Bu sene ilk, belki de son: Bottas kazandı
Haftalar öncesinde heyecanla beklediğimiz yarışımız geldi ve geçti. Yarışımız sıkıcı mıydı? Yoksa geçen sene çok mu şımartıldık? Gelin hep birlikte bakalım
Bu sene çokça podyumda gördüğümüz Valtteri Bottas, Mercedes’te geçirdiği son sezonda bitime altı yarış kala Türkiye Grand Prix’inde galibiyete ulaştı.
Zorlu hava koşulları ile başlayan Formula 1 Türkiye ayağı, yoğun yağışın olmadığı ve kurumaya doğru giden ıslak zeminlerde kullanılan yeşil logolu (Intermediate) lastiklerle başladı. Yarış içerisinde gördük ki hiç pite girmeden yarışı bitirme niyetinde olan pilotlar da vardı. Ancak yalnız biri (Esteban Ocon, Alpine) bunu başarabildi.
Aşırı patinajlar; lastik kilitlenmeleri, düşük yol tutuşu ve direksiyon titreşimlerine yol açtı ancak herhangi bir pilotun yarış dışı kalmasına neden olacak ‘önemli’ bir temas yaşanmadı. İlk turda Fernando Alonso - Pierre Gasly – Mick Schumacher ile başlayan spin-mini kaza zinciri ‘acaba?’ dedirtti ancak yarış sakin tamamlandı.
Dediğim gibi henüz ilk virajda Pierre Gasly, Sergio Perez ve Fernando Alonso arasına sıkıştı ve sağa dönmeyi seçti, pistten çıkan Fernando Alonso'ya çarptı ve Alonso ancak 17. olarak geri dönebildi. Fernando Alonso daha sonra aynı anlarda Mick Schumacher ile çarpıştı ve onu pistten çıkardı. Mick Scumacher bu temas ile gridin son sırasına geriledi. Schumacher buralara alışık olan bir pilot bu sezon ancak sıralama turlarında ikinci bölüme kalarak büyük bir başarı sergilemişti.
Bu temaslardan sonra Pierre Gasly ve Fernando Alonso beşer saniyelik ceza aldılar.
Yarış galibi olan Valtteri Bottas telsiz konuşmalarında ‘pitsiz’ bir yarış çıkaracağını belirtmedi. Mercedes de muhtemelen yarış öncesinde planladığı her şeyi zamanlıca uyguladı. Valtteri Bottas, yarış bitimine yirmi tur kala (38) pite girdi ve baskın götürdüğü yarışı ‘en hızlı tur zamanı’ ile bitirdi.
Lewis Hamilton genellikle kendi kaderini kendi belirleyen bir pilot ve böyle riskli durumlarda stratejileri çoğunlukla o belirler. Pit yapmamaya karan veren Lewis Hamilton ısrarla pit çağrısını reddetti ancak sonra bu fikre boyun eğdi. Üçüncü sırada pite giren İngiliz pilot çıkışta Sergio Perez ve Charles Leclerc’in gerisinde, Pierre Gasly’nin hemen arkasında yarışa döndü.
Lewis Hamilton yarıştaki yerini söyleyen yarış mühendisi Pete Bonnington'a telsizden “İçeri girmemeliydik… Size söylemiştim” diyerek bu karara sitem etti ancak olayın büyümemesi için Instagram üzerinden ‘birlik ve ortak karar’ mesajı yayımladı.
Bu karar o an riskli gibi görünse de Türkiye yarışı öncesinde gerçekleşen Rusya’da Lando Norris takım emrini dinlememiş; pite girmemiş ve sonuç felaket olmuştu. Burada kaçırılan (farz edelim ki önde kalabildi) puan ileride ‘ah’ dedirtecek mi göreceğiz ama işte tam da bu sporun güzelliği bu noktalarda. Bu karar ona podyumu kaybettirdi gibi görünüyor ancak kimse sona kadar dayanabileceği garantisini veremezdi ve Mercedes risk almadı. Bu kararı daha sonra gzt için inceleyeceğiz. Şimdi yarışa devam edelim.
Günün kazanan takımı kesinlikle Red Bull idi. Honda’ya özel tasarımı ile çifte podyum yakalayan ekip, Lewis Hamilton’un arkalarda kalması ile hem Max Verstappen’in liderliğine sevindi hem de takımlar şampiyonası için önemli puanlar elde etti.
