Ahmadu Bamba
Perşembe günü. Yenikapı’da, sahile yakın izbe bir depo. Hava o pis Aralık soğuğu. Salam alaykum diyerek girdim. Kuran okuyan zikir çeken yaklaşık 30 kişilik bir Senegalli cemaat hep birlikte Alaykum salam dedi. Eyvallah. Kısa bir süre sonra hepsi birden ayaklanıp zikre başlamışlardı.
Yenikapı’dan Senegal’e gördüğüm rüya: Şeyh Ahmadu Bamba.
Omzunda koca saat çantasıyla yanımdan geçerken, birden sağ elindeki upuzun tesbihi görmüş ve gür bir sesle “Salam alaykum bro” demiştim ona. Renkli cilbabı, zikiri ve kocaman tesbihiyle bambaşka bir hikâyeyi anlatıyordu bana Senegalli Muhammed. Şarşırmış ve büyülenmiştim. Çaylar, sigaralar derken iki saat boyunca gözümü kırpmadan onu dinlemiştim. Bana ayrılırken “Perşembe akşamları bizim zikrimiz var, ona gelsene” dedi. Mutlaka geleceğim dedim, sigarayı alelacele söndürüp çay parasını ödemek için tatlı kavgaya başlamadan önce.
Salif Keita, Folon’u söylüyor, Bilal gür sesiyle ezan okuyordu. Kunta Kinta beyaz adama karşı savaşıyor. Gana’daki köyümde yaşlı hacı amca ilahi söylüyordu.
Perşembe günü. Yenikapı’da, sahile yakın izbe bir depo. Hava o pis Aralık soğuğu. Salam alaykum diyerek girdim. Kuran okuyan zikir çeken yaklaşık 30 kişilik bir Senegalli cemaat hep birlikte Alaykum salam dedi. Eyvallah. Kısa bir süre sonra hepsi birden ayaklanıp zikre başlamışlardı.
Salif Keita, Folon’u söylüyor, Bilal gür sesiyle ezan okuyordu. Kunta Kinta beyaz adama karşı savaşıyor. Gana’daki köyümde yaşlı hacı amca ilahi söylüyordu. Ve ben mekân ve zamanı aşarak kalbimi delen bu zikrin tınısıyla tarihi ve coğrafyayı aynı anda doyasıya hissediyordum. Evet, tam olarak hissettiğim buydu.
Muhammed ve arkadaşları Senegal’in en büyük tarikatlarından Muridiyye tarikatına ve tarikatın lideri Şeyh Ahmadu Bamba’ya bağlılar.
Genel anlamda ise Senegal Müslümanları 4 tarikata müntesipler, bunlar Cezayirli Sidi Ahmet Ticani’nin lideri olduğu Ticaniyye, Abdoulaye Thiaw Laye’nin liderliğindeki Layene tarikatı, Kadiriyye ve Şeyh Ahmadu Bamba’nın önderlik yaptığı Kadiriyye’nin kolu olan Müriddiyye.
Bu dört tarikat sadece Senegal’de değil, tüm Kuzey ve Batı Afrika kıyılarından Sahra içlerine kadar tarihten gelen derinliğiyle hayatın hep temel belirleyici unsurları olmuşlardır.
Şeyh Ahmadu Bamba 1850’de M’Backe köyünde doğar. Momar’ı Bamba’da Ahmedü adında din ve fen ilimlerinde yüksek faziletli bir hocanın derslerine göndermişti. Momar, öğrenimini bitirip köyüne döndükten sonra doğan çocuğuna hocasının hâtırasına Ahmedü Bamba adını verdi.
