Sanal Dünya: Z kuşağı nasıl gamer oldu?

Bir e-spor oyuncusu çevrimiçi olarak oyun oynuyor.
Bir e-spor oyuncusu çevrimiçi olarak oyun oynuyor.

Ağustos 1982’de piyasaya sürülen ve hala tüm zamanların en çok satan bilgisayar modeli olma özelliğini taşıyan Commodore 64, sanal dünyanın belki de fitilini ateşleyen ilk ürün oldu.

Milenyuma yaklaşırken bilgisayarlar yavaş yavaş evlere girmeye başlamış, bir başka deyişle FIFA zamanı gelmişti. FIFA 99, müthiş ara yüz ve grafikleriyle çığır açtı ancak 2000’ler sonrası FIFA yavaş yavaş sahneden çekilmeye başlamıştı çünkü devrim vaktiydi.

Japonya’da Winning Eleven, Avrupa’da ise Pro Evolution Soccer ismiyle bilinen oyun inanılmaz oynanabilirliği, gerçekçi grafikleri ve bir futbol oyunundan daha fazlasını vermesiyle 2000’lerin ilk yıllarını domine etti.

Her inişin bir çıkışı olduğu gibi 2011 senesi itibariyle taht tekrar FIFA’nın eline geçmişti. PES satışlarını yarı yarıya düşürdü ve bunun nedeni FIFA yapımcısı EA’in Konami’den PES yapımcılarını transfer etmesinin payı oldukça büyüktü. Seneler 2013 yılını gösterdiğinde PES atak yaptı ancak 2011’den bu yana FIFA yarışı bir adım önde götürüyor

Bir kuşağın son demlerini yaşattığı sonrasında kendisinin yok ettiği "sokak" kültürü artık bitmiş durumda. Futbol topunu alıp koşarak kendini sokağa atan, iki taşı adımlayarak yerleştirmenin verdiği hazzı sanal gerçekliğin dipsiz kuyusuna çeviren bir nesil…

Zamanında sokak lambalarının yanmasıyla belirtilen bitiş düdüğü şimdilerde bir internet cafede ne kadar saat durabildiğinize bağlı durumda. Z kuşağının teknoloji ile birleşmesinin ardından sokağı bırakıp nasıl Gamer’a dönüştüklerini aktaracağız.

gzt

Teknolojinin gelişmesiyle beraber eskiden sayılı sayıda bilgisayarlar, oyun konsolları zamanla gelişmeye ve çoğalmaya başladı. Gelişen teknolojinin etkisiyle sanal futbol oyunları da kendini hissettiriyordu. Evlerde mevcut olmasa bile internet cafelerde toplanılıp oynanabiliyordu bu sanal oyunlar. Bu oyunlar sayesinde arkadaşlarınızla rakip olabiliyor, menajer olabiliyor veya takımın yıldızı olabiliyordunuz. Sokak tamamen bırakılmıyordu ancak zaman içinde bu sanal gerçeklik daha ilgi çekici hale geliyordu.

Değişimin etkisi ile halı saha abonelik dönemleri başladı ancak internetin yükselişiyle beraber sanal dünya sınırsız bir boyuta ulaştı. Birçok oyun, konsol hayatımızı ve o dönemi domine etti.

Commodore 64.
Commodore 64.

Sanal dünyanın belki de fitilini ateşleyen ilk ürün olan Ağustos 1982’de piyasaya sürülen ve hala tüm zamanların en çok satan bilgisayar modeli olma özelliğini taşıyan Commodore 64’ten bahsetmemek olmaz. Hantal bir yapım olmasına rağmen dönem için çok özeldi. Fantastic Soccer isimli oyun bu konsol için üretilmişti.

Tepeden gördüğünüz adamlarla gol için çaprazdan vurmanız gerekirdi ve o seneler için milat kabul ediliyordu bu yapım ancak Commodore’un en önemli oyunu Kick Off serisiydi. Uzun pas veya şutlarda topun aşırı büyümesi ilginçti fakat dönemin çok üstünde bir oyundu.

Commodore 64'ün Kick Off serisinden bir game-play görüntüsü.
Commodore 64'ün Kick Off serisinden bir game-play görüntüsü.

Y kuşağının o dönemi özlemesinin başlıca sebebi kesinlikle Amiga. Dünyayı kasıp kavuran, 85-95 yılları arasında insanları televizyon başına bağlayan Amiga 500 efsanesi ve Sensible Soccer destanı öyle bir iz bıraktı ki, günümüzde bile koleksiyonerler ve gamerlar tarafından hala oynanıyor. Binlerce çocuğu, yetişkini ekranlarda sabahlatan ve bir külte dönüşen efsane oyun…

Kuşbakışı görüntü olmasına rağmen muhteşem bir oynanabilirlik. Büyük bir database sayesinde Faroe Adaları, San Marino dahil bütün oyunculara ve kulüplere ulaşılabilen bir başyapıt. Neden hala oynandığının sorusu burada gizli aslında…

Sensible Soccer'dan game-play görüntüsü.
Sensible Soccer'dan game-play görüntüsü.

