Sürdürülebilir bir buzdağı: San Raffaele Hastanesi

2015 yılında düzenlenen yarışmayı kazanan MC Architects, Vita-Salute San Raffaele Üniversitesi kampüsü içinde yer alan üniversite hastanesinin yeni cerrahi ve acil servis merkezini tasarlıyor.

Hastane binasının çevre üzerindeki etkisini azaltma ve yoğun olarak inşa edilmiş kentsel alana rasyonel olarak uyum sağlama sorumluluğu projeye yön veriyor. Mimarlar "Bu yoğun yapılaşma alanı için daha tutarlı bir kentsel alan tasarlamaya ihtiyaç vardı." diye yineliyor.

San Raffaele Hastanesi, Milano'da son derece uzmanlaşmış bir acil servis (ER) ve İtalya'da ulusal bir öneme sahip olan 284 yataklı hasta bakım tesisini oluşturmak için bilimsel araştırma, öğretim ve klinik etkinliklerini bir araya getiriyor.

Yeni bina hem mimari hem de işlevsel olarak birbirini tamamlayan iki ana yapıdan oluşuyor. Teknik hizmetler bölümü, acil ve yoğun bakım tesislerine ek olarak 20 ameliyathane de dahil olmak üzere hastane hizmetlerini barındırıyor. Kulede ise 300 yataklı hasta servisleri, tıbbi ofisler ve klinikler bulunuyor. Her iki yapı da uluslararası düzeyde artan bakım talebini tamamlıyor.

Yeni ameliyathane ve acil durum ünitesi; hem yatay hem de dikey alanları birbirine bağlayan ayrıntılı yerleşim planı, kuleyi hastanenin geri kalanına bağlayan yeraltı geçitleri için maksimum doğal aydınlatmadan yararlanma ve optimum işlevsellik ile karakterize ediliyor.

Acil servisleri, yoğun bakımı ve cerrahi alanları içeren tek katlı yapı, bu alanları her gün kullanacak olan personelle üzerine konuşularak tasarlanıyor. Ülkenin en büyük acil servisini barındıran bu yapıda, iki adet son teknoloji beyin cerrahisi ünitesi de dahil olmak üzere 20 ameliyathane bulunuyor.

Cam kanatlarla kaplanmış şeffaf, kavisli cephe çevredeki alanın yoğun yapısına uyum sağlıyor.

Stüdyo, iyileşmeyi teşvik etmenin bir yolu olarak hastane alanının kalitesiyle yakından bağlantılı bir sürdürülebilirlik fikri benimsiyor.

Tamamen camla kaplı bir bina kabuğu ile karakterize edilen San Raffaele Hastanesi’nin cephesi, biyoklimatik bir işleve sahip olan tam yükseklikteki dikey panjurlardan oluşuyor.

Bu güneş likler, cam üzerine düşen gölgeler sayesinde güneş ışınlarının neden olduğu termal yüklerin azaltılmasına yardımcı oluyor. İç mekanların iklimlendirilmesi için gereken enerji ihtiyacını azaltıyor ve aynı zamanda odalara yayılan doğal ışık miktarını artırıyor.

Cephenin köşeleri; dinlenme salonları, toplantı ve resepsiyon alanları olarak faaliyet gösteriyor. Kışın, bu alanlar güneş serası görevi üstlenerek ısıtma sistemine katkı sağlıyor.

Ziyaretçileri kabul etmek için ayrılmış odaların ve hastaların mahremiyeti dikkatlice düşünülüyor. Ziyaretler hastaneden ziyade ev benzeri mekanlarda gerçekleşiyor. Böylece büyük ölçüde yatağa bağlı hastaların çevrelerini değiştirmelerine olanak sağlanmış oluyor.

Bu ziyaretçi alanları ve ayakta tedavi gören hastalara hizmet veren resepsiyon alanları, her katta binanın köşelerinde yer alarak hem gün ışığından hem de şehir manzarasından faydalanıyor.

Sürekli bir sürdürülebilirlik destekçisi olan Mario Cucinella ve ekibi, iç mekân için kolay temizlenebilir malzemeler tercih ediyor.

Mobilyalara ve sıhhi tesisatlara da aynı özen gösteriliyor. Mobilyalar formaldehit içermeyen eko-sürdürülebilir malzemelerden yapılırken, banyolarda, hasta odalarında ve klinik lavabolarında antibakteriyel bir kaplama ile tercih ediliyor.

İç mekanları kaplamak için malzeme seçiminin temelini yeşil bina ilkeleri oluşturuyor. En iyi sağlık ve hijyen standartları, uçucu organik bileşik (VOC) emisyonu içermeyen ürünlerin kullanımıyla birleştirilerek, çevrenin sağlığı korunuyor.

Hem dışarıda hem de içeride geri dönüştürülmüş malzemelerin ve yeşilliklerin kullanılması, hava kalitesini daha da iyileştiriyor. İtalya'nın ilk LEED Gold sertifikalı hastanesi olan yapının son teknolojiye ve yüksek verimliliğe sahip tesis tasarımı, enerji tüketimini azaltmaya yardımcı oluyor.

1960 yılında Palermo'da doğan Mario Cucinella, Giancarlo De Carlo ile eğitim alıyor ve Renzo Piano'nun stüdyosunda çalışmaya başlıyor. Ardından 1992'de Paris'te Mario Cucinella Architects'i (MCA) kuruyor. Stüdyo, 1999'dan beri 50'den fazla mimar, mühendis ve tasarımcıdan oluşan uluslararası bir ekiple İtalya Bologna'da faaliyet gösteriyor.

Mario Cucinella, kapsamlı bir araştırmaya dayalı olarak çevre ve enerji verimliliği stratejilerini birleştiren bir mimari tasarım felsefesi benimsiyor. Mario Cucinella Architects, daha önce Mormanno Hill Town'da bir kiliseyi ve Gana'da ultra yeşil bir ofis binasını tasarlıyor. MCA ve Studio WASP, İtalya'da yerel ham topraktan yapılmış "dünyanın ilk 3D baskılı evini" inşa ediyor.