Babası Momar Kadiriyye tarikatına bağlı bir Marabut yani diyar diyar gezip tebliğ yapan kişi. Momar, eğitim aldığı Kadiri hocasının hatırasına hürmeten doğan çocuğuna onun adını verir. Bamba ilk eğitimi babasından alır, yıllar geçtikçe Bamba Arapçada tefsirde, fıkıhta ve tasavvufta derin bir bilgi birikimine sahip olur. Babasının vefatından sonra kendine teklif edilen kadılığı reddetti, çünkü gayesi tasavvuf büyüklerinden ders alıp tarikat yolunda ilerlemekti. Bu nedenle Senegal’deki Fransız sömürgeciliğinin ticari merkezi olan Saint Louis şehrine giderek, zamanın Batı Afrika’daki en büyük Kadiri şeyhi olan El-Haj Kamara’ya bağlandı. Bir süre sonra Kamara Bamba’daki azmi ve kabiliyeti görünce onu Moritanya Sahra’sına bir diğer Kadiri şeyhi Şeyh Sidya’nın yanına gönderdi.
Bağdat’tan Dünya’ya yayılan Geylani (Hz)’nin geleneği bambaşka diyarlarda yolculuğuna devam ediyordu.
- Moritanya’da Şeyh Sidya’dan tasavvuf, akâid, Mâlikî fıkhı ve Sahîh-i Buhârî okuyan Ahmedü Bamba, tarîkat makâmlarında da kemâl derecesine kavuşunca Şeyh Sidya kendisine icâzet, diploma vererek Wolof (Senegal’in en büyük kabilesi) bölgesine halîfe tâyin etti.
Yıllar yılı Fransız ve Senegal krallarının savaşlarından uzak durarak İslam eğitimi için köyler kurar Bamba ve bunda da başarılı olur. Yüzlerce genç Senegalli ondan ilim tahsil etmek için ülkenin değişik bölgelerinde onun kurduğu ve cennet ağacı anlamına gelen Tuba adını koyduğu köye akın ederler. Şey Bamba’nın ünü ülkede yayıldıkça Fransız sömürgeci yönetimi de ondan rahatsızlık duyar. Defalarca Bamba’nın kurduğu köy medreselerini yıkmalarına rağmen Bamba’ya ve onun önderlik ettiği bu harekete engel olamaz Fransızlar.
Son olarak Fransızlar’ın müridlerini dağıtma baskılarını reddeden Bamba tutuklanarak sömürge zamanının başkenti St. Louis’e götürülür ve yargılandığı mahkeme tarafından 1895’te “radikal görüşlerini yayamayacağı Hristiyanlaştırılmış” bir yere Gabon’un Mayombe adasına sürgün edilir. Yedi yıllık Gabondan sonra beş sene de Moritanyada öğrencilerinden uzakta sürgünde yaşar Şeyh Bamba.
Ahmedu Bamba Hazretlerinin tutuklanması, sürgün hayâtına mahkûm edilmesi olayların durmasını sağlamadı. Aksine daha da alevlendi. Şeyh hazretlerini sevenler büyük gösteriler düzenleyip sivil itaatsizlik eylemleri başlattılar ve sömürge yönetimin en önemli gelir kaynaklarından olan vergi vermeyi reddettiler. Ahmedu Bamba hazretleri sürgünde bulunduğu müddetçe kitapları elden ele geziyor ve kendisini sevenlerin sayısı çığ gibi artıyordu.
Fransızlar bu defa Şey Bamba’yı Senegal’e getirdi ama onu Diourbel’de 15 yıl göz hapsinde tuttular.
Yıllar süren savaşlar sonucunda ancak ülkenin tamamına hâkim olabilen Fransızlar, ülkedeki tasavvuf ağının çok güçlü olması nedeniyle misyonerlik ve kültürel dönüşüm faaliyetlerinde başarısızlığa uğramıştı.
1910’da, Şeyh Bamba özgürlüğüne kavuştuğunda yaklaşık bir milyon öğrencisi ve takipçisi onu karşılamıştı. 1927’de vefat ettiğinde, geriye Senegal’de ve tüm dünyada takipçisi olan bir hareket ve beyaz cellabiyesi içinde çekildiği ona ait bugüne kalan tek fotoğraf kaldı.
