Bitmeyen Kilisenin Hikayesi: La Sagra Da Familia
La Sagrada Familia, namı diğer "Bitmeyen Kilise" Barselona'nın en önemli sembollerinden biri. Modern mimarinin öncülerinden mimar Antoni Gaudi, klisenin yapımına neo-gotik ve art nouveau tarzı ile başlıyor. Hayatını La Sagrada Familia’ya adayan mimarın ölümünün ardından kilisenin inşası yarım kalıyor.
Yapımına 1882'de başlanan La Sagrada Familia’nın ilk mimarı Francisco de Paula del Villar ile kilise destekçileri arasında çıkan anlaşmazlıkların ardından projeye Mimar Antoni Gaudi dahil olur. Gaudi; ölüm tarihi 1926’ya kadar, yapımını 1883’te devraldığı La Sagrada Familia’nın ancak bir kulesini ve apsis duvarlarından oluşan girişini tamamlayabilir. Tüm mimari tecrübesini aktarmak istediği kilisenin; Gaudi’nin karmaşık mimari tarzına dair pek çok iz barındırdığı biliniyor.
İnşasında halen günde 600 kişinin çalıştığı kilisenin, 2026-2028 yılları arasındaki bir tarihte bitirileceği öngörülüyor. Yapının tüm giderleri yapılan bağışlarla karşılanıyor.
100 senedir inşaatı bitirilmeyen La Sagrada Familia, 7 Kasım 2010’da Papa XVI. Benedict tarafından kutsanarak bir bölümü ibadete açıldı. Kilise aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunuyor.
Uzun ve sancılı bir çalışmanın ürünü olan La Sagrada Familia projesi bugün 131. yılında olmasına rağmen inşaatın ancak yarısı tamamlanmış durumda. Bu uzun süreçte inşaat birçok kez kesintiye uğradı. 1926’da Gaudi’nin ölümünden sonra, fon bulunamaması ve iç savaş çıkması nedeniyle yavaşlamaya başlayan inşaat; II. Dünya Savaşı’nın da başlaması ile tamamen durduruldu. Bu süreçte Gaudi'nin orijinal çizimlerinin ve modellerinin büyük kısmının hasar görmesi üzerine projeye, geride kalan planların yorumlanması ile devam edildi. Bir yandan yapım süreci devam eden kilisenin ilk parçalarının inşa edilmesinin üzerinden uzun bir süre geçtiği için restore edilmesi gerekti.
Gaudi’nin orijinal çizimlerinin yok olması üzerine tahminler üzerinden yürütülen projeyi destekleyenlerin yanı sıra yapının mimari üslup ve tasarım anlamında çok şey yitirdiğini savunanlar da vardı. Gaudi’nin kilisede taş kullanma arzusuna karşılık tamamlama projesinde betonun kullanılması, mimarın fikirlerine saygısızlık olarak yorumlandı. Kentin MoMa direktörü Daniel Giralt ise “Gaudi ruhunu taklit etmek imkansız” diyerek inşaatın sonlandırılarak Gaudi’nin çalışmasının korunması gerektiğini söyledi.
Salvador Dali “Projeyi sanatçısı olmadan devam ettirmeyi düşünmek bile ihanettir, bırakın kentin ortasında çürüyen bir diş gibi kalsın” dedi. İnşaatın sürmesini destekleyenler ise “bir binaya resim muamelesi yapılamaz” karşılığını verdi.
Gaudi’nin ölümünden sonra çeşitli disiplinlerden profesyonellerin oluşturduğu ekip Sagrada Familia tamamlama projesinin yürütücülüğünü yapıyor. Şimdi günümüz teknolojileriyle hızlandırılan inşaat sürecinin 2026’ta sona ermesi planlanıyor.
1979’dan bu yana projede baş mimar olarak çalışan Mark Burry, bu yapıyı tanımlarken “kentin içinde devasa bir heykel” cümlesini kullanıyor. Gaudi’nin de bir heykeltraş titizliğiyle uğraştığı, özen gerektiren ve ciddi detayları barındıran bina; ilmek ilmek işleniyor.
La Sagrada Familia’da hiçbir duvar dik; hiçbir kolon düz değil. Cephedeki ince ince işlenmiş ilahi figürlerin yanı sıra iç mekanda seramik, mozaik ve çeşitli taşlar ile kesintisiz bir hareketlilik oluşturulmuş.
La Sagrada Familia, doğuda İsa’nın doğumuna adanan Nativity (Doğuş); batıda İsa’nın çarmıha gerilişini simgeleyen Passion (Tutku) ve güneyde tamamlanmamış Glory (İhtişam) isimli üç cepheden oluşuyor. Tanrıya giden yolu temsil eden Glory cephesinin inşası devam ediyor.
Sagrada Familia Kilisesi Doğu (Doğuş-Nativity) Cephesi
Çeşitli çiçekler, hayvanlar, meyveler ve insan figürlerinin bir arada olduğu ve Gaudi'nin imzasının en belirgin hissedildiği yer doğu cephesi. Bu bölümde sağ tarafta inancı, sol tarafta umudu, ortada ise merhameti simgeleyen üç kapı bulunuyor. Kaplumbağa ve bukalemun gibi doğal formların arasında Mısır’a Kaçış, Masumların Katli, Yusuf ile Çocuk İsa, İsa’nın soy ağacının yazılı olduğu sütun, Vaftizci Yahya gibi Hristiyan kültürüne ait hikayeler ele alınıp uyarlanmış.
Kilisenin yapımına başlanan ilk bölümü doğu cephesi. İnşaatını birebir Gaudi’nin kontrol ettiği bu bölüm 1894-1930 yılları arasında tamamlanmış. İnşaatın tamamlanmış halini göremeyeceğini düşünen Gaudi’nin, İsa’nın doğumuna referans veren birçok detayı barındıran bu cepheyi ilk başta bitirmek istediği biliniyor.
Sagrada Familia Bazilikası Batı (Tutku-Passion) Cephesi
Çile cephesi olarak da adlandırılan bu cephe Subirach tarafından yapıldı. Günümüzde kiliseye girişler bu cepheden yapılıyor.
Passion cephesi ise Nativity cephesindeki dekoratif yoğunluğa karşılık oldukça sade bir tasarıma sahip. İsa’nın tutkusuna, çarmıha gerilişinde çektiği acıya atıfta bulunan bu cephenin inşaatı 1954’te başladı. 1976-1987 arasında ise heykeltraşlardan oluşan bir ekip bu bölümün kulelerini tamamladı.
Sagrada Famila Bazilikası Güney (İhtişam-Glory) Cephesi
Yapımı hala devam eden güney cephesi; putlar, şeytanlar, kötülükler ve günahları simgeleyen figürler ve bunların üstünde yukarıya yükseliş ve cenneti simgeleyen semboller barındırıyor.
2002 yılında inşaatı başlayan, en büyük ve etkili cephe olarak bilinen Glory cephesi; İsa’nın kutsal görkemine ve insanlığın Tanrı’ya yükselişine referans veren öğelerle dolu. Günümüzde yapımı halen devam eden bu cephenin inşası için Gaudi’nin 1936’da hazırladığı bir modelden faydalanılıyor.