Sarı kart ve kırmızı kart nasıl ortaya çıktı?
1970 Dünya Kupası’na kadar futbol karşılaşmalarında sarı veya kırmızı kart diye bir şey yoktu. Hakemler futbolcuları sözlü olarak ikaz eder ve maç sonu ihtar listelerine yazarlardı. Peki, nasıl oldu da sarı ve kırmızı kartlar ortaya çıktı?
1970 Dünya Kupası’ndan önce oyuncular sahada futbol kurallarının dışında bir hareket yaptıklarında, hakemler yalnızca sözlü olarak uyarıyor ve bunu konunun muhatabı oyuncuya ya da takım kaptanına bildiriyorlardı. Ayrıca maç sonunda ihtar ve ihraç listelerine de uyardıkları oyuncuların isimlerini yazıyorlardı. Ancak bir süre sonra uluslararası maç sayısının artmasıyla birlikte hakemler ve futbolcular arasında dil sorunu ortaya çıkmaya başladı. Bunun üzerine hakemler ile oyuncuların birbirleriyle konuşmasına gerek kalmadan bu sorunu çözecek bir uygulama artık zorunluluk haline gelmişti. İşte o uygulama sarı kart ve kırmızı karttı. Peki, ihtar ve ihraç yerine gelen sarı ve kırmızı kart uygulaması nasıl ortaya çıkmıştı?
1966 Dünya Kupası yarı finalinde İngiltere ile Arjantin arasında oynanan yarı final maçından bir gün sonra İngiliz Milli Takımı’nda oynayan bir oyuncu, gazeteye bakarken kendini ihtar alan oyuncular arasında görür ve şaşırır. Çünkü maçta ihtar aldığından haberi yoktur ve hemen durumu sormak için Milli Takım yetkililerini arar. Milli Takım yetkilileri de hakem raporuna bakarak ihtarın doğru olduğunu söylerler. Bunun üzerine İngiliz futbolcu dönemin FIFA Hakem Komitesi Başkanı’na telefon açarak, maçta ihtar aldığını yeni öğrendiğini ve maç boyunca hakemin konuştuklarından hiçbir şey anlamadığını belirtir. Zaten maçı yöneten hakem Rudolf Kreitlein, ana dili Almanca’dan başka bir dil bilmemektedir.
Bu arada bahsettiğimiz oyuncu, Manchester United ve İngiltere Milli Takımı’nın efsane futbolcusu Boby Charlton’un kardeşi Jack Charlton’dur. Dönemin FIFA Hakem Komitesi Başkanı İngiliz Ken Aston, bu konuşmadan sonra arabasına biner ve Wembley Stadı’na doğru hareket eder. Sonradan verdiği röportajda; Wembley Stadı’na giderken birçok kez trafik ışıklarına yakalandığını belirten Ken Aston, aklına sarı ve kırmızı kart fikrinin trafik ışıkları sayesinde geldiğini söylemiştir. Böylece ilk olarak Meksika’da düzenlenen 1970 Dünya Kupası’ndan itibaren sarı ve kırmızı kartlar kullanılmaya başlanmıştır.
Sarı ve kırmızı kartın futbola girişiyle birlikte, "ortak futbol dili" ülküsüne dair yeni bir adım atıldı. Bu uygulamayla birlikte daha evrensel bir oyun olma yolunda ilerleyen futbolun ayrımcılığı dışlayan, farklılıkları kötücül anlamda önemsemeyen vasfı, böylelikle güçlendi. Ek olarak 70’li yıllar, televizyonların her geçen gün futbola daha fazla ilgi gösterdikleri bir dönemdir. Kolayca fark edilebilinen sarı ve kırmızı kartlar, stadyumdaki izleyicilere fayda sağladığı kadar, ekran başındakiler için de faydalı bir araç oldu.