Bir devrin değil, her devrin ressamı: Devrim Erbil

ÖMER TALHA UĞUR
Abone Ol

Türkiye’de renklerin ve çizgilerin soyut ressamı olarak bilinen Devrim Erbil; eserlerinde az sayıda renk ile etkili sonuçlar ortaya koyuyor. Cumhuriyet tarihinin önemli sanatçıları arasında yer alan ressam yerel kaynaklardan ilham alıyor.

Kalkan Ağacı, 1966.

Devrim Erbil; ressam, sanat eğitimcisi ve aynı zamanda bir öğretim üyesi. 1937 yılında Uşak’ta doğmuş. 1955 yılında yetenek sınavını kazanan ressam; günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin Resim Bölümüne girmiş. Atölyede Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun ve galeride Halil Dikmen’in öğrencisi olmuş.

1959 yılında mezun olan Erbil, aynı yıl bir grup arkadaşıyla birlikte "Soyutçu 7’ler" grubunu kuruyor. Grubun adından da anlaşıldığı üzere Erbil; resimlerinde soyuta yönelerek soyut çalışmalar ortaya koymuş ve günümüzde de bu çizgisini devam ettiriyor. 1962’de Akademi’de Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cemal Tollu, Cevat Dereli gibi ustaların atölyelerinde asistan olarak görev almış. Bu yıllarda ortaya koyduğu eserleri; doğadaki motiflerden yola çıkan, çizgisel kompozisyonlardan oluşuyor. Minyatürü andıran bu kompozisyonlarında, kuşbakışından yüzeye indirgenmiş tablolar ortaya çıkarıyor.

Bir Anadolu Kasabasında Yaşantı Üzerine Çeşitlemeler, 1963.

1963’te Tülay Tura, Sarkis, Adnan Çoker ve Altan Gurman ile birlikte "Mavi Grup"u kuran Erbil’in kurduğu grupların isimleri onun sanat eğilimini gösteriyor. Erbil eserlerinde maviyi bolca kullanıyor. 2014 yılındaki bir röportajda Mavi Grup için şu ifadeleri kullanıyor:

"İstanbul’un ışıklı mavi göğünden, Sultanahmet’in mavisinden, bu topraklara çok yakışan turkuaz renginin varlığından gücünü alan bir topluluktu."

Mavi rengine karşı duyduğu tutkuyu da şu cümleleri ile tekrarlıyor:

İstanbul, Şiirsel İzlenim, 2016.

Mavi, iç zenginliğin ve derinliğin, duyarlılığın rengidir. Ona baktığınız zaman hayatı daha derin kavrarsınız."

Bir Anadolu Kasabasında Yaşantı Üzerine Çeşitlemeler, 1972 ve 1975.

1976’da "Anadolu Kasabası", 1977’de "Anadolu İzlenimleri" ve "İstanbul" resim dizilerini yapan Erbil; 1977’den sonra "Kuşlar" konulu resimlerini gerçekleştirmiş. 1980’li yıllardan sonra ise İstanbul, kuş sürüleri ve kıyı izlenimlerinin ışık efektleri altında titreşen görüntülere ağırlık vererek yeni bir dönem başlatıyor.

İstanbul, 1977.

Bir Anadolu Kasabasında Yaşantı Üstüne Çeşitlemeler, 1977.

1965 yılında İspanya hükümetinin sanat bursunu kazanan ressam; önce Madrid ve Barselona’da ardından da Paris ve Londra’da meslek araştırmaları yapmış. 1966 yılında Tahran Bienali Saray Kraliyet Resim 1.’lik ödülüyle ilk uluslararası ödülünü, 1972’de ise İskenderiye Bienali Resim 2.’lik ödülüyle ikinci uluslararası ödülünü kazanmış.

1991 yılında ise Devlet Sanatçısı Ünvanı ile onurlandırılıyor.

İstanbul Galata'da Coşku, 2016.

1970’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden doçentlik unvanı alan Erbil; 1981’de profesörlüğe yükselmiş. Çalışmalarında çizgiyi yoğun şekilde kullanmasıyla öne çıkan sanatçı; resmin dışında marküteri, mozaik, vitray ve seramik üzerine de çalışıyor. Yurtdışında 23 ülkede, çalışmalarından oluşan 30 sergisi gerçekleştirilen ressamın, Balıkesir’de de Devrim Erbil Çağdaş Sanat Müzesi bulunuyor.

Seramik üzerine “İstanbul’a Bakış” 2000.

Hayatı boyunca farklı kurumlarda görevler alan Erbil’in başlıca görevleri arasında; Türkiye Çağdaş Ressamlar Derneği başkanlığı, Resim Heykel Müzesi müdürlüğü, MSGSÜ Resim Bölümü başkanlığı, YTÜ Güzel Sanatlar Bölümü başkanlığı ve MSGSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan Yardımcılığı bulunuyor. Son olarak 2004 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden kendi isteğiyle ayrılan Erbil; Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanlığı görevine getirilmiş. Devrim Erbil, halen burada öğretim üyesi olarak görev alıyor.

Marküteri eser “Anadolu Çeşitlemeleri” 2008.

Devrim Erbil’in hayatı ve çalışmaları üzerine yapılan röportaja linkten ulaşabilirsiniz: