Gerçeküstü dijital sanat: The Temple

SEDA NUR AYDIN
Abone Ol

KVANT-1 stüdyosu, ziyaretçilerine keşfedilmemiş varlıkların, fütüristik ve gerçek dışı manzaraların deneyimini sunuyor. Doğu masallarından ve piramit hikayelerinden etkilenerek tasarlanılan Tapınak serisi, hayal gücü ile gizemli bir dünyanın kapısını aralıyor.

Norveç'in Bergen şehrinde bulunan bir illüstrasyon ve konsept tasarım stüdyosu olan KVANT-1; 2020'nin başlarında Vegard Aarseth, Nicholas O'Leary ve Jan-Erik Sletten tarafından kuruldu.

Tapınak serisinden bir görsel.

Ekibin üyelerinden Vegard, Norveçli bir çiftçi; Nicholas, Yeni Zelenda’lı bir ressam; Jan-Erik ise meraklı bir illüstratör. Farklı dallarda eğitim gören ekip, iş hayatlarında her zaman birlikte çalıştı. Yıllar içinde çalışmaları, enstalasyon sanatı, ulaşım tasarımı, peyzaj tasarımı gibi alanlara yöneldiler. Ardından kurdukları KVANT-1 ile sanat, mimari ve grafikler arasında keşfedilmemiş alanlara odaklanarak tasarım dünyasına farklı zenginlikler katmayı hedefliyorlar.

Tapınak serisinden bir görsel.

Ekip, ortaya koyduğu çalışmalarının mottosunu "meraklı, eğlenceli ve alışılmadık görüntülerle rahatlık hissi uyandırma" olarak tanımlıyor. KVANT-1, pandemi sürecindeki kısıtlamalardan sebep, bir kaçış biçimi olarak bilinmeyeni daha fazla keşfetmeye yöneliyor.

Bir dizi parıldayan, kan kırmızısı kristaller mağara benzeri bir yapı oluşturuyor.

Doğu masallarından, piramitlerin hikayelerinden ve kurgusal bir karakter olan arkeoloji profesörü Indiana Jones'tan esinlenen KVANT-1; doğal dünyayı, bilinmeyeni ve keşif ruhunu bir araya getirerek bir görüntü serisi tasarlıyor.

KVANT-1’in kurak bir arazide üstlendiği projenin ardından Tapınak Serisi doğuyor. Keşfettikleri kurak dünya, keşfedilmemiş yerleri hayal etmelerine sebep oluyor. Fotoğraflar, hayali ve tanımlanmayan bu ülkede sahne buluyor.

Tekil bir merdiven boşluğu, kıvrımlı mağara boşluğunu aşarak öteki dünyaya ait, oyulmuş bir kayanın içinde kaybolmayı tasvirliyor.

Tapınak projesi, gizemli bir dünyayı keşfetmeye ve anlamaya yönelik bir hayal gücü sayesinde, ziyaretçilere gerçek dışı manzaralar sunuyor. Manzaraların gerçeküstülüğü, kullanılan dokular, alışılmamış atmosferler ve ışığın gücü ile izleyicilerde farklı bir dünyaya karşı merak uyandırıyor.

Gerçekliğin parçalanması üzerine inşa edilen Tapınak Serisi, aşina olunan varlıklara karşı çelişkiler sunarak zihinleri harekete geçiriyor ve dünyayı yeniden deneyimleme fırsatı veriyor.

Tapınak serisinden bir görsel.

KVANT-1 ekibi bir röportajında "Zihnimiz gizem ve merak ile harekete geçiyor." diyor. Tapınak serisi de gizemini koruyan, keşfedilmemiş yerlere duyulan merakın ve geniş bir hayal gücünün sayesinde hayat buluyor.

Soldan sağa: Vegard Aarseth, Nicholas O’Leary, Jan-Erik Sletten.