Doğanın çok katmanlı yansıması: Immersive Resilience Garden

Bahçe, doğal dünyada gözlemlenen mekansal yapı ve etkileşimlerden ilham alan çok katmanlı ve samimi alanlarla şekilleniyor. Bu prensipler, çok yıllık bitkiler ve çimlerle insan ölçeğinde hayata geçiriliyor. Tasarım, 400 metreye yayılan beş katman boyunca sürekli etkileşim sağlıyor ve doğa ile yapaylık arasında bir simbiyoz oluşturarak mevcut manzaraya entegre oluyor.

Immersive Resilience, Seul merkezli mimar ve profesör Changyeob Lee'nin, Londra'da geçirdiği 10 yılı aşkın meslek hayatının ardından memleketi Seul'deki ilk kamusal alan projesi olarak öne çıkıyor. Proje, Seul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2024 Uluslararası Bahçe Fuarı için seçilerek inşa ediliyor ve etkinliğin ardından da varlığını sürdürüyor.

Bu proje arıların, böceklerin ve kelebeklerin doğayla üç boyutlu etkileşiminden ilham alıyor. Yaprakların katmanlı yapısı, böcekler için kapalı bir alan oluşturarak onların yapay kentsel ortamlardan kaçmalarına olanak tanıyor. Bu etkileşim inceleniyor ve uzamsal prensipler insan ölçeğinde projeye entegre ediliyor.

Bahçe, farklı bitki gruplarının yer aldığı üç katmandan oluşuyor: yüksek bitkilerden oluşan A grubu, orta boy B grubu ve daha alçak seviyedeki C grubu. Bahçenin çevresine yerleştirilen büyük bitkiler zamanla insan boyuna ulaşıyor. Çok yıllık otların yaşam döngüsü korunuyor, böylece bahçe mevsimler ilerledikçe daha derin ve yeşil bir görünüm kazanıyor. Bu bahçe insanları doğal dünyayı keşfetmeye ve onunla etkileşim kurmaya teşvik eden bir deneyim sunuyor.

Proje, çok yıllık bitki türlerini seçerek yapay sulamaya ihtiyaç duymadan yıl boyunca sürdürülebilirliği teşvik ediyor. Bu kendi kendine yeterlilik, biyolojik çeşitliliği destekliyor, daha sağlıklı bir mikro iklim oluşturuyor ve yoğun kentsel alanlarda yaşayanların yaşam kalitesini artırıyor.

Immersive Resilience bahçesi, statik bir manzaradan çok daha fazlası olmayı amaçlıyor. Proje, bitkilerin üç boyutlu bir alanda gelişmesi için gerekli rehberliği sunan bir ortam sağlıyor. 400 metreye yayılan ve beş katmandan oluşan bu tasarım, doğa ile yapaylığı mevcut araziyle sorunsuz bir şekilde bütünleştiriyor. Mega şehir Seul'ün kalbinde yer alan bu doğal bahçe, her zaman ve herkes için açık ve erişilebilir bir alan sunuyor.

Bu proje, sadece kamusal bir alan oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda doğayla yeniden bağlantı kurmayı ve tefekkür etmeyi sağlayan bir ortam sunuyor. Seul şehri, bireylerin finansal engeller olmaksızın benzersiz deneyimler yaşayabileceği küçük ölçekli kamusal alanlara ihtiyaç duyuyor. Tasarımcılar doğayla ilişki kuran yaşanabilir, anlamlı ve sürdürülebilir kamusal alanlar oluşturmanın, sosyal sorunların çözümüne ve topluluk duygusunun güçlendirilmesine katkı sağladığına inanıyor.

Güney Kore'deki kamusal projelerin doğal olarak sınırlı bütçeleri dikkate alındığında, düzensiz formların inşa edilebilirliğini artırmak için hesaplamalı tasarım aktif olarak kullanılıyor. Kıvrımlar, standart metal levha boyutları sınırları içinde malzeme israfını en aza indirmek için bilgisayar yardımıyla optimize ediliyor ve bölümlere ayrılıyor. Yaklaşık 400 özel metal ünite, bireysel parça kimlikleriyle yönetiliyor ve fabrika ortamında kolay montaj için özel ek yerlerine uygun şekilde kesiliyor. 5 metrelik uzunluklarda prefabrik olarak üretilen bu üniteler için verimli taşıma sağlanıyor ve yerinde iş gücü gereksinimlerini en aza indiriyor. Bu entegre teknolojik çabalar sayesinde, projenin sınırlı bütçe dahilinde tamamlanması sağlanıyor.