Kanûnî’nin saray başnakkaşı: Kara Memi
16. yüzyıl, Osmanlı klasik sanatının her alanda tekemmül ettiği bir dönemdir. Tezhip sanatının bu dönemdeki üstadı Kara Memi’dir. Kara Memi, Sultan Süleyman Han Nakkaşhanesi’nin baş müzehhibidir. En bilinen eseri, Muhibbi divanının tezhipleridir. Ayrıca Karahisârî’nin istinsah ettiği Mushaf-i Şerif, Kara Memi ve talebeleri tarafından tezhip edilmiştir.
Müzehhip Kara Memi’nin hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Topkapı Sarayı Arşiv kayıtlarından, Kanûnî Sultan Süleyman ve Sultan II. Selim dönemlerini idrak ettiği anlaşılır. Asıl adı Kara Mehmet Çelebi’dir. Süheyl Ünver’e göre Memi söylenişi Manisa ve çevresinde kullanılan bir kısaltmadır. Buna rağmen Kara Memi’nin yetiştiği bölge hakkında kesin bilgi yoktur. Tarihçi Mustafa Ali Efendi, 1585 yılında yazdığı Menakıb-ı Hünerveran’da Kara Memi’den: “Şahkulu Nakkaşın tilmiz-i ekremi ve Sultan Süleyman Han Nakkaşhane’sinin üstad-ı muhteremi müzehhib Kara Memi” şeklinde söz eder. Bu kayıttan anlaşıldığına göre Kara Memi’nin üstadı Şahkulu’dur.
Kara Memi, hocası Şahkulu’nun vefatından sonra saray nakkaşbaşılık görevini üstlenir. Şahkulu, Farisi kökenli bir sanatçıdır. Buna rağmen Kara Memi’ye etkisi olmadığı şeklinde yorumlanır. Kara Memi, dönemine kadar süregelen sanatın ana unsurlarını değiştiren ve kendi üslup özelliklerini tezhip sanatı içinde belirginleştiren bir müzehhiptir.
Kanûni dönemi ehl-i hiref maaş defterlerindeki bilgilere göre Kara Memi, 16. yüzyıl saray nakkaşhanesinde 25,5 akçe yevmiye ile çalışır. Nakkaşhanede kendisiyle beraber çalışan müzehhip ve talebelerinin kadrosu yirmi dokuz kişidir. Kara Memi’nin o günün koşullarına göre kıt kanaat geçinecek kadar bir gelirinin olduğu anlaşılır. Onun sanat yönü ve mütevazı hayatı hakkında Behçet Kemal Çağlar’ın şu mısraları dikkate değerdir:
Muhibbi Divanı’nın sayfaları gergefi
Nakış iğnesi yapan elindeki kalemi:
Sanatkâr halk çocuğu sevgili Kara Memi.
Kara Memi’nin başlıca eserlerinden biri, Kanûni Sultan Süleyman’ın Muhibbi mahlasıyla yazdığı Muhibbi Divanı’dır. Muhibbi Divanı’nın farklı tarihlere ait 19 nüshası mevcuttur, yalnızca iki tanesinde müzehhip Kara Memi’nin imzası bulunur. Bunlar; İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi T. 5467’de kayıtlı Şahane nüsha (1565), ve Nuruosmaniye Kütüphanesi no. 3873’de kayıtlı nüshadır. (1563)
Tezhibi Kara Memi’ye ait olduğu bilinen Şahane nüsha, 1565 senesinin Ramazan’ında Hattat Mehmet Çelebi tarafından Türk ta’likiyle yazılmıştır. Eserin sonunda, hattatın imzasını attığı sayfanın boş kalan kısmında “Müzehhib-ül Fakir Karamemiyy-ül Hakîr” şeklindeKara Memi’nin imzası yer alır. Eser, 16,5 x 26,3 ölçülerinde 370 varak, 740 sayfadır. Divan’ın tezhip ve tezyinatı, başında Kara Memi’nin bulunduğu müzehhipler tarafından yapılmıştır. Bütün sayfaların cetvel dışı alanları, Kara Memi üslubunda halkâr ile bezenmiştir. Eserde Kara Memi üslubunun belirgin motiflerinden olan; nergis, gül goncası, karanfil ve menekşeler yer alır. Genellikle yapraklar hafif ve silik yeşil, çiçekler de soluk pembe şeklinde gözlemlenir. Kara Memi’nin diğer eserlerinde stilize servilere rastlanırken Muhibbi Divanı’nda sade ve zarif ağaç izleri, 16. yüzyıl sanatının Türk ruhunu yansıtır.
İçeriğinde Müzehhip Kara Memi’nin imzasının bulunmadığı fakat süsleme anlayışından Kara Memi’ye ait olduğu düşünülen eserler şunlardır: Abdullah Sayrafî Kur’ân’ı (TSM, E.H.49), Şah Mahmud Nişaburî albümü (İÜK, F.1426), Ahmed Karahisarî Kur’ân’ı (TSM, Y.Y 999), Süleymannâme (TSM, H.1517), Ahmed Karahisarî Kur’ân’ı (TSM, No.5), Kırk Hadis (TSM, EH.2851), III. Murad Tuğrası.
Kanuni Sultan Süleyman’ın isteği üzerine, Hattat Ahmed Karahisârî tarafından yazılan Kur’an-ı Kerim’in müzehhibi bilinmez. Serlevha ve çok sayıdaki koltuk tezhiplerinden Kara Memi’ye ait olduğu anlaşılır. Bu eser, dönemin diğer örneklerinde olduğu gibi, bir müzehhip grubu tarafından tezhip edilir. Eserde cetvel dışı sayfa kenarı tezhibindeki sarılma rûmî, hurde rûmîli kompozisyon ve tığlardaki negatif çiçekler; Muhibbî Dîvânı’nın Şahane nüshasındaki zahriye ve serlevha sayfalarındakilerle aynıdır. Bu bakımdan eser tespitinde; kompozisyon, motif benzerliği ve üslup özellikleri gibi pek çok etken müessirdir.