Japon ve Türk mimarisinin harmanlanmasından doğmuş bir yapı: Bruno Taut evi
15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nden Avrupa yakasına geçerken köprünün çıkışında gördüğünüz bu esrarengiz ev, Taut'un Türk ve Japon mimarisinin ortak özelliklerini keşfederek, iki kültürü ve mimariyi harmanladığı bir konut yapısı.
1880 Doğu Prusya’daki Königsberg’de doğan Bruno Taut, 1921’den 1933’e kadar Naziler yönetimi alıncaya dek Almanya’nın Magdeburg kentinde baş mimarlık yaptı. Çoğu halen duran on binden fazla konut yapan mimar, çağdaş mimarlığa çok önemli eserler verdi.
Taut, ilk olarak 1916 yılında Türk-Alman Dostluk Evi yarışması için İstanbul’a geldi.Nazilerin yönetime geçmesinin ardından Japon Mimarlar Birliğinin çağırmasıyla Japonya'daüç yıl mimarlık yaptı. Daha sonra Türkiye’den aldığı teklif üzerine İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde eğitim vermeye başladı. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığında danışman oldu ve aralarında Ankara’da Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (1936-38), İzmir Cumhuriyet Kız Enstitüsü (1937-42), Atatürk Lisesi (1937-38), Trabzon Lisesi (1937-38) gibi birçok okul yapısının mimarlığını da yaptı.
Atatürk'ün ölümünden sonra tabutunun koyulduğu katafalkta Bruno Taut tasarımıdır.
Türkiye’de yaptığı en ikonik yapılardan biri de 1938’de kendi için tasarladığı evi idi. Ortaköy Emin Vakfı Koruluğu’nda bulunan yapı, Taut’un geleneksel Japon mimarlığından ne kadar çok etkilendiğinin kanıtı gibi. Hem batı hem de doğu kültürlerinden esintiler bulunduruyor. Strüktürü betonarmeden tasarlanan yapı, arkadan toprağa otururken ön cephe 2 betonarme piloti ile yükseliyor ve Boğaz ve köprü manzarasını görüyor.
Bodrum, giriş ve cihannüma katı olarak 3 kattan oluşuyor. Ön taraftaki iki betonarme piloti üzerine oturan sekizgen biçimli Cihannüma bölümü içeriden görülebilen Uzak doğu mimarlığına özgü kırma çatı olarak tasarlanmış. Sekizgen planlı kısım, altı yüzü panoramik manzarayı içeri alan ahşap doğramalı pencerelere sahip.
Giriş kat pencereleri bir sıra halinde tasarlanmışken üst katta iki sıra pencere var. Yapının toprağa oturduğu kısım tek kat olarak planlanmış. Giriş kat planı, merkezi bir koridor çevresinde mutfak, banyo, üç yatak odası, küçük bir oda ve manzaraya bakan kısımda ise salon bulunacak şekilde tasarlanmış. Salondan üst kattaki Cihannümaya geçiş ahşap bir merdivenle sağlanıyor.
1967 yılında Prof. Dr. Bülent Özer yönetiminde Tülay Gündüz ve Mesut Özcan tarafından yapının rölöveleri çizildi. Yapı, sonradan yapılan eklemeler ile bir bodrum kata ve giriş katına ilave edilmiş yeni bir yapıya daha sahip oldu. Ayrıca farklı kotlardan girişler de eklenen yapının kuzeybatı cephesinde olan ve koridora bağlanan giriş bölümleri ve iç mekan çözümlemeleri de değiştirildi.
Eskinin gelenekleriyle çağdaş uygarlık arasında bir sentez yakalamaya çalışmalı, ancak bu arayışın tek taraflı olmasından kesinlikle kaçınmalıyız.''
Taut'un bu cümlesi aslında kendi mimarlığının özeti sayılabilir. 24 Aralık 1938’de vefat eden Taut İstanbul’da, Edirnekapı Mezarlığı’na defnedilmiştir.