Eğlence ve üretim odaklı tasarım: LEGO Campus

C.F. Møller Architects tarafından tasarlanan oyuncak şirketi LEGO'nun genel merkez binası, Danimarka'nın Billund kentinde yer alıyor. 54.000 metrekarelik ofis bloğunda 2.000 kişi için çalışma alanları bulunuyor. Genel merkez, BIG tarafından tasarlanan Lego House ziyaretçi merkezinin yanındaki halka açık büyük bir parkın içinde konumlanıyor.

C.F. Møller Architects; aydınlık ve esnek ofis alanlarını LEGO ürünlerinden ilham alan özellikler ve renklerle bir araya geliyor. LEGO’nun "hayal gücü, eğlence, merak, öğrenme ve kalite" olan temel değerleri tasarımı şekillendiriyor. Genel merkez, çalışanların çocuklar için ilham verici deneyimler yaşatacak ürünlerin geliştirileceği mekan olarak ele alınıyor. Bu nedenle canlı ve eğlenceli bir iş yeri tasarlanıyor.

Bina, her biri üç ya da dört katlı ve birbirine kenetlenen sekiz bloktan meydana geliyor. Kampüsün merkezinde, LEGO’nun Kampüs Meydanı olarak adlandırdığı büyük bir atriyum bulunuyor. Bu dört katlı yüksek atriyum, çatı pencereleri ile aydınlatılıyor. Atriyum, üst katlarda kavisli merdivenlerle sarılıyor. Çatıdaki ışıklıklar ise dev bir legoyu andıracak şekilde tasarlanıyor.

Bloklar tek başlarına LEGO parçalarının yanı sıra Billund şehrinin yerleşim ölçeğini yansıtıyor. Blokların yerleşimi, çeşitlilik ve eğlenceli kıvrımlar oluşturarak tekdüzelikten sıyrılıyor. Hareketli blok yerleşimi, zemin kattaki kamusal alanda birleşiyor. Bu ortak alanların yenilikçi düşünceleri desteklemesi hedefleniyor.

Zemin katta 'Halk Evi' adı verilen kamusal bir kültür ve aktivite merkezi bulunuyor. Burası; spor salonu, etkinlik alanları ve konaklama dahil olmak üzere çeşitli sosyal ve fiziksel aktiviteler için ortak tesisler içeriyor. Ortak alanlar, LEGO Kampüsü genelinde rahat, serbest ve ilham verici bir atmosfer oluşturuyor.

Zemin katın kamusal tasarımı, halka açık park ile bütünleşiyor. Açık havada yer alan toplantı alanları, yürüyüş yolları ve oyun alanları hem çalışanlar hem de yerel halk için çekici bir yaşam sunuyor. Bu unsurlar, iç ile dış mekan arasındaki engelleri yıkarak yeniliği teşvik ediyor.

Üst katlar, kreatifliği ve yeniliği desteklemek için çeşitli çalışma ve oyun aktiviteleri için alanlar içeriyor. Bu noktalar çalışanlar arası iletişimi ve bilgi alışverişini destekliyor. Bina bloklarının kesiştiği noktalarda parlak renkli merdivenlere sahip küçük meydanlar tasarlanıyor. Bu meydanlar sosyal düğümler oluştururken bloklar arası yol bulmayı kolaylaştırıyor.

Cephenin pasif olarak bina içi iklimlendirme yapması amaçlanıyor. Cephe, hem gün ışığını en üst düzeye çıkarıyor hem soğutma gereksinimlerini en aza indiriyor. Diğer yandan binanın dış cephesi, LEGO parçalarının dev versiyonları ile bezeniyor. Dev parçalar, eğlenceli ve dikkat çekici bir cephe sunuyor.

Sarı renkli iki dev LEGO parçası, binanın tepesinde buluşma alanları oluşturuyor. Bu toplantı blokları, yeşil çatı ve mini golf sahası ile desteklenerek çatı katında ayrıca bir kamusal alan tasarlanıyor. Dayanıklı malzemelerden ve gelişmiş biyoçeşitlilik ile meydana gelen yeşil çatı, LEGO Kampüsünü Danimarka'nın en katı 2020 enerji sertifikasına sahip son derece sürdürülebilir bir kompleks haline getiriyor.

Yeşil çatı, yüksek derecede su ve CO2 emme özelliğine sahip Sedum bitkileri ile kaplanıyor. Bitkiler aracılığıyla toplanan yağmur suları kampüs dahilindeki parkın sulanmasında kullanılıyor. Kampüs yanındaki otoparkın çatısı 4.150 adet güneş paneli ile kaplanıyor. Bu güneş enerji tesisi, kampüsün enerjisinin yarısını sağlayan 1 milyon kWh'den fazla enerji üretiyor. Otoparkın dış kısmı, LEGO yol matlarından ilham alan bir tasarımla dekore ediliyor.