Tahıl fabrikasından yoga stüdyosuna dönüşüm: La Fabrica XLY

280 m²’den oluşan Xuan Lan Yoga Stüdyosu, bir diğer adıyla La Fabrica; iki kat yüksekliğindeki geniş ve ferah iç mekanıyla misafirlerini ağırlıyor. Projede, zemin kata ek olarak geniş bir merdivenle çıkılan bir asma kat yer alıyor.

Programınana felsefesinden yola çıkılarak tasarımın odak noktasına“misafir” kavramı yerleştiriliyor. Yapının hermetrekaresi, mekanı kullanacak olan misafirler için düşünülüp düzenleniyor. Programın içeriğine uygun olarak tasarımda; yoga dersleri için bir alan, kullanıcılar için bir toplantı odası, kayıt odası, çalışma alanı ve mutfak birimleri yer alıyor.

Mimarlar için projenin en zorlu kısmı, programın felsefesinin tasarım diliyle kullanıcıya aktarılması oluyor. Maddi ve manevi açıdan beş duyuya hitap eden ve onlarla bağlantı kurabilen bir mekan tasarlanması amaçlanıyor. Ek olarak projenin, yoga dünyasındaki profesyoneller için bir buluşma noktası olması da hedeflenen kriterler arasında yer alıyor.

Projenin ilk ve daimî misafiri olarak ağırlanan “doğa” kavramı, La Fabrica’nın tasarımında büyük rol oynuyor. İç mekanda hindistancevizi lifi, kenevir, keten ve pamuk gibi dokulu materyallerin yanında tamamen beyaza boyanmış duvarlar,doğal ahşabın kullanıldığı mobilya ve dekorasyon elemanları tercih ediliyor.

Mimaride dikey sirkülasyonu sağlayan merdivenler, bu tasarımda da kendi görevine ek olarak sosyalleşme ve bir tefekkür yeri olarak kullanılıyor. Zemin kattaki ortak çalışmaalanı,doğal ışıkla aydınlanıyor. Veranda ve ofisin arasında kalan ve bir geçiş alanı görevi gören asma katta mahremiyet duygusu ön plana çıkarılıyor. Böylece bu alan, kullanıcılar için bir inziva yeri olarak kullanılıyor.

Açık alan etkinliklerinin düzenlenebildiği terasta çeşitli meyve ağaçları, şifalı, aromatik ve yabani bitkiler yer alıyor. Bu alana Akdeniz bitki örtüsünün ufak bir yansıması tasarlanmak isteniyor.

Tasarımın çıkış noktalarından biri olan, yaşamı ve yaşayan her şeyi tutkulu olarak sevme hali anlamına gelen “biofilia” kavramı projenin içerisinde kendini gösteriyor. Doğa ile kurulan temasın bir göstergesi olarak bu kavram; terasta kentsel bir vahayı, iç avlularda oksijenle var olan akciğerleri ve dikey eksende yeşilin varlığını sembolize ediyor.