Ahmedu Bamba babasından aldığı Kadirî evrâdı ile zikir yapmış, ayrıca Moritanya’yada kaldığı süre zarfında bir Şâzelî şeyhinden bu tarikatın evrâdını zikretme izni almış, Mürîdiyye tarikatına has evrâdı 1903 yılı Ramazan ayında tertip etmiştir. Mürîdiyye mensuplarının her gün bu evrâdla beraber bir cüz Kur’ân-ı Kerîm okumaları tarikatın âdâbındandır. Ayrıca Ahmedu Bamba’nın Resûl-i Ekrem’in methine dair Mevâhibü’n-nâfiq, Cezbü’l-kulûb, Mukaddemâtü’l-Emdah adlı kasideleri ferdî veya toplu olarak okunur.
- Ahmedu Bamba, 1924 yılında Fransız sömürge idaresine başvurarak kendi kurduğu Tûbâ şehrinde bir cami yaptırmak için izin almış, ancak inşaata başlanamamıştı.
Fransızlarla iyi ilişkiler kuran Mustafa Fâzıl’ın şeyhlik döneminde temeli atılan caminin inşası otuz iki yıl sürmüş, açılışı 1963’te Senegal’in bağımsızlığa kavuşmasından sonra yapılmıştır. Caminin bitişiğinde Şehü’l-hâdim Kütüphanesi 160.000 kitaplık zengin bir koleksiyona sahiptir. Mustafa Fâzıl, İslâmî ilimler alanında yüksek seviyede eğitim vermek üzere Ezher adlı bir de medrese inşa ettirmiştir. Tuba şehrinde hükümet, yönetim ve polis gücü yok. Defacto olarak şehrin liderliğini ve yöneticiliğini tarikatın şu anki şeyhi Serigne Mouhamadou Lamine Bara Mbacké yapıyor. Şehrin güvenliğini ise dervişler sağlıyor. Bu şehirde alkol, sigara, yüksek sesli müzik ve siyaset yasak.
Şeyh Bamba’nın getirdiği Fransız sömürgeciliğine pasif direniş şekli ve Afrika’nın kültürel öğeleriyle özdeşleşmiş tasavvuf anlayışı bugün Senegal’in kültürel harcının temelini oluşturur. Ülkenin cumhurbaşkanlığını da yapan Abdoluaye Wade gibi birçok siyasetçi ve Cheick Lo gibi dünyanın çeşitli yerlerinde konserler veren ünlü şarkıcılar da Muriddiye’nin üyesidirler.
Bugün Muridiyye’nin her zikir halkasında mutlaka Şeyh Bamba’nın özel tarifi olan zencefilli ve çeşitli baharatlı kahve ve çay ikram edilir. Şeyh ayrıca, sömürge döneminde ülkenin ekonomisini elinde tutan Fransızlara, müridlerinin ihtiyaçlarını karşılamak onları ekonomik yönden güçlendirmek için “dara”lar (kollektif çiftlik) kurarak müridlerini Senegal ekonomisinin gelişmesinde önemli yeri bulunan yer fıstığı üretimine yönlendirmiş ve bu işte büyük bir başarı sağlamıştır. Bu nedenle tarikat, hem sömürge döneminde hem bağımsızlık sonrasında sadece Senegal’de değil bütün Afrika’da diğer tarikatlardan farklı olarak önemli bir ekonomik güce sahip olmuş, bu da tarikat mensuplarını ülke siyasetinde etkin bir konuma getirmiştir.
Şeyh’in kabrinin ve temelini attığı caminin bulunduğu Tuba şehrinde, her yıl Sefer ayının 18inci gününde, değişik yerlerinden gelen milyonlarca mürid Şeyh Bamba’nın sürgünden gelişi için yani “Magal Günü” için toplanıyor, zikir yapıyor, dua ediyor. Miladi takvimde Aralık ayına denk gelen Magal günü için ben de İstanbul’da, Muhammedle birlikte, tarihin bizi bir araya getirdiği hikâyede buluşacağız. Hâlbuki Tuba’da olabilsem... Neyse, kısacık bir Sona Jobarteh arası.