Geleceğe yatırım: İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi

ÖMER TALHA UĞUR
Abone Ol

Mert Uslu Mimarlık, gelecekte yaşanması olası afetlere karşı tarımı ve doğal üretimi desteklemesi planlanan İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi’ni tasarladı. Tarım için gerekli bölümlere ek olarak eğitim alanları da tasarlanarak insanların bilinçlenmesi amaçlanıyor. Doğrusal tasarım kurgusu ile tarım süreçleri aşamalar halinde ziyaretçilere sunuluyor.

Proje halkın bilinçlenmesini hedefliyor.

Doğal çevre üzerindeki insan müdahalesi, çeşitli deformasyonlara yol açarak yeryüzündeki yaşam koşullarını değiştiriyor. Beslenme ve barınma gibi yaşamsal faaliyetlerin çeşitli düzenlemeler ve teknikler ile değişen koşullara uyum sağlaması gerekiyor. Küresel çapta etkili olan adaptasyon zorunluluğu, pozitif getirilerinin yanında negatif etki eden teknolojik gelişmelerle çözülüyor.

Doğrusal tasarım kurgusu ile birimler birbiri ardına diziliyor.

Alandaki kamusal sirkülasyon giriş kısmındaki geniş alandan başlıyor.

Özellikle 21. yüzyılda teknoloji alanında yaşanan hızlı gelişmeler, doğal çevre üzerinde olumsuz sonuçlar doğuruyor. Bu olumsuz sonuçlara yine bir şekilde teknoloji aracılığı ile çözüm bulunuyor. Teknolojinin bu iki yönlü etkisi nedeniyle her geçen gün artan doğal deformasyonunun dünyadaki yaşamı ne ölçüde etkileyeceği konusu araştırmalara konu oluyor. Bu araştırmalar sonucu gelecekte küresel ısınma, iklim değişikliği ve toprak kalitesinin düşmesi gibi çevresel sorunlara alternatif çözümlerin gereklilik düzeyi anlaşılıyor.

Sirkülasyon ağı, açık alanları sarıyor.

Tüm bu çevresel sorunlar ekseninde son yıllarda dış göç nedeniyle nüfus artışı hızlanan Türkiye’yi daha farklı sorunlar da bekliyor. Barınma gereksinimi, yapılı çevre alanlarının çoğalmasına neden oluyor. Halihazırda yoğun kent merkezleri, artan nüfusa karşı yetersiz kalıyor ve kent çeperlerine doğru yayılım başlıyor. Böylece kentsel alanlara yakın tarım alanları, yapılaşma doğrultusunda tehlikeye giriyor.

Kiremit rengi ana sirkülasyon yolu.

Açık alanlar çeşitli işlevler ile destekleniyor.

21. yüzyıldaki gündelik hayat, yaşam standartları ve uygulanan tarım ve hayvancılık politikaları, kırsal nüfusun kente göç etmesine neden oluyor. Tarım ve hayvancılık ile uğraşan yerli nüfusun ülke genelinde azalmasının, gelecekte problem oluşturacağı anlaşılıyor. Tarım ve hayvancılığın azalmasının yanında yaşanan çevresel deformasyon ile yok olan doğal kaynaklar problemin boyutunu artırıyor.

Bu kapsamda hem küresel hem yerel ölçekte önlem alınması gerekiyor. Böylece gelecekte yaşanması öngörülen tehditlere karşı uyum sağlayan ve yaşamın devamını sağlayan projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi, bu projelerin bir benzeri olarak İzmir’de uygulanıyor. Örnek teşkil eden proje, 60 yıl sonra İzmir ve çevresinde yaşanması olası kuraklığa karşı hazırlanıyor.

Binaların dışında yeşil açık alanlar geliştiriliyor.

Bu kapsamda hem küresel hem yerel ölçekte önlem alınması gerekiyor. Böylece gelecekte yaşanması öngörülen tehditlere karşı uyum sağlayan ve yaşamın devamını sağlayan projelerin hayata geçirilmesi hedefleniyor. İzmir Tarımı Geliştirme Merkezi, bu projelerin bir benzeri olarak İzmir’de uygulanıyor. Örnek teşkil eden proje, 60 yıl sonra İzmir ve çevresinde yaşanması olası kuraklığa karşı hazırlanıyor.

Çift cidar sistemi, ısıl yükü azaltıyor.

Sirkülasyon ağı, çeşitlenerek alan boyunca farklı deneyimler sunuyor.

İzmir’in Çiğli ilçesinin Sasalı bölgesinde yer alan proje, tarım eğitimi ve üretimine göre tasarlanıyor. Bu işlevleri çeşitli aşamalarda destekleyecek gerekli alanlar içeriyor. Normal ve akıllı toprak uygulamalı tarım alanları, yüksek sıra dikim uygulamalı tarım alanı, seralar, eko pazar, eğitim sınıfları, laboratuvar, kütüphane, çok amaçlı salon, yönetim, teknik servis ve ıslak hacim alanları bulunuyor.

Kahverengi çelik strüktüre doğal ahşap cephe kaplaması eşlik ediyor.

Tasarımın merkezinde doğrusal şekilde dizilen birimleri bir arada tutan bioswale (biobulvar) yer alıyor. Sirkülasyon aksı biobulvara eklemleniyor ve tasarımın omurgası olarak öne çıkıyor. Omurga kurgusu, aşamalar halinde ziyaretçilere enstitünün işleyiş mekanizmasını sunuyor. Böylece çalışmalar adım adım öğreniliyor.

Sasalı Biolab içerisinde arıların barınması için doğal alanlar oluşturuluyor.

Peyzaj, yapılar arasına girerek doğanın varlığını sürdürüyor.

Birimler, fonksiyonel gereklilikler ve mekansal bütünlük amacıyla çelik strüktür sistemi ile çevreleniyor. Doğrusal kurguyu biobulvar ile sirkülasyon aksı destekliyor. Kiremit irmiğinin oluşturduğu kırmızı doku, sirkülasyon aksını öne çıkarıyor. Ayrıca projenin ana omurgasının mekansal düzlemde net bir şekilde okunmasını sağlıyor.

Açık alanlar farklı aktivitelere zemin hazırlıyor.

Kuzey-güney aksı boyunca uzanan alanın giriş kısmı kuzey ucunda bulunuyor. Sirkülasyon omurgası doğrudan giriş alanından başlıyor. Sirkülasyon ilk olarak laboratuvar ve kütüphane gibi eğitim odaklı mekanlara ulaşıyor. Eğitim ve tarım alanları arasında sirkülasyon aksının genişleyerek oluşturduğu eko pazar bulunuyor.

Yapının çevresinde orman ve ekim alanları yer alıyor.

Eko pazarın ardından seralar ve dikey bahçe gibi tarım faaliyetlerini içeren mekanlar geliyor. Tarım faaliyetleri alanları ziyaretçileri farklı tarım tekniklerini görmeye ve deneyimlemeye davet ediyor. Son olarak alanın güney ucundaki normal ve akıllı topraklı tarım alanları kurguyu tamamlıyor.

Strüktür tasarımını belirleyen seralar .

Tek bir hacim olarak oluşturulan sera yapısı içeride üç bölüme ayrılıyor.

Seralardaki üst örtü mekanizmasının 26° eğime sahip olması gerekiyor. Bu alanlara özgü strüktür yapı, bütüne aktarılarak doğrusal hacim boyunca ilerliyor. Bu sayede projede ortak bir mimari dil, görsel bütünlük ve sürdürülebilirlik elde ediliyor.

Seraların ortasından kiremit rengi sirkülasyon ağı geçiyor.

Eğitim, yönetim ve servis mekanlarında strüktür ile çift cidarlı bir yapı oluşturuluyor. Strüktürü saran sarmaşık, çift cidar oluşturuyor ve bu sistemin ısınma etkisini azaltması hedefleniyor. Bu yaklaşım sera alanları ile söz konusu işlevlere bölümlenen mekanların görsel olarak birbirinden ayrılmasını sağlıyor.

Ofis alanları.

Üç farklı sera gruplandırılarak farklı uygulamalar için kullanılıyor. İlk serada kuraklık senaryosu sergileniyor. İkinci serada topraksız tarım tekniği uygulanıyor ve parabolik ısıtıcı mekanizmaları ile ısıtma ve soğutma enerjisi karşılaştırılıyor. Üçüncü serada ise topraksız tarım tekniğiyle dikey bahçe uygulaması yapılıyor ve ikinci seradaki enerji mekanizmalarına ilişkin uygulamalar öngörülüyor.

İnsanların birlikte vakit geçireceği ortak alanlar oluşturuluyor.

Projede çeşitli geri dönüşüm yöntemleri ile sürdürülebilirlik hedefleniyor. İkinci ve üçüncü seraların çatısında biriken yağmur suları ve seralardaki yoğuşma ile oluşan su depolanıyor. Sirkülasyon aksını saran biobulvarda yer altı suları toplanıyor ve bitkiler sayesinde temizlenerek yeniden kullanılıyor.

İzmir haritasındaki konumu.

Tüm bu sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda tarım alanlarında yetiştirilen ürünler, eko pazarda kullanıcıyla buluşuyor. Eğitim alanlarında tarım uygulamaları ve iklim değişikliği senaryoları ziyaretçilere sunuluyor. Mekansal düzenlemelerin yanında dayandığı düşünsel alt yapı, Türkiye’de bir ilk olarak öne çıkıyor. Projenin çevresel sorunlar sebebiyle olumsuz etkilenen tarım faaliyetlerine cevap vermesi ve sonraki projelere örnek olması planlanıyor.

Vaziyet planı.

Zemin kat planı.

Kesit.

Diyagramlar.

Yağmur hendeklerinin tasarım analizleri.

Diyagramlar.

Yüksek temelli ağaç dikim diyagramı.

Proje peyzajında yer alan bitkiler.

Proje

İzmir Tarımı GeliştirmeMerkezi - Sasalı Biolab

Mimar

Mert Uslu Mimarlık

Konum

Çiğli, İzmir

Yıl

2021

Tasarım ekibi

Mert Uslu, Nilay Özcan Uslu,Melek Güneysu Öztürk, İmge Yurtseven Koç, Farida Rashidova,Gülcan Gürsoy, Merve Çelik

İşveren

İzmir BüyükşehirBelediyesi

Peyzaj mimarlığı

Kentselizm

Statik projesi

Deniz Alkan Mühendislik

Mekanik projesi

Ceymak Mühendislik

Elektrik projesi

AYC Mühendislik

Fotoğraf

Zeren + Mehmet YasaPhotography