4.000 yıllık mezarın çevreleyen arkeoloji merkezi!

Dabbagh Architects 2016 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nin Sharjah çölünde, Tunç Çağı zamanından kalma Umm Al Nar mezarının çevresinde Mleiha Arkeoloji Müzesi’ni hayata geçiriyor.

Tasarım ekibi proje alanının tarihi doğasına ve potansiyel bir dünya mirası alanı olan ortamına saygı duyarak yerin somut olmayan ortamını ve hafızasını da dikkate alıyor. Bağlamsal değerlendirmelerin en önemli parça olarak kabul edilmesi ile arkeoloji merkezinin yerleşimi ve formu kararlaştırılıyor.

Mleiha Arkeoloji Merkezi'nin yakınında, Mleiha bölgesindeki birçok eski mezar yeri arasında en etkileyici mezar yapısı olarak kabul edilen Umm an-Nar mezarı bulunuyor. MÖ 2300 civarındainşa edilen mezarlık alanı yaklaşık 200 yıl kullanılıyor.

Ziyaretçinin arkeoloji merkezindeki deneyimi tasarım yaklaşımını yönlendiriyor. Binanın geometrisi mezar merkezde olacak şekilde oluşturuluyor. Binanın merkezden dalgalanan eş merkezli duvarları, ziyaretçileri girişe, mezara veya çatıya yönlendirecek şekilde genişletiliyor. Merkezin formu, siteyi deneyimlemek için üç farklı fırsat sağlıyor.

Merkezde ziyaretçilerin deneyimlediği rota ilk olarak lobinin ana girişinden başlıyor, mağazadan ve kafeden geçen bir sirkülasyon ile sergi galerisine ulaşıyor.

İkinci deneyim olarak, ziyaretçilerin anıtı hissederek görmelerini sağlamak için mezar ve çevresinde oluşturulan bir plaza bulunuyor.

Üçüncü deneyim olarak çatıya çıkan bir rampa, ziyaretçilere mezarın ve sıradışı bölmelerinin yanı sıra çevredeki kırmızı dağ manzarasının havadan bir görüntüsünü gösteriyor.

Korunmuş bir Umm Al Nar dönemi mezarının etrafına inşa edilen merkez, son 40 yılda Mleiha'da ve Al Thuqeibah, Jebel Faya, Al Madam ve Jebel Buhais gibi çevre bölgelerde yapılan kazıları ve keşifleri, özellikle de önemli Faya Kuzey Doğu keşfini sergiliyor.

Bölgede yapılan keşiflerle beraber anatomik olarak modern insanların Mleiha bölgesinde 130.000 ila 120.000 yıl önce yaşadığına dair kanıtlar bulunuyor. Bu buluntular, insanlığın Afrika'dan Kızıldeniz üzerinden Basra Körfezi bölgesine yayıldığını ve daha sonra İran, Hindistan, Avrupa ve Asya üzerinden dünyaya yayıldığını gösteriyor.