Ege'nin sakinliğinde modern bir yuva: Suluca Ergin Evi

Tek aile evlerinin tasarımı, mimarlığın en karmaşık ve zorlu alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Bu tür projeler, mimar ve kullanıcı arasında derin bir anlayış ve yoğun bir iş birliği gerektiriyor. Bu tür projelerde, kullanıcı ile mimar arasında güçlü bir bağ kurulması ve her iki tarafın da istek ve ihtiyaçlarının tam olarak anlaşılması önem taşıyor.

Ergin Evi, bu tür zorlukları aşmak amacıyla titizlikle planlanıyor ve inşa ediliyor. İki yıl süren bu süreç, aile üyelerini ve günlük yaşamlarını yakından tanımakla başlıyor. Aile bireylerinin yaşam tarzları, alışkanlıkları ve arsa özellikleri, tasarımın temelini oluşturuyor. Bu süreçte, kullanıcı talepleri ile Çanakkale Boğazı manzaralıdar uzun arsanın özelliklerinin birleştirilebileceği çeşitli stratejiler geliştiriliyor.

Tasarım sürecinde, uzun bir dış sokak ve iç sokak, bu sokaklara açılan odalar, açık alanlar ve bahçeler ana tasarım prensibini ortaya çıkarıyor. Bu parçalı ve birleşik yapı, birçok mekansal olanak sunarken, inşaat sürecinde de çeşitli zorluklara yol açıyor. Ege kıyıları gibi içeri ve dışarı taşan, ileri ve geri hareket eden mekanlar, birçok mikro avlu, taşlı alanlar ve boşluklaroluşturuyor.

Bu bağlamda, tüm bina farklı yüksekliklerde yer alan uzun ince bir iç sokağa bağlı odalar ve mekanlar olarak tasarlanıyor. Zemin kat, taş ve betondan yapılmış daha ağır bir yapı olarak inşa edilirken, üst kat hafif ahşap karkas kullanılarak inşa ediliyor. Bu malzeme seçimi, evin farklı katmanlarında çeşitli atmosferler ve dokular oluşturuyor. Zemin katın ağır ve sağlam yapısı, üst katın hafif ve sıcak atmosferi ile tamamlanıyor, bu da evin genel estetiğini ve kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor.

Projede, "inşaat sahasında bulunma ve tasarımı uygulama sırasında geliştirme" fikri benimsiyor. İnşaat süresince, nispeten uzak olan bu şantiyeyi kontrol edebilmek için bazı pratik detaylar kullanılıyor. Bu bağlamda, inşaat sürecini üreticinin ve zanaatkarların yeteneklerine göre farklı detay seviyelerinde şekillendirmeye çalışıyorlar. Mekan, yaşamın yeşerebileceği ve güçlenebileceği bir ortam, bir habitat olarak tanımlanıyor. Mekanın gücü, yaşam kalitesini belirleyen önemli bir altyapı olarak kabul ediliyor.

Ergin Evi'nin inşasında, kullanıcıların ihtiyaçları ve arazinin özellikleri dikkate alınarak, mimari açıdan özenle tasarlanmış ve inşa edilmiş bir yapı ortaya konuyor. Evin tasarımında, kullanıcı talepleri ve doğal çevre dikkate alınarak, yaşamın her anında fonksiyonel ve estetik bir mekan sunulması hedefleniyor. Mekansal organizasyon, farklı yaşam alanlarını ve işlevleri bir araya getirerek kullanıcıların günlük yaşamlarını kolaylaştırıyor ve yaşam kalitesini artırıyor.

Ergin Evi, kullanıcıların ihtiyaçlarını ve arazinin özelliklerini dikkate alan, mimari açıdan özenle tasarlanmış ve inşa edilmiş bir yapı olarak öne çıkıyor. Bu proje, tasarım sürecinde kullanıcı talepleri ve doğal çevre dikkate alınarak yaşamın her anında fonksiyonel ve estetik bir mekan sunmayı amaçlıyor.