Kaan Kural: Amerika korkutucu bir kadroyla geliyor
Türkiye'deki basketbol yayıncılığının usta ismi Kaan Kural, basketbol gündemindeki son gelişmelere ilişkin GZT Spor'a özel bir röportaj verdi.
Tahincioğlu Süper Ligi'nde nefesleri kesen final serisinde Anadolu Efes'in fiziksel diriliğine dikkati çeken Kural, Shane Larkin için de ayrı bir parantez açarak dünyadaki özel oyunculardan biri olduğunun altını çizdi.
ABD'nin 2019 FIBA Dünya Kupası'na korkutucu bir kadroyla geldiğini belirten Kaan Kural, asıl rakibimizin Yunanistan olduğunu ifade ederek milli takımımızın kısa ama çok hareketli, çabuk oynayan ve çabuk şut atan bir takım hüvviyetine bürüneceğini söyledi.
Türkiye'de NBA dendiği zaman akla gelen ilk isimlerden olan Kaan Kural, basketbol gündemini ve e-spor dünyasına giriş serüvenini GZT Spor Servisi için değerlendirdi.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi'ndeki nefes kesen final serisinden NBA Awards'a, 2019 Dünya Kupası'ndan 2019 Draft'a, Shane Larkin'in son dönemdeki etkileyici performansından League of Legends'a, unutamadığı bireysel performanslardan tarihi serilere ve NBA tarihinin en iyi Avrupalı oyuncusu tercihine kadar birçok konuda görüşlerini aktaran Kural, çarpıcı analizlerde bulundu.
"SHANE LARKIN GREV YAPIYOR GİBİYDİ"
Anadolu Efes'in final serisinde fizik olarak daha üstün olduğunun altını çizen Kural, Fenerbahçe'nin ise rakibine nazaran daha 'bitik' bir görünümde olduğunu belirtti. Shane Larkin'e ayır bir parantez açan Kural, yetenekli oyuncunun dünyanın en özel basketbolcularından olduğunu savundu ancak sezon başında adeta grevde gibi oynadığını hatırlattı.
"ASIL RAKİBİMİZ YUNANİSTAN"
2019 Dünya Kupası'nda millilerimizin asil rakibinin Yunanistan olduğunu ifade eden usta yorumcu, Ersan’ın 5, Cedi’nin 4, Furkan’ın 3 numara oynadığı, kısa ama çok hareketli, çabuk oynayan ve çabuk şut atan bir takım izleyeceğimizi kaydetti.
"AMERİKA KORKUTUCU BİR KADRO İLE GELİYOR"
Amerika Birleşik Devletleri'nin 2019 Dünya Kupası kadrosunu değerlendiren Kaan Kural, 'en korkutucu' kadro ile mücadele etmeyeceklerini ancak yine de 'korkutucu' bir kadro ile turnuvada boy göstereceklerini söyledi. Kural ayrıca, NBA'nin Türkiye ve Avrupa etkinliklerini azaltmasının sebebi olarak da terör tehditlerini gösterdi.
ABD'NİN 2019 FIBA DÜNYA KUPASI KADROSU
- Harrison Barnes (Sacramento Kings), Bradley Beal (Washington Wizards), Anthony Davis (New Orleans Pelicans), Andre Drummond (Detroit Pistons), James Harden, Eric Gordon, P.J. Tucker (Houston Rockets), Tobias Harris (Philadelphia 76ers), Damian Lillard, C.J. McCollum (Portland Trail Blazers), Kevin Love (Cleveland Cavaliers), Kyle Lowry (Toronto Raptors), Khris Middleton, Brook Lopez (Milwaukee Bucks), Myles Turner (Indiana Pacers), Kemba Walker (Charlotte Hornets), Kyle Kuzma (Los Angeles Lakers), Paul Millsap (Denver Nuggets), Donovan Mitchell (Utah Jazz), Jayson Tatum (Boston Celtics)
- - Tahincioğlu Basketbol Süper Liginden başlayalım öncelikle. Nasıl bir seri izledik sizce?
