“Çocuklar için tasarlamak” ama nasıl?

İREM NUR KAYA
Abone Ol

“Bir şehirde küçük olmak ne demek, iyi bilirim.”

Çocuklar için tasarım konusu günümüzün en popüler başlıklarından biri olsa da bu tasarımların nasıl şekillenmesi gerektiği konusunda tartışmalar devam ediyor. Pek çok yetişkin, kendi dünyasından çıkmadan çocuklara özel olduğunu düşündükleri mekanlar tasarlıyorlar. Ancak çocukların sürece dahil olmadığı ve birer “muhtaç” birey oldukları fikrinden yola çıkılarak yapılan her tasarım, onları yetişkinlerin alışkanlıklarını önceleyen mekanlarda yaşamak zorunda bırakıyor. Tam da bu noktada Sydney Smith’in Şehirdeki Küçük kitabında söylediği cümlenin önemi ortada çıkıyor: “Bir şehirde küçük olmak ne demek, iyi bilirim.” Bir şehirde küçük bir çocuk olarak dolaşmadığımız ve şehrin zorluklarını onların gözünden ölçmediğimiz takdirde çocuklar için tasarım mümkün olamıyor. Peki ya çocuklar için tasarım nasıl mümkün olabilir? bu yazıyı bir giriş yazısı gibi kurguladığım için sadece küçük bir alıntı yaptım, diğer tüm içeriklerde özet kısmı olacak. Bunda da böyle ilerlemeyelim derseniz düzenleyebilirim. Yazı aslında çocuklar için tasarım örnekleriini incelemeden önce bu kavramın ne anlama geldiğine odaklanıyor. Türkçede bu anlamda çok kaynak olmadığı için yazıdaki iki raporu daha görünür kılmak iyi olabilir diye düşündüm. siz yazıyı okuduktan sonra üstüne tartışabiliriz :)

İşte bu soruyu kendimize sordukça benzer konulara odaklanan oluşumları keşfetmeye ve yeni tartışmaların içine sürüklenmeye başladık. Bu soruya net cevaplar vermek imkansız olsa da karşımıza çıkan örnekleri “Çocuklar için Tasarım” başlıklı serimizde bir araya getirmeye karar verdik. Bu seride dünyadaki farklı mekanları, obje tasarımlarını, oyuncakları kimi zaman da oluşumları inceleyecek ve hep birlikte yeni sorular sorarak çocukların özgürce kendilerini ifade edebildikleri ortamları nasıl tasarlayabileceğimizi sorgulayacağız. Her sorgulama üretime giden yolu açtığı için soracağımız soruların karşılık bulmasını diliyoruz. Şimdi hazırsak çocuk haklarını konuşarak ilk adımımızı atalım. bu cümleyi silebiliriz isterseniz, ben başlarda örnek incelesek de zamanla belki röportaj ya da farklı içerikler olabilir diyerek. İkinci yazıyı da hazırlıyorum, ikisini karşılaştırarak da karar verebiliriz.

Sydney Smith’in Şehirdeki Küçük kitabından bir çizim, Kaynak: Sydney Smith.

Çocuklar için tasarlayabilmemiz için öncelikle çocukların haklarının ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 20 Kasım 1989’da imzaladığı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, çocukların toplumda bireysel bir yaşantı sürdürebilmesi hedefiyle çok yönlü olarak hazırlanıyor. Save the Children isimli oluşumun Finlandiya’daki merkezi (Pelastakaa Lapset), çocuk merkezli tasarıma yönelik çalışma yürütüyor. Bu çalışma sonucunda 80 sayfalık bir raporla çocuklarla birlikte çalışmanın ne anlama geldiğini, bunu sağlamak için gerekli koşulların ne olduğunu ve çocuk merkezli tasarımın temel ilkelerini anlatıyorlar. Bu rapor da Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin özellikle 4 maddesine yoğunlaşarak konuyu ele almaya başlıyor*:

“Madde 2

1)Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.

2)Taraf Devletler, çocuğun ana–babasının, yasal vasilerinin veya ailesinin öteki üyelerinin durumları, faaliyetleri, açıklanan düşünceleri veya inançları nedeniyle her türlü ayırıma veya cezaya tâbi tutulmasına karşı etkili biçimde korunması için gerekli tüm uygun önlemi alırlar.

Madde 3

1)Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.

2)Taraf Devletler, çocuğun ana–babasının, vasilerinin ya da kendisinden hukuken sorumlu olan diğer kişilerin hak ve ödevlerini de göz önünde tutarak, esenliği için gerekli bakım ve korumayı sağlamayı üstlenirler ve bu amaçla tüm uygun yasal ve idari önlemleri alırlar.

3)Taraf Devletler, çocukların bakımı veya korunmasından sorumlu kurumların, hizmet ve faaliyetlerin özellikle güvenlik,sağlık, personel sayısı ve uygunluğu ve yönetimin yeterliliği açısından, yetkili makamlarca konulan ölçülere uymalarını taahhüt ederler.

Madde 6

1)Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.

2)Taraf Devletler, çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.

Madde 12

1)Taraf Devletler, görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkını bu görüşlere çocuğun yaşı ve olgunluk derecesine uygun olarak, gereken özen gösterilmek suretiyle tanırlar.

2)Bu amaçla, çocuğu etkileyen herhangi bir adli veya idari kovuşturmada çocuğun ya doğrudan doğruya veya bir temsilci ya da uygun bir makam yoluyla dinlenilmesi fırsatı, ulusal yasanın usule ilişkin kurallarına uygun olarak çocuğa, özellikle sağlanacaktır.”

Çocuk merkezli tasarımın nasıl olduğunu gösteren şema, Kaynak: Save the Children Finlandiya tarafından hazırlanan rapor.

