Aynı işlevle varlığını devam ettiren yapı: Yorkton Atölyesi

20. yüzyıldan kalma yapı, 2017 yılında Pearson Lloyd tasarım ofisi tarafından satın alınıyor. İçerisinde tarihi bir atölye ve depo yer alan yapı; inşa edildiği dönemden günümüze kadar birçok değişiklik geçiriyor.

Yapı, her ne kadar Pearson Lloyd’un sahip olduğu vizyonla özdeşleşse de, 21. yüzyılın gereksinimlerini karşılayamaması sebebiyle ilk akla gelen şey yapıyı yıkarak yenisini inşa etmek oluyor.

Ancak Cassion Castle Architects, bir yıl sürdürdüğü detaylı araştırma sürecinin sonunda, yapıyı yıkmak yerine restore etmeye karar veriyor. Bu durum mimari olarak çok daha zorlu bir yol olsa da binanın sürdürülebilirliğinin devam etmesi açısından önemli bir rol oynuyor. Böylece sıfırdan bir yapının inşa edilmesiyle oluşacak çevre kirliliği de önleniyor.

Projenin tasarımını üstlenen Cassion Castle Architects, aynı zamanda yüklenici firma olarak da faaliyet gösteriyor. Bu durum, tasarım ve uygulama esnasında doğabilecek problemleri ortadan kaldırarak sürecin daha sağlıklı devam etmesine olanak sağlıyor.

• "Firmamız projelerde genellikle hem mimar hem de ana yüklenici olarak çalışıyor. Bu iki rolü birden üstlenmek, tasarım sürecinin uygulama esnasında dahi devam etmesine olanak sağlıyor. Böylece, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan durumlarda olaya müdahale edebilmek süreci hızlandırıyor." Cassion Castle Architects

Bölgenin tasarım mirasını yeniden canlandıran projede, var olan depolama alanı ve mevcut malzemeler en verimli şekilde kullanılıyor. Tüm yapısal materyaller elden geçiriliyor ve tekrar kullanıma sunuluyor. Yapıda kullanılan döşeme tahtaları, eski bir fabrikadan geri alınarak projede tekrar kullanılıyor. Böylece yapılan güçlendirme ve yeniliklerle mevcut bina arasında bir uyum yakalanarak daha kullanışlı bir iç mekan elde ediliyor.

Yapının yalıtımı da elden geçirilerek günümüz standartlarına uygun bir duruma getiriliyor. Doğal çapraz havalandırmayla, yaz aylarında oluşabilecek fazla ısı önleniyor. Çatıya yerleştirilen fotovoltaik paneller sayesinde iç mekan aydınlatmasında, yenilenebilir enerji kullanılıyor.

Yapının, Viktorya döneminden kalan kısmı, toplantı ve etkinliklere ev sahipliği yaparken; sonradan inşa edilen fabrika tarafında, atölyeler ve stüdyo alanları yer alıyor. İki binanın ortasında yer alan giriş lobisinden, koyu kırmızı çelik merdiven ile üst kata ulaşılıyor. Bu katta; stüdyolar, yüksek tavanlı toplantı odaları, açık hava bahçesi ve aynı zamanda köprü görevi gören çatı terası bulunuyor.

Eski binanın orijinal işlevi olan atölyeler, yapılan restorasyon sonucunda yaşatılmaya devam ediliyor ve bina; tasarım stüdyosu ve üretim atölyesi olarak kullanılıyor. Günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirilen yapı, daha sonrasında farklı fonksiyonlara da dönüşebilecek bir esnekliğe de sahip.