İki takım toplamda 81 maç oynadılar bir NBA takımı kadar maç yaptılar ve aralarında toplam 14 maç yaptılar. Çok çekişmeli, çok eğlenceli bir seri oldu. Biraz tabi Türkiye şartlarına göre düşünecek olursak gergin geçmesine rağmen son derece keyifli bir seri oldu.
- - Sizce Obradovic’in düşüşü mü vardı sezon içerisinde yoksa Fenerbahçe Beko sakatlıklardan mı etkilendi?
Bir takımın başarısı sadece koçun olmadığı gibi başarısızlığı da koçun değildir. Bazen bazı takımlarda koçlar çok etkili olabiliyor bazen de olamadığını görüyoruz. Genel itibariyle Fenerbahçe’nin tam kadrosu olsa ne olacağını tam anlamıyla bilemezdik ayrıca sakatlıkların aynı pozisyonda yer alması yani hem Lauvergne hem de Vesely’nin sakatlanması çok büyük problem oldu çünkü Ahmet’in de formsuz olmasıyla iç tehdit oyuncusu kalmadı Fenerbahçe’nin, iç-dış dengesi tamamen altüst oldu. O yüzden Fenerbahçe’nin biraz kolu kanadı kırıktı bu seride ama diğer taraftan bakarsak Efes yabancı temelli bir takım. Onlar da aslında 4 yabancısını oynatamadı ama Fenerbahçe gibi olmadı aynı pozisyonda olmadıklarından dolayı. Genel anlamda bakarsak bir numaralı sorun sakatlık ve eksikler ama öte yandan fizik olarak neden bu kadar düştüklerine bakmak gerekiyor. Efes aynı sayıda maç yaptı fizik olarak çok daha iyi geldi. Fenerbahçe fizik olarak çok bitik durumdaydı.
- - Anadolu Efes konuşurken Shane Larkin dememek olmaz. Sanki kafa olarak ilk başlarda kendini veremiyordu Larkin ama özellikle Fenerbahçe ve Barcelona maçı performanslarından sonra ben uzun süre Euroleague izlemiş biri olarak Diamantidis, Spanoulis, Navarro gibi oyuncular izledim böyle dominant bir performans görmedim. Shane Larkin özelinde bakarsak Efes sezonu nasıl geçti?
Sezonun ilk 4 ayı Larkin sanki grev yapıyor gibiydi. Kötü oynamıyordu ama oynamıyordu. Kötü oynamak başka, oynamamak başka. Adam oynamıyordu. Ne vardı? Derdi neydi? Sorun Türkiye ve Efes mi? Onu bilemiyoruz ama bir noktadaki ben Gran Canaria maçında başladığını düşünüyorum. O maçtan sonra kendini vermeye başladı. Kendini verdiği zaman Larkin, Diamantidis ve Siskauskas gibi isimlerle kıyaslamak istemiyorum ama bugün oynanan basketbolda savunmalar o kadar sofistike ki savunmanın dengesini bozabilmen gerekiyor. Larkin dünyada çok özel oyunculardan biri çünkü istediği an savunma dengesini bozabilir. Önünde duramıyorsun, herkesi geçiyor.
- - 2019 NBA Awards sahiplerini buldu. MVP’den başlamak gerekirse eğer Giannis Antetokounmpo bekliyor muydunuz?
Bekliyordum. Ödüller bir zaman sonra netleşiyor ama benim oyum olsa ben Harden’a verirdim. Harden’ın bu sezon yaptığını anlamakta insanlar güçlük çekiyorlar. Harden, modern basketbolun yani 80’ler sonrası basketbolun en görkemli hücum sezonunu geçirdi. MJ’ın en iyi hücum sezonundan daha iyi bir sezon geçirdi ve savunması da kötü değildi. Harden’ın şanssızlığı Giannis oldu. Geçen sene açık ara MVP oldu Harden ve bu sezon çok daha iyiydi ancak Giannis ile yan yana gelince başka faktörler devreye girdi. Bucks’ın normal sezonu lider bitirmesi, devamlılığı gibi… Tamamen şanssızlık. Harden şuan 1 MVP ödül sahibi ama bana kalırsa 3 MVP ödülü olmalıydı. 2015 ve 2017’de Harden hak ediyordu ama alamadı.
