Malzeme ve doku: Skechers Türkiye - Olka Ofisi

1992 yılında tüketiciler ile buluşan Skechers, günlük, çocuk giyim ve spor ayakkabı kategorilerinde Amerika’nın büyük markalarından biri olarak dünya çapında tanınıyor.

Skechers, 190’dan fazla ülkede 1000’in üzerinde mağazasıyla hizmet veriyor. Markanın Türkiye’deki distribütörlüğünü ise Olka yapıyor. 2011’de İstanbul’da kurulan Olka Spor Malzemeleri Tic. Aş. ise ayakkabı ve giyim sektöründe hizmet veriyor. Aynı zamanda Skechers’ın tüm Türkiye operasyonunu yönetiyor.

2005 yılında Hakan Habif tarafından Kemerburgaz'da kurulan mimarlık ve iç mimarlık ofisi Habif Mimarlık, Olka için bir ofis ve Skechers için bir showroom içeren projenin tasarım sürecini üstleniyor. Proje, 2020’de tamamlandıktan sonra kullanıma açılıyor.

Projenin başlangıç aşamasından itibaren mevcut alan kısıtlamaları giderilmeye çalışılıyor. Tek bir cepheden ışık alan, alçak bir kat yüksekliğine sahip bir alanda; ferah ve aydınlık bir ofis alanı ve mağaza tasarlanıyor.

Tasarımın ilk adımı olarak; kapalı mahaller iç çepere yerleştiriliyor ve ışığın açık ofis alanlarından katın tamamına yayılmasına izin veriliyor.

Tüm teknik kararlar, ferah bir ofis alanı oluşturmak adına projenin başlangıç aşamasında veriliyor. Yükseltilmiş döşemeler kaldırılıyor, tüm mekanik ve elektrik hatların ince ince çalışılarak ofis alanları ile çakıştırılmadan planlanmasına özen gösteriliyor.

Tavanda ve zeminde kullanılan parlak beton malzeme, yatay yüzeylerde daha sıcak ve dokunsal bir etki oluştururken düşey yüzeylerde de ferahlık algısını artırıyor.

Ahşap dikmeler ve terracota rengindeki doğal tuğlaların kullanımıyla sıcak bir atmosfer oluşturuluyor. Ahşap dikme profiller ve tuğlalar, ritmik bir doku içinde bütüncül bir yüzey oluşturuyor.

Ofis alanında bitkiler, kullanıcılar için olumlu bir görsel etki oluşturuyor ve seperatör elemanı olarak kullanılıyor.

Kafe ve dinlenme alanı, ofisin tamamından farklı bir dilde tasarlanıyor. Yerel bir kahve zinciri olan Grandpa’nın bir şubesi olan bu alanda, çalışanlar kendilerini ofisten ayrı bir alanda dışarıya çıkmış gibi hissediyor.

Ofisin en karanlık noktasında, showroom alanı yer alıyor. Tasarım ekibi, kullanışsız gibi görünen bu karanlık alanı bir avantaja çeviriyor. Renkli camlardan, ahşap panjurlardan süzülen ışıkların iç içe geçtiği, ürünlerin tekil birer sanat eseri gibi sergilendiği bir dolaşım alanı tasarlanıyor.

Normalde kaba inşaat malzemesi olarak kullanılan blok tuğlalardan bir duvar oluşturuluyor. Siyaha boyanan duvar, kendi dokusu ve ritminin üzerine düşen ışık oyunlarıyla bir sahne gibi değerlendiriliyor.

Tasarımın ekibi mekanın yer aldığı mevcut alanın ve konumun hiçbir dezavantajını hissettirmeden açık, ferah ve aydınlık alanlar elde etmeyi amaçlıyor.