Çok amaçlı spor kompleksi: Complex İstanbul
Atölye Kolektif tarafından tasarlanan Complex İstanbul, İstanbul’un Mahmutbey ilçesinde yer alıyor. Öncelikli kullanım hedefi spor faaliyetleri olan yapı, çok amaçlı etkinlik programları için dönüştürülebilir bir planlamayla tasarlandı. Işık, malzeme ve strüktürün mekan karakterini belirlediği tasarım, bulunduğu çevrede adeta ölçeği dengeleyen bir rol üstleniyor.
Mevcut bir otelin ek binası olarak planlanan Complex İstanbul, spor turizmine ve çok amaçlı etkinliklere ev sahipliği yapabilecek şekilde tasarlanıyor. Farklı kullanım senaryolarının belirlendiği mimari kurguda, spor etkinliklerinin çoğunlukta olmasıyla birlikte, kültür ve sanat organizasyonlarına da yer veriliyor. Yapı, birçok etkinliğe hizmet edebilmesi için dönüştürülebilir hacim planlamasıyla inşa ediliyor.
Konumlandığı bölgedeki düzensizliğin aksine yalın bir anlayış ile tasarlanan yapı; otel binası ile yapılı çevre arasındaki dengeyi sağlıyor. Bununla beraber toplam 12.000 m² kullanım alanına sahip olan yapı; ana salon, fuaye ve servis bloğu olmak üzere üç ana bölümden oluşuyor. Uluslararası standartlara uygun olarak tasarlanan ana salon; fuaye ve servis bloğu (yönetim ofisleri, vip salon, teknik hacimler, depolar) ile çevreleniyor ve böylece yekpare kütle etkisi azaltılıyor. Bu durum aynı zamanda yapının sokak ölçeğini yakalamasına da yardımcı oluyor.
Dar bir sokakta ve kısıtlı bir parselde bulunan yapının, erişim olanaklarının artırılabilmesi için zemin kat kademelendiriliyor. Bu sayede seyirci girişi ile özel (yönetim, sporcu, vip) girişler birbirinden ayrılıyor. Otel bağlantısı ise zemin kat kotundan geçen servis bloğu üzerine tasarlanan bir köprüyle sağlanıyor. Girişte sokak ölçeğini insan ölçeğine indirgeyen saçak, planlamadaki kademelenmeye yardımcı oluyor.
Gün içinde değişkenlik gösteren doğal ışık ve gölge yoğunluğu, iç mekandaki kontrast renk kullanımı ile pekiştirilerek dramatik bir atmosfer oluşturuluyor. Taşıyıcı sistemde kullanılan betonarme ve çeliğin dengeli hali, malzeme tercihindeki brütalist tavır ile birleşerek tüm mekana sakinlik ve doğallık kazandırıyor. Karmaşık ve boşluksuz bir sokak silüetinde olmanın yapıya verdiği algılanma güçlüğü; cephe kabuğunun farklı açılarda kırılmasıyla çözümleniyor. Gündüz kapalı, gece ise ışık geçirimli bir kabuk olarak kullanılan cephe, zamana bağlı olarak farklılaşıyor.
Yapının en önemli birimi olan ana salon; kot farkları dikkate alınarak sokağa göre 1. kat kotunda, parselin arka tarafındaki servis yolu ile aynı kotta inşa ediliyor. Böylelikle çok fonksiyonlu programdaki sistem kurulumları, malzeme ve dekor girişi gibi ihtiyaçlar kolayca karşılanabiliyor. Salon hacmi içerisinde; teknik odalar, satış birimleri, tv stüdyosu, seyirci dinlenme alanları gibi alt servis donatılarına da yer veriliyor.
Basketbol ağırlıklı kullanılan alanda, bölünebilir saha sayesinde eş zamanlı antrenman olanakları sağlanabiliyor. Spor dışı kültürel organizasyonların düzenlenebilmesi için ise teleskopik tribün sistemi tercih ediliyor. Bu sistemin sağladığı esnek kullanım sayesinde konser, sahne sanatları, sergi, fuar ve tanıtım organizasyonları gibi etkinlikler kolaylıkla yapılabiliyor.
Teleskopik tribünler ile konsol çalışan balkon tribünler sayesinde izleyici kapasitesi; koltuklu 1500, ayakta 3250 kişi olmak üzere optimum seviyeye ulaştırılıyor. Bununla beraber farklı etkinliklerde kullanılacak ses ve ışıklandırma sistemleri için gereken teknik altyapı sistemi ise çatıya asılan yüzer mesh asma tavan döşemesi ile çözümleniyor.
Bloklar arası erişimin sağlandığı fuaye boşluğu tasarımında, düşey bir sokak fikri kullanılıyor. Her katta farklı plan izleri kullanılarak monoton olmayan galeri boşlukları oluşturuluyor. Geçirgen bir iç çepere sahip olan fuaye, galeri boşlukları ile görsel sürekliliğe imkan vererek iç mekan kurgusuna dinamizm kazandırıyor. Bununla birlikte sergileme yüzeyleri, dijital bilgilendirme alanları ve satış birimleri; sirkülasyon hattına yerleştirilerek seyirci akışı destekleniyor.
Giriş cephesini oluşturan fuaye bloğunda, saçak kotundan itibaren alüminyum giydirme doğrama sistemi ile bükümlü perfore sac kullanılıyor. Böylelikle hem güneş korunumu sağlanıyor hem de gündüz ve gece saatlerinde farklılaşan bir cephe etkisi meydana getiriliyor.
Taşıyıcı sistem, farkı kotlara oturan betonarme plakalardan ve plakaların üzerine sabitlenen çelik konstrüksiyondan oluşuyor. Karma strüktüre sahip olan yapının ana salon hacmi, 32 metre açıklığa sahip olacak şekilde tasarlanıyor.
Akustik konforun sağlanabilmesi için ana salon ile servis bloğunu ayıran bölücü duvarda ve tavan kaplamalarında ponza sıva ve ahşap yünü paneller kullanılıyor. Böylelikle çok amaçlı kullanımların gerektirdiği akustik şartlar sağlanıyor. Bir diğer akustik önlem için, sinüzoidal cephe kaplamasının iç yüzeylerinde delikli trapez uygulaması yapılıyor.
Açıldığı günden itibaren spor ve sanat gibi birçok alanda farklı organizasyonlara ev sahipliği yapan Complex İstanbul, Temmuz 2020 yılından itibaren Anadolu Efes Spor Kulübü’nün antrenman ve yönetim merkezi olarak kullanılıyor.
Proje | Complex İstanbul |
Yeri | Mahmutbey, İstanbul |
Mimarı | Atölye Kolektif |
Tasarım ekibi | Evrim Akcan, Arif Bıltır, Emre Torbaoğlu, Maya Başdal, Canan Cansu Caner, Ecem Kurum |
Brüt inşaat alanı | 12.000 m² |
Tamamlanma yılı | 2017 |
Yapı malzemeleri | Beton, çelik, perfore sac, kompozit, sinüzoidal panel |