İşlevleri saran tasarım: Tellus Anaokulu

Stockholm merkezli Studio Tham & Videgård Arkitekter tarafından tasarlanan Tellus Anaokulu, kasaba ve orman arasındaki sınırda bulunuyor. Eski bir kentsel/endüstriyel gelişme bölgesi ile yeni konutların geliştirildiği küçük bir orman arasındaki sınırda yer alan okul, farklı bağlamlar ve ölçekler arasında aracılık yapıyor.

Yarı kapalı bir giriş avlusu, ebeveynlerin ve çocukların binaya girmeden önce buluşabilecekleri ilk alanı oluşturuyor.

İç mekanlar, Reggio Emilia Okulu pedagoglarının göstergeleri dikkate alınarak tamamen özgün bir şekilde düzenleniyor.

Her bir çocuk grubu için eksiksiz bir sınıf yerine grupların farklı aktiviteler, oyunlar ve öğrenme projeleri etrafında etkileşime girebileceği geniş bir ortak iç mekân tasarlanıyor. Bu ana alan, sanatsal etkinlikler için ayrılan atölyeler, dinlenme alanları ve sessiz aktiviteler için küçük grup odaları ile tamamlanıyor.

Yapının organik yerleşimi, mekânın sürekliliğini sağlayarak hareketi teşvik ediyor.

50x50 mm şekilli ahşaptan yapılmış cephe, doğrudan güneş ışığını filtreliyor. Cephedeki küçük açıklıklar, doğal ışık sayesinde iç kıvrımları ve dış alanları tanımlıyor. Binanın tasarımında ayrıca yüksek ekolojik ve akustik standartlar kullanılıyor.

Pencereler, küçük çocukların da dış manzarayı görmesine olanak sağlamak için farklı yüksekliklere yerleştiriliyor. Serbestçe yerleştirilen pencereler, ışık ve manzaraların çocukların ölçeğine uyarlanmasına izin veriyor, böylece iç ve dış oyun alanı ile ağaçlık tepe arasındaki ilişkiyi daha da geliştiriliyor.

Bolle Tham ve Martin Videgård, 25 yıldan uzun bir süre önce Stockholm'deki mimarlık okulunda bir araya geliyor. Birlikte kurdukları mimarlık stüdyosu Tham & Videgård Arkitekter; bir dizi kamu, eğitim ve sergi binası geliştiriyor. Ekip, 2008 yılında İsveç'in güneyinde tasarladıkları Kalmar Sanat Müzesi ile 2008'de İsveç Mimarlar Birliği'nin prestijli ödülü olan Kasper Salin ve 2009'daki Mies van der Rohe Ödülleri’ni kazanıyor.

Tham & Videgård'ın bağlam ve alan kaygısıyla geliştirdiği mimarisi, titiz ve işlevsel olarak kabul ediliyor. Videgård, “Mimariye yönelik bir tür pragmatik yaklaşımımız var; aynı anda birçok şeyi çözen çözümler geliştiriyoruz.” diyor.