Sergio Perez günün en iyi isimlerinden biri olarak, Charles Leclerc ve Lewis Hamilton ile ileride de konuşulacak temiz mücadelelere girdi ve kazanmayı başardı. Sergio'nun bu formunu sadece ara sıra görmek biraz sinir bozucu. RB16B sürülecek en yumuşak araç olmadığı için arabayla biraz savaştığını biliyorum, ancak buradaki koşullar aracın keskin kenarını dengeleyebildiğini bir nebze de olsa gösterdi. Nemli pist ve yarı kaygan lastikler, zorlu şasinin taleplerini yumuşatarak Sergio'ya geçen sezon bu pistte yaptığı podyumu tekrarlamayı sağladı.
Hafta sonu sıralama turlarında zaten cezası olan Carlos Sainz, Charles Leclerc’e hava koridoru açmış ve takım arkadaşının son seansa kalmasını sağlamıştı. Sainz, Red Bull'dan daha düşük bir şasi ile yarışın çoğunluğu için daha kötü koşullarda aynı işi büyük ölçüde yaptı ve ‘günün pilotu’ da seçildi. Bu arada Sebastian Vettel'e 12. virajda dalmasını da unutmayalım. Carlos Sainz, Red Bull sürücü akademisindeki zamanlarından Daniil Kvyat'tan ‘torpidoluk’ konusunda bazı ipuçları aldığını gösterdi.
Daniel Ricciardo’nun puan alamaması ve Lando Norris’in yedinci sırada bitirmesine karşın Carlos Sainz ve Charles Leclerc ikilisinin etkili performansı bu hafta oldukça kötü zaman geçiren McLaren ile Ferrari arasındaki takımlar şampiyonası farkını önemli ölçüde kapattı.
Esteban Ocon, ekibinize bağlı kalırsanız ve bunun etrafında güçlü bir strateji örerseniz ne olacağının bir örneğidir. Harika bir strateji ve sürüş ile pit yapmadan yarışın son puanını almayı başardı. Üstelik uzun süre arkasında Daniel Ricciardo gibi geçiş konusunda usta olan bir pilotu tutarak. Daniel Ricciardo demişken, o da tıpkı Carlos Sainz gibi yarışa arka çizgiden başladı ancak uzun süre arka sıralardan kurtulamadı. Kaostan kurtulduktan sonra uzun süre Esteban Ocon’u kovaladı ve onu geçmeyi başaramamasının yanı sıra Alfa Romeo’nun iki pilotuna da geçildi.
İki eski şampiyon Sebastian Vettel ve Fernando Alonso da şansızlıklar yaşayarak yarışta puan alamadı. Hafta boyunca güçlü duran ve beşinci sıradan start alan Fernando Alonso, spin sonrası gerilere düştü. Sebastian Vettel de orta sert lastik seçince pistte durmakta zorlandı ve tekrar pit yaparak gerilere düştü. Asıl soru şu, elinde pist ve yağış verileri olan Aston Martin buna nasıl izin verdi?
Kazanan isme tekrar dönecek olursak… Valtteri Bottas, takım arkadaşı yeni bir motor için grid cezasını aldığında, sıralama turlarında Lewis ile neredeyse aynı hızda olarak pole pozisyonunu rahatça alabilecek güçte olduğunu kanıtlamıştı. Bu sene ikinci pilotun daha önemli olduğu bir dönemde hem pilotlar hem de takımlar şampiyonasının el değiştirdiği bir anda bu galibiyet kesinlikle hem takım hem de onun için oldukça önemliydi. Bottas ve Perez, 2021'in Mercedes mi yoksa Red Bull için mi şampiyonluk yılı olduğunu belirlemede bu sezonun kritik parçası olacak. Baskı arttıkça, Fin pilot Valtteri Bottas talepleri iyi karşıladı ve bazı olağanüstü performanslarla bu durumların üstesinden geldi. Bu galibiyet, takımlar şampiyonluğu için oldukça önemliydi.
Valtteri Bottas’ı en çok eleştiren isimlerin başında geliyorum herhalde ancak Valtteri Bottas'ın çok geç çiçek açtığını görmek üzere miyiz? Alfa Romeo'ya gönderilirken kariyerinin en iyi formuna mı kavuşacak? Bunlar henüz net değil ancak kafası rahatladığı için performansının arttığı aşikâr ve birkaç hafta içinde Teksas'ta izlenecek biri olduğunu söyleyebilirim.