Antik Yunan’dan ilham alan metafizik tasarımı: Agorà Ofisi
SCEG Mimarlık, Torino'daki Studio Agorà için tasarladığı hukuk bürosuna sanatsal bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Çarpıcı renk tuvalinin kullanıldığı tasarım, geleneksel açıdan ciddi bir mekan tipolojisi olan agorà kavramını, metafizik tasarımı haline getiriyor.
Tasarım, Antik Yunan'da yargı yetkisine adanmış ilk kamusal alanlardan biri olan, agoràdan yola çıkıyor. Agorà terimi, Antik Yunan döneminde politikanın, yasanın, dinin ve ekonominin şehirlerdeki merkezi olan ana meydanı tanımlamak için kullanılıyor.
Hukuk bürosu denildiği zaman beyaz badanalı duvarlar, zarif mobilyalar ve kitaplıklar akla gelir. SCEG Mimarlık ise, Agorà Ofisi'nde alışılmış hukuk bürosu konseptinden ziyade müşteriye tamamen beklenmedik bir mekan deneyimi sunuyor.
Büronun genelinde zeminde kullanılan renk, parlak ve canlı bir mavi olarak belirleniyor. Bu renk, mobilyalarda ve yer yer duvarlarda da kullanılıyor. Monokromatik gri ve kömür tonları ile eşleşen mavi yüzeyler, dikkat çekici mekanlar oluşturuyor.
Tüm ofise hakim olan renk kullanımı; ortamda, gerçek dışı ve yapay bir atmosfer algısı oluşturuyor. Monokromatik renk şeması doğrudan biçim, madde, ışıkla diyaloğa girerek plastik bir doku görünümü oluşturuyor. Bu tasarım kurgusu ile ekip, durağanlık ve metafizik kavramlarına gönderme yapıyor.
Tasarımda, birçok noktada kullanılan kemer motifleri, klasisizme de doğrudan atıfta bulunuyor. Kemerli bölmeler bir tür pencere görevi yan yana olan odalarda, ortak aktiviteler yapılmasına olanak sağlıyor. Bu tasarım öğesi, bazen de oturma alanlarına ve metal dekoratif raf ünitelerine dönüşüyor.
Daima hayatımızın bir parçası olarak hafızamızda yer etmiş geometrik şekiller, iç mekanda yalın ve ironik bir üslupla kullanılıyor. Boyalı metal levha ile kaplanmış poliüretan hacimler ve net şekillere sahip metal profiller, odaları karakterize ediyor. Geometrik formlar ve renklerin kullanıldığı ortama, sanat tutkunu mimarlar ve işverenler tarafından özel olarak seçilen heykel ve resimler yerleştiriliyor. Böylece Giorgio de Chirico tarzı metafizik mekan senaryosu ortaya çıkıyor.
Şık ve minimalist bir tarzdaki modern eklemeler, kapı aralıkları ve pervaz yanları için tasarlanıyor. İki farklı üslup arasındaki gerilim, mekana ilginç bir karmaşa getiriyor.
Toplantı odası, bir sanat galerisinin veya bir aile oturma odasının içini anımsatıyor. Yumuşak gri sandalyeler, üzerine beyaz boya serpilmiş gibi görünen, kıvrımlı bir taş masanın etrafında sıralanıyor. Heykel, masanın arkasındaki duvarda asılı olan resimde yer alan kıvrımlı şekillere bir gönderme olarak tercih ediliyor.
Ana ofisin duvarındaki dekoratif kitap çizimleriyle, materyalist anlayıştan uzak çağdaş bir yaşam algısı oluşturulmak isteniyor. Projede, modern ve teknolojik mobilya unsurları ile her döneme uyum sağlayabilecek bir arka plan tercih ediliyor.
Tasarım ekibi proje için şu ifadeyi kullanıyor:
"Geçmişin izlerinin, geometri ile iletişim kurduğu kontrast bir iç mekan tasarımı."
Proje | Agorà Ofisi |
Mimar | SCEG Architetti |
Yıl | 2020 |
Alan | 120 m |
İşveren | LGPA AVVOCATI |
Konum | Torino, İtalya |
Fotoğraflar | Barbara Corsico |