Aptallık sınırlarını asla terk etmez

HAKAN ARSLANBENZER
Abone Ol

Sevad-ı azam içinde isimsiz ve belirsiz bir gölgesin sadece. Ama “Ben güneşim”, “Güneş de benim” diye ortalıkta dolanıyorsun. Olup olacağın floresan lamba. Miadın doluncaya kadar çiğ bir ışık veriyorsun. Miadın dolunca cızırtı çıkarıyorsun. Önünde sonunda kullanılıp atılacaksın.

Ama adım attığı her yer aptallığın sınırlarıdır.

Kim söylemişse biraz tumturaklı bir laf ama isteyen denesin. Ben denedim, gerçek olduğuna şahidim. Burada tabii zekâ geriliğinden söz etmiyorum. Zekâ geriliği, bilim adamları tarafından tanımlanmış bir zihinsel engel. Tıbbi ve sosyal açıdan fiziksel engel neyse zihinsel engel de o. Ben aptallık derken elbette bu tür bir engelden bahsetmiyorum.

Ahlaki bir zaafı

kastediyorum aptallık derken. Kendini akıl yerine koyan akılsızlıktan. Demek oluyor ki aptalın bir iradesi var. İradi aptallık insan soyunun başına gelen en büyük belalardan biri. İradi olmasa güler geçerdik. Bir şeyleri yanlış anlayıp aptal durumuna düştüğümüzde kendimize bile gülüyoruz mesela. Çünkü düştüğümüz durumun aptallığını fark edecek derecede bir akla sahibiz. Gerçek aptal olabilmek için aklımızı da tamamen kaybetmemiz gerekiyor. İnsan aklını nasıl kaybeder?

Kibir ve ihtiras, kabiliyetsizlikle birleşince mükemmel aptallığın formülü hazır demektir. Anlamadığın şeyler hakkında atıp tutarsan en büyük aptalsın; dolayısıyla da en büyük alkışı sen hak ettin. Edebiyat eleştirimizin piri Hüseyin Cöntürk böyle söylerdi. Eliyle de alkışlardı. Şunu yaparsak bunu söylersek... En büyük aptal biz oluruz, şak şak şak... Dahiydi Cöntürk. Dehasını bütün dahiler gibi yalnızca üstün zekâsına değil, karakter olgunluğu ile anlayış derinliğine de borçluydu.

Konuştukça yelpazenin kanatları bir bir açılıyor. Kibir, ihtiras, kabiliyetsizlik aptallığın tarafında; olgunluk, akıl sahibi olmak, üstün zekâ ve anlayış dehanın tarafında.

Bana göre her insan fıtri halinde dahidir. Fıtri yani doğuştan. Ne kadar aptal gördüysem fıtratı bozulmuştu. Adam köylü mesela. İşi gücü köylülüğe hakaret etmek. Ona göre kendisi ve ona iltifat edenler dışında herkes köylü. Peki. Diyelim ki sen Beat kuşağını yahut Heidegger’i okudun, biz de köylüyüz. Köylülük neden durduk yerde kötü olsun? Yediğin ekmeğin, tamam pardon ekmeği bıraktın, yediğin cheesecake’in ununu, içtiğin latte’nin sütünü köylünün emeğine borçlusun.

Sana hayat veren insanları neden küçümsüyorsun? Aptalca, değil mi? Yüzde yüz aptalca hem de. Hem de eziksin. Aptallar aynı zamanda ezik de olurlar zaten. Bunu örtmek için de kendilerini başka türlü göstermeye bakarlar. Yani daha zengin, daha havalı, daha bilgili.

Masadakilere Beat kuşağıyla hava atan aptala hangi dilde okuduğunu sormuştum. Ağzı yarım metre açık kaldı. İngilizce bilmiyordu çünkü. Ve bir Karadeniz ilinin bir köyünün nüfusuna kayıtlıydı. Köylüydü yani. O zaman neden New York’un Queens semtinden gay bir Yahudi gibi trip atıyorsun? Fantastik de onun için.

Pendik’te, Ümraniye’de büyüyorsun; Beyoğlu’ndan, Cihangir’den çıkmıyorsun.

  • Baban Erzurumlu İbrahim Hakkı Efendi hazretlerini okurdu sana; sen çocuğuna Etgar Keret okuyorsun.
  • Başörtüsü risalesi yazarak yola çıktın; modern bir Hıristiyan azizi gibi davranmaya çalışıyorsun.
  • Her yönünle Üsküdar çocuğusun, Büyükada’ya taşınıp da ada geleneklerinden filan söz ediyorsun.

Tipik bir insansın ama atipik olmak istiyorsun.

Sevad-ı azam içinde isimsiz ve belirsiz bir gölgesin sadece. Ama “Ben güneşim”, “Güneş de benim” diye ortalıkta dolanıyorsun. Olup olacağın floresan lamba. Miadın doluncaya kadar çiğ bir ışık veriyorsun. Miadın dolunca cızırtı çıkarıyorsun. Önünde sonunda kullanılıp atılacaksın.

İnsan bilgisiz doğar, demiş Bertrand Russell, aptal doğmaz; sonradan eğitim onu aptallaştırır. Rusell, eğitimin bilimsel içeriğinden söz etmiyordu elbette. Resmi eğitim kurumları yoluyla itaatkâr vatandaş, vergi veren, asker, tüketici yetiştirilmesine karşı çıkıyordu.

Aptallık her çağın sorunlarından biri. Modernlik aptallığı sistem haline getiriyor. Kimse yerini beğenmesin, kendi kaderinin peşinden gitmesin. İnsanlar sürekli benlik değiştirsin. Türküm deme. Dedelerinin mezarını kazıp yüzde 5 bile olsa Rumluk, Ermenilik bul. Ehli Sünnet de ne demek? Heterodoks oğlu heterodokssun sen. İçtihad kapısı kapalı.

Onu kendi aptallığınla sen yıkıp geçeceksin.