Yalın bir yenilenme: Philadelphia Sanat Müzesi

Amerikalı Mimar Horace Trumbauer ve Afro-Amerikalı Mimar Julian Abele tarafından tasarlanan müze, ilk kez 1928'de açılıyor. Çekirdek Proje olarak adlandırılan yenileme ve genişletme projesi, 8.360 metrekare alan kapsıyor. Restorasyonun ilk aşaması 2019 yılında tamamlanıyor.

Foremount Tepesi’nde bulunan binanın tarihi dış cephesi korunuyor. Yapının yeterince kullanılmayan arka alanları ise kamu kullanımına açılarak müzenin sergileme kapasitesi genişletiliyor. Frank Gehry, müzenin ilk tasarımcıları tarafından kullanılan malzeme ile çalışıyor. Projede, Güney Minnesota'nın küçük bir kasabasındaki ocaktan çıkarılan Kasota Taşı adı verilen kalker kullanılıyor.

William Forum diye isimlendirilen alan, zemin katı üst katlara bağlıyor. Forum’a bronz korkulukları Kasota taşıyla kaplanmış, 12 metre yüksekliğinde heykelsi bir merdivenle ulaşılıyor. Mekan, çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapacak şekilde tasarlanıyor.

Philadelphia Sanat Müzesi'nin dış cephesinde bulunan, 195 metre uzunluğundaki koridor şeklindeki Tonozlu Yürüyüş Yolu, 50 yıl sonra yenilenerek halka açılıyor. Proje kapsamında, tonozlardaki Guastavino çinileri restore ediliyor. Müzenin altyapısını iyileştirmek için kaldırımın altına yeni buhar boruları, su hatları, elektrik ve internet kabloları yerleştiriliyor.

Gehry, sanat ve insan için daha çok alan oluşturmayı hedefliyor. Bu sebeple ofis ve perakende operasyonlarının bulunduğu birçok alan galerilere dönüştürülerek müzenin sergi alanı genişletiliyor.

Williams Forum'un doğu duvarında, Amerikalı Sanatçı Teresita Fernández tarafından kömür parçalarıyla yapılmış bir Amerika haritası sergileniyor. Müzeye göre, Ateş (Amerika Birleşik Devletleri) olarak adlandırılan bu eser, ülkenin üzerine inşa edildiği, yıkım ve yenilenme döngülerine işaret ediyor.

Robbi ve Bruce Toll Terası diğer adıyla ‘Batı Terası’, müzeyi erişilebilir kılmak adına, Kasota Taşı ve granit kullanılarak yeniden inşa ediliyor. Proje ile birinci kattaki Lenfest Salonu olarak adlandırılan ana giriş yenileniyor. Salonun taş duvarları ve kolonları temizleniyor ve yeni LED tavan lambaları takılıyor.

Gehry ayrıca, Lenfest Salonu için Douglas köknarı ve bronz tezgahlarla kaplanmış masalar tasarlıyor. Büyük ölçekli kurulumlar ve toplantılar için kullanılacak olan alanı, beyaz sıva kaplanmış kubbeli bir tavan örtüyor.

Frank Gehry'nin tasarımı, 1928 binasındaki aynı altın renkli Kasota kireçtaşının kullanımıyla binanın orijinal mimari dilini ve malzemesini koruyor. Proje, sadece yeni mekanlar oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda yapının ilk mimarlarının çalışmalarını da vurguluyor.

Yenileme; koleksiyon deposunu, koruma stüdyolarını ve personel ofislerini yeniden konumlandırarak, simge yapı olan binanın içini ağırlıklı olarak kamusal bir alana dönüştürüyor. Projenin Philadelphia'nın ekonomik iyileşmesine destek olması bekleniyor.