Karbon ayak izini en aza indiren yurt: Mitchell Family House

ŞEVVAL BERRİN KOCA
Abone Ol

Montréal merkezli bir firma olan Architem Wolff Shapiro Kuskowski Mimarlık, Bishop’s College için Mitchell Family House’u tasarladı. Kanada’da bulunan yapı, birçok farklı ülkeden gelen öğrencilere konaklama imkanı sunuyor. Doğal güzellikler içerisindeki kampüste bulunan yurdun tasarımında, karbon ayak izinin en aza indirilmesi için sürdürülebilir yöntemler kullanılıyor.

Mitchell Family House, ailelerinden uzakta olan öğrencilerin refah seviyelerini yükseltmeyi amaçlıyor.

Özel bir yurt olan Mitchell Family House, 37 farklı ülkeden gelen 12-17 yaş arasındaki 270 öğrenciye konaklama imkanı sağlıyor. Ev sıcaklığında bir ortam sunan yapı, Kanada’nın Quebec eyaletindeki asırlık bir kampüs içerisinde yer alıyor. Kampüs, St. Francis Nehri kıyısında, doğal güzelliklerle çevrili, 250 dönümlük bir arazi içerisinde konumlanıyor.

İki kanadı birbirine bağlayan giriş bölümü.

Kampüste, uzun yıllardan beri eğitim veren çoğu yapı, belli bir mimari geleneğe göre tasarlanmış olup orijinalliklerini korunuyorlar. Kampüsteki sekizinci öğrenci yurdu olan Mitchell Family House, konaklama ve akademik işlevleri tek bir çatı altında birleştiren bir yapı olarak inşa ediliyor. Tasarımıyla çevresindeki orman ve nehir ile bağlantı kuran yapı, açılı kısmıyla kampüsün merkezine doğru yöneliyor.

Alt kat planı.

Giriş kat planı.

İkinci kat planı.

V şeklindeki yurt, ortak merkezi çekirdeğe bağlanacak ve iki kanadı olacak şekilde tasarlanıyor. Her kanat, öğrenci ailelerinin konaklaması için tasarlanan iki katlı yapılarla son buluyor. Aileler bu yapılara, öğrencilerden farklı bir yerden giriş sağlıyorlar. Yurdun üst katında ise, her birini iki öğrencinin paylaştığı 18 oda bulunuyor. Bu odalar; salon, yemek alanı, asma kattaki çalışma ve yaşam alanlarına bağlanıyor.

Merdiven cephesindeki prefabrik beton, merkezi çekirdeğe dikkat çekiyor.

Giriş bölümü; özel konaklama kanatlarına ve ortak alanlara açılan iki ayrı erişim noktası sağlıyor. Projenin plan kurgusu, ziyaretçilerin rahat bir şekilde yapı içerisinde gezmesine izin verirken aynı zamanda yurtta kalan öğrencilerin mahremiyetini ve güvenliğini de sağlıyor.

Yapı, iki ayrı kota yerleşiyor.

Yapının içerisinde akademik faaliyetler için ofis ve çalışma alanları bulunuyor. Bu bölüm ile yapı, dışarıdaki meydana açılıyor. Bazı dönemlerde bu meydan, küçük etkinliklere ev sahipliği yapıyor.

Tasarımın cephesinde tuğla, beton ve taş kullanılıyor.

Cephede kullanılan tuğla, kampüs içerisindeki sürekliliği ve bölgedeki yapılarla uyumu sağlıyor. Giriş bölümlerinde, merdiven hacimlerinde ve sosyal alanlarda ahşap malzeme tercih ediliyor. Geniş pencereler ve iç yüzeylerde kullanılan ahşapla; iç mekanlarda sıcak bir atmosfer oluşturulmak isteniyor.

Cephede kullanılan beton, bölgedeki taş kullanımına çağdaş bir yorum kazandırıyor.

Cephede tuğlayla beraber kullanılan prefabrik beton, kampüsteki tarihi binalarda kullanılan taş yerine, yapıya çağdaş bir görünüm kazandırmak amacıyla tercih ediliyor. Ayrıca, pencere açıklıklarının önünde kullanılan dikey beton sütunlar, ışığın filtrelenerek iç mekana ulaşmasını sağlıyor.

Sirkülasyon alanı görünümü.

Karbon ayak izini en aza indirmeyi amaçlayan tasarım ekibi, yapıda ısı geri kazanımı gibi yüksek verimli mekanik sistemler kullanıyor. Dışarıdan izole edilmiş duvar panelleri ve üç camlı pencereler de, enerji kaybını azaltmak için kullanılan diğer yöntemlerden.

Giriş alanından bir görünüm.

Binanın ısıtma ve soğutma gereksinimlerini karşılamak için kampüste dört yeni kuyu açılıyor. Bununla birlikte yurt binası, kampüsün merkezi jeotermal sistemine bağlanıyor. Ayrıca, kış aylarında gelen havayı ısıtabilmek için bir ısı geri kazanım sistemi kuruluyor.

İç yüzeylerdeki ahşap kullanımıyla doğa iç mekana aktarılıyor.

Kampüsteki su kullanımına ve yönetimine de özen gösterildiği için yapının çatısı yağmur suyunun iletimi düşünülerek tasarlanıyor. Yağmur suyunun ormanlık alanlara ulaşmasını önlemek için iki adet toplama havuzu oluşturuluyor. Ayrıca, nehir kıyısını erozyondan korumak için de yüzey akışları, havzalara doğru yönlendiriliyor.

Cephede kullanılan malzemeler ısı kazanımına yardımcı oluyor.

Doğayı koruyabilmek ve ondan daha fazla faydalanabilmek için kampüs içerisinde araç trafiği minimum seviyede tutuluyor. Yerel gökyüzü tüzüğüne uygun olan düşük aydınlatma direkleri kampüs içerisine yerleştiriliyor. Sonuç olarak; karbon ayak izinin en aza indirilmeye çalışıldığı tasarımda, sürdürülebilir birçok yöntem kullanılıyor.

Yaşam alanından bir görsel.

Proje

Mitchell Family House

Yeri

Sherbrooke, Qudbec, Kanada

Mimarı

Architem Wolff Shapiro Kuskowski Architects

Baş mimar

Andrea Wolff

Tasarım ekibi

Elizabeth Shapiro, Magda Kuskowski, Mira Katnick, Johnny Salman, Katrina Novak, Kristian Morse, Harriet Strachan, Jose Orue-Bonneville, Alexey Kovyazin

Brüt inşaat alanı

2.415 m2

Tamamlanma yılı

2019

Yapı malzemeleri

Tuğla, beton, taş