Sürdürülebilir okul tasarımı: Reggio School
Office for Political Innovation mimarlık ofisi, İtalya’da Reggio School adı verilen sürdürülebilir bir okul tasarladı. Projeye ait olarak geliştirilen mimari fikirler, kendi içerisindeki özgün dinamikleri ve plan kurgusu ile öğrencilere ayrıcalık tanıyarak diğer okul yapılarından ayrılıyor.
Office for Political Innovation, mimari ortamların, çocuklarda keşfetme ve sorgulama arzusu uyandırdığını savunuyor. Bundan dolayı ofis, Reggio School’u tasarlarken bu fikri temel olarak alıyor. İtalya’nın Reggio Nell kentinde yer alan ofis, ebeveynlerin geliştirdiği pedagojik fikirleri izliyor.
Ofis, araştırmalarında bulduğu kolektif deneyler sonucunda öğrencilerin kendi eğitimlerini yönetmelerinin mümkün olduğu kanısına varıyor. Bu proje de, çocukların öngörülemeyen zorluklar ile başa çıkma kapasitesini güçlendirmek amacı ile geliştiriliyor.
Okulun mimarisi homojenleştirme standartından kaçınarak ortamı katmanlı bir şekilde tasarlıyor. Deneyimsel olarak her farklı katmanın tecrübesini çocuklara yaşatmayı amaçlıyor. Böylelikle keşfetmeye yatkın çocukların mimari yollar ile hayatı tecrübe etmesi sağlanıyor.
Arazi ile doğrudan bağlantılı olan giriş kat, okulun yeni üyelerine ayrılıyor. Bu katla üst katlar arasında bir sera yapısı bulunuyor. Bu sera, kapalı bir bahçeyi andırıyor. Geri kazanılmış toprak ve su depolarıyla tasarlanan mekan, okula farklı bir bakış açısı getiriyor.
Okulun ikinci katı, ana sosyal bir meydan olarak tasarlanıyor. Bu katta tercih edilen mimari üslup, öğretmenlerin ve öğrencilerin birbirleri ile olan iletişimini artırmayı, çevre manzaradan maksimum düzeyde yararlanmalarını amaçlıyor. Öğrencilerin ve öğretmenlerin parçası oldukları bu kat, eklenen sera ile ekosistemi hissedip uyum sağlayabilecekleri bir alan sunuyor.
Binanın mekanik sistemi, öğrencilerin akışına göre tasarlanıyor. Mekanik sistemler yani borular, kanallar, teller ve ızgaralar; görsel-malzeme dengesi oluşturarak ekosistemin bir parçası haline gelen mimari tasarım elemanı olarak kabul ediliyor. Böylelikle su, enerji ve hava değişimlerini öğrenciler şeffaf olarak gözlemleyebiliyor.
Çevresel karbon ayak izini azaltmaya çalışarak düşük bütçeli bir strateji geliştiriliyor. Geliştirilen tasarım ilkelerinden biri olarak arazi işgalini azaltmak için dikey tasarıma odaklanılıyor. Yatay olarak genişleyen mimari yerine dikey kompakt bir bina tercih ediliyor. Bu tasarım kararı, binanın kapladığı alanı en aza indirerek temel ihtiyacı optimize ediyor.
İkinci olarak binanın cepheleri, çatıları ve iç bölmeleri için kullanılan toplam malzeme miktarını azaltmaya yönelik bir strateji geliştiriliyor. Bu yüzden asma tavan, yükseltilmiş teknik zemin, duvar kaplaması ve havalandırma cephe kullanılmıyor. %48 oranında bir azaltma ile bina, daha çevre dostu bir hale getiriliyor.
Üçüncü bir strateji olarak yaşam izolasyonu içeren bir yalıtım sistemi sunuluyor. Mantar ısı izolasyon sistemi tasarıma uyarlanıyor. Bina kabuğunun %80’i mantar ile kaplanıyor. Cepheden itibaren dışarıdan 14,2 cm’lik, yoğun miktarda bir mantar kaplama uygulanıyor. Mimarlık ofisinin geliştirdiği bu çözüm, bu proje için özel olarak tasarlanıyor.
Özel geliştirilmiş mantar yalıtım sayesinde okulun içinin ısıtılması sırasında tüketilen enerji %50 olarak azaltılıyor.Mantar kabuğun çıkıntısının düzensiz yüzeyi organik malzemelerin birikmesine izin veriyor. Böylece bina kabuğu, çok sayıda mikrobiyolojik mantar ve bitki için bir yaşam alanı haline geliyor.
İnşaat mühendisi Lago González Quelle liderliğindeki ekip, binanın yapısını şekillendirmede, analiz etmede, boyutlandırmada oldukça çaba sarf ediyorlar. Sonuç olarak enerji tasarrufuna sahip bir tasarım ortaya koyuyorlar.
Proje | Reggio School |
Mimarlar | Andrés Jaque / Politik İnovasyon Ofisi |
Alan | 59158 ft² |
Yıl | 2022 |
Yer | İspanya, Madrid |
Fotoğraflar | José Hevia |
Yapısal mühendislik | Qube Ingeniería de Estructuras |
Servis mühendisliği | JG Ingenieros |