Bir uzay çağı mekanı: EGO Kuaför ve Güzellik Salonu

Tasarımcı, oval şekilleri ve doğayı anımsatan renkleri tercih ederken, organik organizasyon sistemlerini de kullanıyor. Buna ek olarak tasarımda, 60'ların çeşitli estetik unsurlarının ve uzay çağı döneminin etkisi büyük ölçüde hissediliyor.

Lobi duvarlarının kavisli yapısı ve üzerine uygulanan rüstik sıvalarla, tasarımın uzay gemisi konseptine vurgu yapılıyor. İç mekanda, tüm yüzeylerde yeşil renk kullanılıyor. Düzgün dairesel şekillere sahip olmayan kemerlerle, mağarayı anımsatan bir görüntü oluşturuluyor. Böylece, projede tercih edilen renk ve mimari unsurlarla doğa kavramı soyutlaştırılıyor.

Büyük boy tavan lambası, lobi alanını aydınlatan yapay bir güneş görevi görüyor. Her köşesi bitkiler, palmiyeler ve kaktüslerle donatılan mekan; avokado yeşili sentetik zeminler ve ham ahşap ile tamamlanıyor.

Küresel ısınma, hava kirliliği ve küresel salgın sebebiyle insanlık tarihinin çok zor bir döneminden geçildiğini düşünen tasarımcı; farklı dünyaları ve yaşama şekillerini hayal ederek rahatlayabildiğini belirtiyor.

Böylece tasarımcı, ortak hayal gücünün tüm alanlarını kapsayan iki yönünün; ortak biçimsel unsurlara sahip olduğunu keşfediyor. Bunlardan ilkinin basitlikten oluşan daha sürdürülebilir ve doğal bir dünyaya geri dönüş fikri olduğunu belirtiyor. İkicisinin ise temiz ve sürdürülebilir bir denge içinde; teknoloji ve doğanın nihayet bir arada var olduğu, teknolojik olarak daha gelişmiş bir dünya tasarısı olduğunu ekliyor.

IS mimari ve tasarım stüdyosundan Fabrizio Gurrado tasarımını şu ifadelerle anlatıyor:

"Bu son projemizde, sanat ve doğanın, sakin ve temiz dengesinde beraber yaşadığı bir gelecek dünyası önermeyi tercih ettik. Uzay mekiklerinin kavisli duvarlarının bulunduğu ancak bunların rustik sıvadan yapıldığı, 60'ların doğa ile bütünleşen bilim kurgusunun yeniden canlandırıldığı, mükemmel dairesel şekiller yerine mağaralara benzeyen doğal eğriliğe sahip kemerlerin bulunduğu, zeminlerin sentetik ancak avokado yeşili renkte ve ham ahşaptan yapıldığı, lobi alanını aydınlatan yapay bir güneşin ve her köşede bitkilerin, palmiyelerin ve kaktüslerin bulunduğu yani bir bakıma yeni bir Nuh’un gemisi gibi tasarladığımız bu mekan; yakın ve daha iyi bir gelecek için kurtarılmış ve korunmuş görünüyor."