Kırsaldaki modern yapı: Casa das Artes

Tasarım ekibi yapıyı bir binadan çok daha fazlası olarak tanımlıyor. Casa des Artes’in insanları bir araya getiren, kreatif aktiviteleri teşvik eden, halkın yaşam kalitesini artıran ikonik bir dönüm noktası olması planlanıyor.

Köy evi çatılarına benzeyen eğimli tavan yüzeyi bina ile yerel dağ manzarası arasında bağlantı kuruyor.

Cepheler ve çatı yüzeyleri arasındaki devamlılık ile elde edilen dinamizm, güçlü bir kırmızı renkle vurgulanıyor.

Toplumun tüm kesimlerine hitap edebilmesi ve farklı etkinliklere ev sahipliği yapabilmesi için yapıda çok yönlü alanlar oluşturuluyor.

Dış mekan, peyzaj alanlarını da içine alarak kamusallaştırılıyor. Bahçede açık hava etkinlikleri için amfi tiyatro, serbest alanlar ve patikalar bulunuyor.

Bina, farklı işlevleri yansıtan üç hacimden oluşuyor. Birincisi sahne elemanlarını, ikincisi seyirci alanlarını ve fuayeyi, üçüncüsü ise bağımsız bir hacim oluşturan kafeterya ve müze olması planlanan bölümü içeriyor.

Binanın ana girişi fuayeden sağlanıyor. Bu alan, kısa bir merdivenle ikiye bölünebilen sergi işlevinde de kullanılabiliyor.

Oditoryum; tiyatro gösterileri, opera, konserler ve konferanslar düzenlemek için uygun şekilde donatılıyor ve 300 misafire hizmet verebiliyor.

Salonda altı teknik seviyeli bir orkestra çukuru bulunuyor.

Bina çevresindeki sirkülasyon çeşitliliği, kamusal alan algısını güçlendirirken; müze alanı ve kafeterya gibi belirli yerlere erişimde de halkın oditoryuma uğramadan doğrudan ulaşmasını sağlıyor.

Kafeterya, binanın geri kalanından bağımsız çalışabildiği gibi oditoryuma erişim sağlayan bir giriş noktası olarak da hizmet veriyor. Bu alanın batıya dönük çatı penceresiyle gün batımı ışığını içeri doğru yönlendiren kapalı bir terası bulunuyor.