Save the Children**, çocukların haklarının genel çerçevesini çizdikten sonra çocukların fikir ve isteklerini ileterek tasarım sürecine katılmaları gerektiğinin altını çiziyor. Servis tasarımı ile çocuk haklarının, pozitif tanımlama perspektifindeki kesişimine çocuk merkezli tasarımını yerleştiren çalışmada, çocukların deneyimleri ve sürece dair görüşlerinin, yetişkinler veya uzmanların görüşleri ile eşit derecede önemli olduğu vurgulanıyor. Süreci iyileştirmenin hedeflendiği çalışmada çocukların bu tarz tasarım süreçlerine kendi istekleri dahilinde katılmaları gerektiği belirtiliyor. Çocuğun faydası her şeyden önde olduğu için çalışma yöntemlerinin çocukların kendilerini rahat ve güvende hissedecekleri şekilde kurgulanmasını ve mahremiyetlerinin korunmasını sağlamak yetişkinlere görev olarak tanımlanıyor.

Pozitif tanımlamayı anlatan şema, Kaynak: Save the Children Finlandiya tarafından hazırlanan rapor.

Çocuk merkezli tasarımın önemli parçalarından biri olan pozitif tanımlama (positive recognition) bu çalışmada çocukları gelişen birer aktör olarak konumlandırma şeklinde tarif ediliyor. Bu başlığın detaylarına inildiğinde çocukların sahip oldukları güce ve başarılarına ilgi gösterilmesinin altı çiziliyor. Çocukların önemli olduklarını hissetmeleri ve oldukları gibi takdir edilme deneyimlerinin pekiştirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu başlığın gerekliliği yerine getirildiğinde çocukların kendilerini tanıyabilmeleri için bir fırsat oluşuyor. Ayrıca çocukların akranları arasında yerlerini keşfetmelerine ve kendileri için önemli olan konuları anlatabilecekleri ortamı bulmalarına olanak sağlanıyor.

Servis tasarımının aşamalarını anlatan şema, Save the Children Finladiya tarafından hazırlanan rapor.

Her başlığın detaylı bir şekilde ele alındığı raporda servis tasarımı başlığı kapsamında öncelikli olarak neyin değişmesi gerektiğine karar verilerek sürecin başlatılması gerekiyor. “Neyi değiştirmek istiyoruz?” sorusuyla probleme dair genel tanımlamalar yapıldıktan sonra hedef kitle ve tasarım zorlukları belirleniyor. Ardından da soruna yönelik fikir geliştirme aşamasına geçiliyor. Yetişkinlerin zaten hakim olduğu bu sürece, çocukların bilgi ve yeteneklerine göre katılması ile sorun onların gözünden tanımlanabiliyor. Böylece tasarım da onların gerçekten ihtiyaçları olduğu şekilde şekillenebiliyor.

Designing for Children’s Right tarafından hazırlanan rehberden çizim örnekleri, Kaynak: D4CR.

Designing for Children's Rights isimli dernek de dünya genelinde ürün ve hizmetlerin tasarımında Çocuk Haklarına Dair Sözleşme çerçevesinde tasarım yapılmasını öneriyor ve bunu maddeler halinde rehber olarak kullanıma sunuyor. “Çocuklar için tasarladığımızda, gelecek için tasarlıyoruz.” şeklinde bir yaklaşıma sahip olan dernek, çocukluk deneyiminin insan hayatındaki uzun vadeli etkisine değiniyor. Rehberde “Kapsayıcılık için Tasarım, Oyun ve Öğrenme için Tasarım, Güvenlik ve Sürdürülebilirlik için Tasarım” başlığıyla 3 ana kategoride çocuk merkezli tasarımı ele alıyorlar. Maddelerde tasarımı sadece ortaya bir ürün çıkarmakla sınırlandırmayıp çocukların kişisel gelişimlerini destekleyen bir sürece dönüştürmek için önerileri sıralıyorlar:

1. Çocukların görüşlerini toplayın ve onlara saygı gösterin

2. Herkes kullanabilir

3. Çocukların anlayabileceği iletişim biçimlerini kullanın

4. Keşfetmeye izin verin ve destekleyin

5. Çocukları başkalarıyla oynamaya teşvik edin

6. Dengeli bir ortam kurgulayın

7. Çocukları güvende tutun ve koruyun

8. Çocukların verilerini kötüye kullanmayın

9. Çocukların ticari faaliyetleri tanımasına ve anlamasına yardımcı olun

10. Gelecek için tasarlayın

Her iki çalışmada da görüldüğü gibi “çocuklar için tasarlamak, ama nasıl?” dedikten sonra öncelikli olarak çocukların haklarının ne olduğunu öğrenmek gerekiyor. Çocuk merkezli tasarımı gerçek manada gerçekleştirebilmek için salt yetişkinlerin etkili olduğu bir çerçeveden çıkarıp sürece çocukların aktif katılımını desteklemek büyük önem taşıyor. Çocukların kendilerini ifade edebilecekleri güvenli ortamı inşa ettikten sonra oyunlar, sorular ve fikir alışverişi ile problemlere çözüm önerilerinin yapılacağı aşamaya geçilebiliyor.

Bu yazımızda genel hatlarıyla çocuk merkezli tasarımı genel hatlarıyla anlatmaya çalıştık. Diğer yazılarımızda bunu gerçekleştirmeye çalışan örnekler üzerinden konuyu incelemeye devam edeceğiz.

Konuya dair daha detaylı bilgi almak için Save the Children Finlandiya’nın raporunu buradan okuyabilirsiniz. https://www.pelastakaalapset.f...

Designing for Children's Rights tarafından hazırlanan rehbere ise bu linkten ulaşabilirsiniz. https://childrensdesignguide.o...