- - En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu(MIP) ödülü beklenildiği gibi Siakam’a verildi. Ne düşünüyorsunuz?
Beklenen bir ödüldü üzerinde durulmasına bile gerek yok.
- - Yılın Savunma Oyuncusu(DPOY) sahibi Rudy Gobert oldu. Galatasaray – Strasbourg maçında ‘’Galatasaray savunması Lasme’ye bloğu hazırlıyor.’’ Demiştiniz. Utah savunması da Gobert’e pozisyon hazırlıyor gibi mi sizce?
Kesinlikle. Utah NBA’in en iyi savunma takımlarından biri ve bu takımın merkezınde Rudy Gobert var. Gayet normal yani.
- - Yılın Çaylağı(ROY) beklenildiği gibi Luka Doncic oldu. Ben NCAA performansı ve şutu dolayısıyla Trae Young diyordum ancak Doncic harikalar yarattı…
Sezonun ikinci yarısında Trae Young iyi oynadı hatta ilk 2 ayı saymazsak kafa kafaya mücadele ettiler ama ilk 2 ayda öyle bir fark yarattı ki Doncic onu kapatamadılar doğal olarak.
- - Yılın Altıncı Adamı(6Man) ödülü sanırım Lou Williams aday olduğu sürece o alacakmış gibi gözüküyor?
Tabi tabi onun adı verilsin hatta. İdeal 6. Adam ve takımın en skorer oyuncusu, bir numaralı silahı yani.
- -Yılın Koçu(KOY) ödülü tabi ki Mike Budenholzer’a gitti.
Bütün stratejiyi değiştirdi ve takımı ilk sıraya koydu daha ne yapsın yani? Örnek veriyorum takım hazırdır, gidersin ve oynar. Öyle değil ki takımın planlarını değiştirdi Brook Lopez’i bambaşka bir oyuncu yaptı, Giannis’in çeşitliliğini arttırdı. Bence çok normal alması.
- - NBA Ödülleri sonrası Toronto’yu sormak istiyorum ancak Fred VanVlett ayrı bir hikaye, koç Nick Nurse ayrı bir hikaye, Siakam bambaşka bir hikaye…
Toronto’nun sezonu çok inişli, çıkışlı oldu ve takım o ivmeyi bir türlü yakalayamadı. Takım bir şey oynuyordu Kawhi çok başka bir şey oynuyordu. Zamanla Toronto birbirini tamamlayan bir yapıya dönüştü fakat Play-off başladıktan sonra Toronto’nun Kawhi dışında bütün parçaları çöktü. İlk turda Orlando, ikinci turdu Philadelphia maçlarında tamamen Kawhi taşıdı takımı. Toronto’da bütün yük Kawhi Leonard’ın sırtındaydı. Zamanla Leonard’ın devamlılığı takımı da toparladı ve final serisinde bu sefer en az yük Kawhi’ın omuzlarındaydı çünkü artık takım oynamaya başlamıştı. Sezon boyunca bir öğrenme süreci oldu, hiçbir zaman tam olarak uyum sağlayamadılar belki ama finale geldiklerinde nihayet maceranın son perdesinde beraber oynamayı başardılar. Öte yandan Durant olsa bence kazanırdı GSW ama kim varsa o oynar bu kadar basit. Esas Milwakuee Bucks kafasını duvarlara vursun Bucks’ın kazanması gerekirdi bu sezon.
- - NBA’de unutamadığınız final serisi ve unutamadığınız bireysel performans var mı?
Çok var aslında. 93 Jordan var mesela ama 2011 Nowitzki üstüne zor çıkılır. 2003 Duncan muazzam, 93 Jordan çok acayip ama 2011 Nowitzki bana göre bir numara ya. En unutulmaz seri 2013 Miami – SAS… İnanılmaz bir final serisiydi.
- - NBA tarihine damga vurmuş en iyi Avrupalı oyuncu kim sizce?
Nowitzki. Sonrasında Parker ve Gasol gelir ama Nowitzki abi. NBA tarihinin sayılı oyuncuları arasında geliyor zaten. Avrupa’da yetişip orada etki bırakmak kolay iş değil.
