Londra Tasarım Festivali ve Molozun Gözleri: Mimari Yıkımın Maddi Tanıklığı

ARKİTEKT
Abone Ol

Nuseyrat Mülteci Kampı, Jabalia Mülteci Kampı, Refah Sınır Kapısı, Khan Younis Şehri (Gazze Şeridi'nin güneyindeki yerleşim bölgelerinden biri)’nde kaydedilen gerçek zamanlı görüntülerin, yapay zeka aracılığı ile hareketli görüntü haline getirilmesi ile elde edilen kısa film, mimarlığın aracı olduğu bir yıkımın izlerini yıkımın kendisinin aktör olduğu bir perspektiften ele alarak, moloz yığınlarına, harabe haline gelen evlere, sokaklara, okullara ve kamusal alanlara odaklanıyor ve yıkımın olası anlamlarını, bu maddi tanıklığın izleri ile aktarmaya çalışıyor. Mimar, Öğretim Üyesi Dr. Büşra Dilaveroğlu ve Mimar Öğretim Üyesi Dr. Seher Kalender Çetinkaya tarafından hazırlanan film, Londra Tasarım Festivali'nde Kopmayan Bağlar, Filistin için Yaratıcı Direniş Sergisi, (Ing. Unbroken Threads: Creative Resistance for Palestine Exhibition) kapsamında Inhabit Hotel, Southwick Street’te izlenebilir

Londra Tasarım Festivali’nde yer alan sergilerden “Kopmayan Bağlar, Filistin için Yaratıcı Direniş”, (Ing. Unbroken Threads: Creative Resistance for Palestine) sergisi, Türk Mimarlık akademisinden iki öğretim üyesinin kısa filmini olan “Molozon Gözleri; Mimari Yıkımın Maddi Tanıklığı” (Eyes of Rubble; A Film About Material Testimony of Architectural Demolution)’na yer veriyor. Film, mimarlığın aracı olduğu bir yıkımın izlerini yıkımın kendisinin aktör olduğu bir perspektiften ele alarak, moloz yığınlarına, harabe haline gelen evlere, sokaklara, okullara ve kamusal alanlara odaklanıyor ve yıkımın olası anlamlarını, bu maddi tanıklığın izleri ile aktarmaya çalışıyor.

İşgal altındaki topraklarda mimari, yalnızca bir mekan kurgusu ya da barınma ihtiyacını karşılayan yapılar bütünü değil, aynı zamanda bir baskı aracı ve direniş sembolü haline dönüşüyor. Molozun Gözleri, işgalin, mekânı nasıl hedef haline getirdiğini ve yapılı çevrenin ortadan kaldırılmasıyla onlarla birlikte toplumsal hafızanın, kimliklerin ve toplulukların da nasıl silinmeye çalışıldığına vurgu yapıyor. Ancak filmin vurucu yanı, molozların birer tanıklık aracı olarak bu hafızayı nasıl taşıdığına dair sunduğu derinlikli yaklaşım. Yıkılan her evin ardından kalan taşlar, kırık kolonlar ve çökmüş duvarlar, sadece bir yıkımın izleri değil, aynı zamanda geçmişin ve direnişin maddi kanıtları olarak varlığını sürdürüyor.

Molozun Gözleri; Mimari Yıkımın Maddi Tanıklığı kısa filminden bir kare.

Bu kalıntılar, şiddetin devamlılığına dair birer tanık olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir direnişin sembolüne de dönüşüyor. Molozlar, yok edilmek istenen hafızayı, mekânı ve kimliği koruma adına birer siyasi aktöre evriliyor. Molozun Gözleri, izleyiciyi bu maddi kalıntılarla, yani yıkıntılarla bir diyaloğa davet ediyor. Film, yıkımın ardında kalan bu sessiz tanıkların, çözülmemiş tarihleri ve bitmemiş adalet arayışlarını nasıl temsil ettiğini şiirsel bir anlatıyla gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, molozlar yalnızca yıkıntı olarak değil, şiddetin ve mücadelenin devam eden hikâyesini anlatan aktif bir özne olarak karşımıza çıkıyor.

Molozun Gözleri; Mimari Yıkımın Maddi Tanıklığı kısa filminden bir kare.

Molozun Gözleri, mekânın maddeselliği üzerinden şiddet ve adalet gibi kavramları yeniden düşünmeye sevk eden bir yapım. Film, mimari yıkımın ardından kalan malzemenin anlatı gücünü ve tanıklığını vurguluyor, izleyiciye ise mekânın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda toplumsal ve politik bir aktör olduğunu hatırlatıyor.

Mimar, Öğretim Üyesi Dr. Büşra Dilaveroğlu ve Mimar Öğretim Üyesi Dr. Seher Kalender Çetinkaya tarafından hazırlanan film, Londra Tasarım Festivalinde İzlenebilir;

Kopmayan Bağlar, Filistin için Yaratıcı Direniş Sergisi, (Ing. Unbroken Threads: Creative Resistance for Palestine Exhibition)

Inhabit Hotel, Southwick Street, Paddington, W2 1JQ, London.