Teknolojinin durdurulamaz gelişimi ile atariler çoğaldı. Dönem itibariyle yetişkinler için büyük bir kar çocuklar için ise bir rüyadan oluşan ‘’99 in 1’’ kasetleri sadece bir yalandan ibaretti…

Atari salonları 90’lı yıllarda ülkemizde büyük bir artış gösteriyordu. Özellikle tatil beldelerinde artan bu furya sayesinde o dönem çocukları sayısız jeton alıp sanal dünyaya rakip oluyordu. O dönem öğrenmemiştik ancak makine her zaman kazanıyordu.

Atari salonu.
Atari salonu.

Milenyuma yaklaşırken bilgisayarlar yavaş yavaş evlere girmeye başlamış, bir başka deyişle FIFA zamanı gelmişti. FIFA 97’de John Motson-Andy Gray diyalogları futbol literatürüne geçmişti, FIFA 98’de ise o seneye damga vuran oyunun kendisi değil Chumbawamba müziğiydi. FIFA 99 ise müthiş ara yüz ve grafikleriyle çığır açtı ancak 2000’ler sonrası FIFA yavaş yavaş sahneden çekilmeye başlamıştı çünkü devrim vaktiydi.

Sahne yeni bir kralındı artık. Japonya’da Winning Eleven, Avrupa’da ise Pro Evolution Soccer ismiyle bilinen oyun inanılmaz oynanabilirliği, gerçekçi grafikleri ve bir futbol oyunundan daha fazlasını vermesiyle 2000’lerin ilk yıllarını domine etti. Etkisi o kadar büyüktü ki onunla beraber ülkemizde internet cafeler yerlerini Playstation cafelere çevirdi. Çılgınlık öyle bir noktaya ulaştı ki; cafeler konsol ve oyunları kiralamaya başlamıştı.

Winning Eleven'dan bir game-play görüntüsü.
Winning Eleven'dan bir game-play görüntüsü.

PES 2010 ile birlikte zirve noktasına ulaştı. Her inişin bir çıkışı olduğu gibi 2011 senesi itibariyle taht tekrar FIFA’nın eline geçmişti. PES satışlarını yarı yarıya düşürdü ve bunun nedeni FIFA yapımcısı EA’in Konami’den PES yapımcılarını transfer etmesinin payı oldukça büyüktü. Seneler 2013 yılını gösterdiğinde PES atak yaptı ancak 2011’den bu yana FIFA yarışı bir adım önde götürüyor…

Championship Manager ve Football Manager oyunlarına da ayrı bir parantez açmamız şart. Geçmişten günümüze her futbolseverin gözbebeği olmuştu bu oyunlar. Milenyum başında görüntü yoktu ve örneğin "GOAL FOR CRESPO!!!" yazısı ile gol olduğunu anlardık. O dönem baskı çizgimiz rakibin çizgisini bastırsın diye az kalp rahatsızlığı geçirmedik…

Efsane Maxim Tsigalko'nun yetenek sayfası.
Efsane Maxim Tsigalko'nun yetenek sayfası.

Futbolun teknik adamlık, yöneticilik deneyimini sonuna kadar yaşadığımız bu oyunlar yaklaşık 20 senedir evlerimizde misafır oluyor ve hala vazgeçilmezler arasında. CM01-02, CM 03-04, FM 06, FM 08 ve FM 12 oyunun başyapıtları olarak gözüküyor.

Son olarak futbol oyunlarının müzikleri söz konusu. Konu öyle bir hale geldi ki oyun firmaları müzik konusunda adeta birbirleriyle yarışır hale geldi ancak FIFA serileri liderlik bayrağını daima elinde tutmayı başardı.

gztspor / instagram

Sanal goller, hiçbir zaman halı sahada arkadaşımızın verdiği bir pası ağlara göndermek ya da mahallede uzak mesafeden kaleyi yoklamak kadar keyif vermeyecek olsa bile ekran başında yaşanan mutluluğun yerinin ayrı olduğu bir gerçek. Özellikle arkadaşların bir araya geldiği kalabalık ve iddialı maç ortamlarında bazen Şampiyonlar Ligi’nde gol atmış bir oyuncu kadar sevinen yüzler görmek mümkün.

Herkesin "En iyi benim" dediği ve mağlubiyetin nedenin bozuk kol ya da konsolun hile yapması olduğu sanal futbol tutkularımız artık hayatımızın bir parçası ve teknoloji ilerledikçe gerçeğinin olduğu kadar sanal meşin yuvarlağın peşinden koşmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor…