
Dur hele cücüğüm… Zaten ilk kitabını para için yazamazsın. Bakalım beğenecekler mi seni, farklı mısın, insanlar eserini konuşacak mı, yıllara meydan okuyabilecek misin? Akşam akşam yemeyin abinizi.
Para için yazmıyormuş. Lan, Dostoyevski bile para için yazdı. Bu ne kibir! Ötesini mi istiyorsun? Derdin ne?
Ben artık, bir işi para için yapan adamlara tevazu sahibi, alçak gönüllü dervişler diyorum… Ahir zamanda yaptığımız işlerin en masum karşılığı para olmadı mı?
Sanki eserlerine kıymet biçilemiyormuş gibi para için yazmıyor kardeşlerim… Şimdi de böyle ucubeler çıkmaya başladı toplumda…
Korkuyorum onlardan.
Giyim kuşamlarından, sakızlı aksanlarından, triplerinden, dik yürüyüşlerinden, etrafı süzen gözlerinden, garsonu çağıran parmaklarından tiksiniyorum.
Para için yazmıyor, Allah rızası için yazmıyor… Serseri mayın gibi… Tapınalım mı, bunu mu istiyorsunuz bizlerden, derdiniz nedir, size ne verelim?
Açık konuşalım, Allah rızası için yazmaya çalışıyorum kitaplarımı ama fiyatım 10 TL…
On liralık saygı istiyorum sizlerden. Fazlası beni şımartır, sizi de şirke sürükler, anlaştık değil mi? Hem sevginiz On liralık olursa, nefretiniz de dengeli olur, en güzeli bu değil mi?
Geçen gün Murathan Mungan, televizyonda şöyle dedi: “Murathan’ın arkasındaki ben’i anlattım son kitabımda…”
Aman Allah’ım! Yazar olmak neden böyle anlamlı cümleleri kurmayı gerektirir, yıllardır anlayamadım?
Daha önce de milyon kez benzer cümleler duymuşuzdur yazarlardan: “Dokunduğum, duyumsadığım ve içselleştirdiğim her nesne arkaik imgelere dönüşüyor bende vee…”
Abi lütfen, biraz uzak duralım birbirimizden, sizi anlayamıyorum inanın…
Gören de bizi tuvalete çıkmıyor sanacak, selametle gidin…
- 10 TL’ye satılıyor kitaplarım… Eğer o paranın karşılığını verebiliyorsam ne mutlu bana! Gerisine karışmam… Ne saygı bekliyorum sizden, ne hürmet ne de alkış… “10 Liram helâl olsun” derseniz başka derdim kalmaz.
Uzatmaya gerek yok. Bu budur, yani bu böyledir…
Helal kedi köpek mamaları hakkında...
Kedi köpek mamalarında domuz yağı da kullanılıyor. Müslümanlar da hayvan besliyor,
öyleyse güzide şirketlerimizden hayvan sever Müslümanlar için “Ürünlerimizde domuz yağı yoktur” ibareli kedi köpek maması üretmesini istirham ediyoruz. Öff, Türkiye İran oluyor diye düşünenler için ne mevzu olur be!