- - Bireysellik demişken Harden, Lillard, Westbrook gibi oyuncuların takıma negatif etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Tabi ki var. Takımın her parçasından daha büyük değer yaratırsın ama takım önlem aldığı zaman fark yaratabiliyor olman lazım. Harden bu konuda biraz ekstrem. Takım zaten bu konuda onun oynaması üzerine kurgulanmış. Bir takım düşünün mesela Durant sahibi GSW… Durant oynarken daha iyi ama oynamadığı zaman daha akıcı bir takım. Her zaman akıcı oyun oynayamazsın. Artık savunmalar çok sert. Seviye yükseldiği zaman artık yapabildiklerin değil yapamadıkların öne çıkar. Yapamadığın yerde yani sistem çalışmadığı zaman bir oyuncunun çıkıp bütün her şeyin üzerinde üretim sağlaması lazım. Harden onu baştan yapıyor. Harden oynuyor herkes seyrediyor ama bu öyle kurgulanmış ve gayet normal. Geçen sene az kalsın şampiyon oluyorlardı bu sistem sayesinde.
- - Günümüzde uçuk rakamlar konuşuluyor kontratlar üzerinde. Sizce bu rakamlar NBA’de aidiyet duygusunu ve romantizmi bitiriyor mu?
Takımda kalıp kalmamakla alakalı bir şey bu. Dünyanın her yerinde oyuncular takım değiştirebiliyor. Cristiano Ronaldo kaç kere takım değiştirdi mesela, Gerrard bile takım değiştirdi. Messi ve Totti haricinde kimse kalmadı ki. Profesyonel sporda takım değiştirilir. Profesyonel kontratlar sadece gelirler ile ilgili. Gelirler artarsa kontratlar artar, gelirler düşerse kontratlar düşer. Çok fazla romantik olmaya gerek yok aslında kalanlar kalıyor. Kobe kaldı mesela, Nowitzki kaldı, LeBron gitti yeniden geri geldi. Bu takımları, oyuncuları mahalle takımı gibi görmemek gerekiyor, bunlar profesyonel ve 250 milyon dolar hiç az bir para değil…
- - 2019 Draft konuşmak gerekirse Zion, Barrett ayrıca farklı hikaye barındıran ilk turda draft edlien ilk Japon Rui Hachimura gibi oyuncular damga vurur mu? Sizce 2019 Draft diğer senelere göre zayıf mı kaldı?
Hachimura’nın çok başarılı olacağını düşünmüyorum ve modern oyunda o tip oyuncuların yeri azaldı artık. Bu seneki Draft aslında çok zayıf değildi ama 2017 Draft ve 2018 Draft o kadar güçlüydü ki bu yüzden bu sene biraz zayıf kaldı.
- - Avrupa basketbolu NBA seviyesine ulaşabilir mi?
Amerikalılar işi tamamen atletizme yıktıkları seneler yani 2000’lerin başında Avrupa basketbolu NBA’in önünde bulunuyordu çünkü Amerikalılar o dönem tekniği ikinci plana attılar. Şöyle ki 92 Olimpiyatlarında Amerika ve Avrupa karşılaşınca atletizm sayesinde Amerika çok büyük fark yarattı. Avrupa’da teknik, kolektif oyun o kadar iyi oynanmaya başladı ki artık 2000’ler başında yenmeye başladılar. 2002’de yendiler, 2004’de yendiler, 2006’da yendiler. Sonrasında Amerikalılar, Avrupalılardan işi teknikle birleştirmek gerektirdiğini, şutun önemini anladılar. Bu sefer teknik-atletizmin birleşimiyle makas yeniden 92 senesine kadar açılmış oldu. O yüzden fark şuan çok çok büyük. Yetişmesi imkansız.
- - Unutamadığınız Olimpiyat, Dünya Kupası finali ve bireysel performans var mı?
Kesinlikle 2008. İspanya’nın o Amerika takımını son ana kadar zorlaması… İnanılmaz bir maçtı. Rudy Fernandez kariyer maçını oynamıştı. 2002 Arjantin – Yugoslavya finali de çok iyi maçtı. Hakem katletmişti ama çok iyi maçtı gerçekten.
