Tarihi yapıyla yeni yapının birleşimi: Viyana Müzesi Karlsplatz
1887 yılına uzanan bir geçmişe sahip olan esas adıyla Viyana Şehir Tarihi Müzesi (Historisches Museum der Stadt Wien) olarak bilinen yapı, 1959'a kadar Viyana Belediye Binası'nda (Rathaus) yer alıyordu. Wien Museum, 1887 yılında şehrin sanat ve tarihi koleksiyonlarını saklamak amacıyla kuruluyor. Karlsplatz'ta bir şehir müzesi kurma planları ise 20. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor fakat çeşitli sebeplerden dolayı müze inşaatı erteleniyor.
1953’te açılan bir mimari yarışma ile toplamda 80 yarışmacı 96 tasarım içerisinden jüri, Oswald Haerdtl'yi dördüncü sıraya yerleştiriyor, ancak sonrasında bina tasarımında "gayri resmi’’ bir şekilde Haerdtl’in tasarımı uygulanıyor. Müze, İkinci Cumhuriyet döneminde inşa edilen ilk yeni müze olarak 23 Nisan 1959'da açılıyor ve yıllar boyunca şehrin tek müze yapısı olarak kalıyor.
1950'lerde Oswald Haerdtl tarafından tasarlanan orijinal bina, savaş sonrası modernist estetiğin bir yansıması olarak inşa ediliyor. Minimalist, işlevsel ve dönemin mimari anlayışıyla uyumlu olan yapı, Haerdtl'nin mimari yaklaşımını yansıtıyor. Ayrıca yapı; net çizgiler, dengeli oranlar ve sade malzeme kullanımı ile öne çıkıyor. Ancak müze koleksiyonlarının büyümesi ve modern sergi tasarımına duyulan ihtiyaçlar, yeni bir yapı gereksinimini beraberinde getiriyor.
Kısa süre sonra, binanın genel bir yenilenmeye ihtiyaç duyduğu netleşiyor. Birkaç tartışmadan sonra, bu yenilemenin müzenin genişletilmesiyle birleştirilmesine karar veriliyor. 2015 yılında uluslararası bir yarışma yapılıyor. Certov, Winkler + Ruck tarafından kazanılan proje, 2020-2023 yılları arasında hayata geçiriliyor. Binanın üzerine iki kat daha ekleniyor ve ön tarafa bir pavyon inşa ediliyor.
Viyana Müzesi Karlsplatz, Viyana'nın en önemli kültürel kurumlarından biri olup, hem tarihi mirası hem de çağdaş mimari yeniliği bünyesinde barındırıyor. Şehrin kalbinde yer alan müze, genişleme projesiyle, Viyana’nın mimari geleneği ile modern işlevsellik arasındaki ilişkiyi vurgulayan bir tasarım ortaya koyuyor. 2023 yılında tamamlanan Viyana Müzesi’nin renovasyonu, sadece müzenin fiziksel kapasitesini genişletmeyi değil, aynı zamanda çevresindeki kentsel çevre ile yeniden bağlantı kurmayı amaçlıyor. Viyana’nın en önemli kamusal meydanlarından biri olan Karlsplatz’da yer alan müze, Karlskirche (Karlskilisesi) ve Viyana Teknik Üniversitesi gibi mimari yapılarla çok yakın bir alanda konuşlanıyor.
Renovasyonla birlikte, müzenin sergi alanını 3.000 metrekare genişliyor ve yeni tasarım, orijinal yapıyı domine etmek yerine onunla uyumlu bir şekilde bütünleşiyor. Yapılan değişikliklerden en çarpıcı unsurlar, müzeyi çevreleyen şeffaf cam cephe, daha önce kapalı olan cephenin açılmasını sağlarken müzenin iç mekanı ile hareketli KarlsplatzMeydanı arasında görsel bir bağlantı kuruyor. Bu sayede, müze daha erişilebilir ve halka açık olma imkanı sağlıyor.
Orijinal binanın beton ve sıva yüzeyleri, yeni yapının şık cam ve çelik malzemeleri ile tamamlanarak ağır ile hafif, opak ile şeffaf arasında bir diyalog sağlıyor. Devasa cam duvarlar, sadece dışarıdaki insanları içeriye davet etmekle kalmıyor, aynı zamanda doğal ışığın iç mekana akmasına olanak tanıyarak ziyaretçiler için aydınlık ve davetkar bir atmosfer oluşturuyor.
Yeni eklemenin geometrik ve minimalist formu, Haerdtl'nin modernist vizyonunun net çizgilerini tekrar ederken, çağdaş tasarım anlayışlarını da beraberinde getiriyor. Teraslar ve çatı katları gibi yeni alanların eklenmesi, müzenin kentsel manzarayla olan bağlantısını daha da güçlendiriyor ve ziyaretçilere Karlsplatz ile çevredeki mimari yapıları görme fırsatı sunuyor. Bu açık alanlar, müzenin durağan bir kurum olmanın ötesine geçerek, şehirle bütünleşen canlı bir mekân haline gelmesini sağlıyor.
Müzenin işlevselliğini artırmayı da hedefleyen renovasyon projesi, yeni sergi alanları hem kalıcı koleksiyonlara hem de geçici sergilere ev sahipliği yapıyor. Mekân düzeni, ziyaretçileri Viyana’nın tarihine dair bir anlatı yolculuğuna çıkarırken, açık atriyumlar ve seyir platformları ile ziyaretçilere dinlenme fırsatları sunuyor. Açık ve kapalı alanlar arasındaki bu ilişki, ziyaretçi deneyiminin ön plana çıktığı çağdaş müze tasarım trendlerini yansıtıyor.
Yeni Viyana Müzesi Karlsplatz, estetik açıdan olduğu kadar sürdürülebilir mimari uygulamalar açısından da bir başarı olarak görülüyor. En son çevresel sistemlerle donatılan yapıda; enerji tasarruflu camlar, güneş koruma sistemleri ve jeotermal ısıtma ve soğutma sistemi, müzenin minimal bir karbon ayak izi ile çalışmasını sağlıyor.
Müze, değişim geçirmeye devam ederken, şehrin dinamik kültürel kimliğinin bir sembolü olarak duruyor. Gelenek ve modernitenin uyumlu bir denge içinde var olduğu yapı şehrin dinamik kültürel yapısına da büyük bir katkı sağlıyor.
Bu renovasyon, sadece önemli bir kültürel simgeyi yeniden canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda müze mimarisi için yeni bir standart belirliyor ve Viyana Müzesi Karlsplatz’ı Viyana’nın mimari anlatısının önemli bir parçası olarak ziyaretçilerle buluşuyor.