- - NBA, Türkiye etkinliğini en son yaptıktan sonra her sene ülkemize geleceğini düşündük ancak olmadı. Sizce NBA, Türkiye pazarını kapattı mı?
O dönem art arda gelen terör saldırıları yüzünden biraz yavaşladı iş. Amerikalılar korkuyor bu tip durumlardan. Artık Avrupa’da bile bulunmuyorlar önceden çok sık gelirlerdi şimdi İngiltere ya da İspanya’ya gidip dönüyorlar. O dönem sonrasında kesildi doğru ama yeniden başlayacaktır yakında.
- - 2019 Dünya Kupası… Amerika korkutucu bir kadroyla geliyor. Sizce genel anlamda oyun planımızı Amerika maçında değiştirir miyiz yoksa aynı planı Amerika karşısında oynar mıyız? Beklentiniz neler?
Amerika en korkutucu kadroyla değil ama korkutucu bir kadroyla geliyor. Oynarız abi. Çünkü biz bu sefer çok modern bir basketbol oynayacağız. Çok yüksek tempolu, Ersan’ın 5, Cedi’nin 4, Furkan’ın 3 numara oynadığı, kısa ama çok hareketli, çabuk oynayan, çabuk şut atan bir takım olarak oynayacağız. Tutar mı? Amerika bizden tabi ki daha iyi ama oyun planımızı bozmayacağız. Asıl anlaşılmayan bir şey var biz ABD ile aynı grupta değiliz aslında biz Yunanistan ile aynı gruptayız hedef maç Yunanistan maçı. Yenersek çeyrek finale çıkarız ama ondan sonrası zor. Kritik nokta ilk 8’e girer miyiz yoksa giremez miyiz sorun o. Japonya ve Çeklerin dert açacağını sanmıyorum tek endişeleneceğimiz takım Yunanistan. Ersan tam bir görev adamı ve 5 numaraya evrildi. Cedi bu genç yaşında bir lider oldu, çok iyi bir sezon geçirdi. Furkan’ın sorunu ise çok yırtıcı değil, fiziği yetersiz. 10-15 kilo kas yapıp güçlenmesi gerekiyor. NBA’de rüzgar gibi yanından geçiyorlar. Önce fiziğini toparlayıp sonrasında yırtıcı olması gerekiyor. Ayrıca aralarında da en yeteneklisi Furkan.
- - Scottie Wilbekin ve devşirme oyuncular hakkında bir yorumunuz var mı?
Ben genel olarak devşirmeye karşıyım ama Wilbekin varken o oynasın. Wilbekin çok kötü bir sezon geçirdi herkes o yüzden endişe ediyor. Bugün Larkin’i devşireceksin yarın Wilbekin o iş pek öyle olmaz, olmamalı. Aidiyet duygusu olmalı Milli Takım için. Keşke Ali Muhammed devam etseydi bence. Wilbekin oynayacak tabi ki inşallah faydalı olur.
- - Draft edilebilecek potansiyelli genç oyuncularımız var mı? Gelecekte onları NBA’de izleyebilir miyiz?
Genç oyuncuları değerlendirmek çok zor oluyor. Çok değerli genç oyuncularımız var tabi. Yiğitcan Saybir, Ömercan İlyasoğlu, Efe Ergi Tırpancı var. Bunların gelişimini görmek gerekiyor ama zor.
- - Son olarak LoL ile nasıl tanıştınız? Yorumculuk süreci nasıl gelişti?
Ben zaten oyun oynamayı severim. Kimi insan kahve içerek, kimisi uyuyarak rahatlar ben 30-40 dakika ara ara oyun oynayarak rahatlıyorum. LoL Türkiye yayıncısı Riot beni davet etti konuk olarak izlenimlerimi söyledim çünkü takip ediyordum. Yorumcu olur musun teklifi geldikten sonra ben biraz çalışayım, gözlemleyeyim sonrasında konuşalım dedim. Tam 3 ay boyunca ÖSS çalışır gibi LoL çalıştım ve böylece yorumcu oldum.