Yollar şarj ağları ile örülüyor
Elektrikli araçlara olan yoğun ilgi, elektrikli araç şarj ağı ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Türkiye’de de hükümet tarafından verilen teşviklerle şarj istasyonu kurulumu konusunda lisans alan firma sayısı gün geçtikçe artarken, gelecek yıla kadar 180 mw’ı aşan kurulu gücün devreye girmesi hedefleniyor.
Sayıları gün geçtikçe artan elektrikli ve hibrit araçlar ile ilgili en merak edilen konuların başında, bu araçların şarj edilmesi geliyor. Araç sahiplerinin istasyon bulma kaygılarını en aza indirebilmek için ülke çapında istasyonlar kurulurken, hükümet tarafından bu konuda ciddi destekler sağlanıyor.
Halen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından açıklanan verilere göre, Türkiye’de 2021 itibariyle 6 bini aşkın elektrikli araç için, toplam 3457 şarj soketi bulunuyor. Yerli otomobil TOGG’un yollara çıkması ve yeni teşviklerle beraber elektrikli araç sayısının artmasına paralel olarak istasyon sayısının da katlanarak artacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de şarj istasyonlarının dağılımında ise İstanbul, Ankara ve İzmir öne çıkıyor. Bununla beraber Türkiye’nin tüm şehirlerinde en az bir istasyon bulunuyor.
E- Mobilite Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve FullCharger CEO’su Osman Ataman’a göre Türkiye, şarj istasyonları ve elektrikli araçlar alanında ciddi bir potansiyele sahip. Buna göre ülke çapında 4 bine yakın şarj istasyonu bulunurken, 2030 yılı itibarıyla bu sayının minimum 160 bin, 2040 yılında ise 4 milyona ulaşması bekleniyor
Ataman’a göre Türkiye, son gelişmeler dolayısıyla, önümüzdeki dönemde elektrikli şarj istasyonlarının artılarına erişebilen önemli ülkelerden biri olma potansiyeline sahip. “Mobilite kavramının otomotiv, inşaat ve yapı sektörünü ilgilendiren kısmı ve enerjiyi ilgilendiren kısmı olarak baktığımızda şarj işletmeciliği anlamında önümüzdeki 20 yıllık bir perspektifte belki Türkiye'de 35-40 bin kişilik doğrudan ve dolaylı istihdam oluşacak” diyen Ataman’a göre teknik servisler, elektrikçiler, mekanik alt yapıcılar, sokaklarda kurulan istasyonların bakım gözetimini yapanlar ve güvenlik hizmeti veren çalışma alanlarını da dâhil ettiğimizde sektör, en az 100 bin kişilik istihdam sağlayacak.
Teşvikler artıyor
Türkiye’de elektrikli araçlar için şarj istasyonu kurulması için EPDK’ya başvurularak şarj ağı işletme lisansı alınması gerekiyor. Şarj ağı işletme lisansını alan firmalar, belirli bir süre içerisinde asgari sayıda istasyon kurma yükümlülüğünde bulunuyor.
- Türkiye’nin yerli otomobil girişimi TOGG da TruGo markası ile EPDK’dan lisans alan şirketlerden biri oldu. TruGo, Türkiye’nin tüm şehirlerinde 600’ün üzerinde lokasyonda hızlı şarj ağı kurmayı planlıyor.
Geçtiğimiz aylarda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı da artan ihtiyaca paralel olarak girişimcilerin şarj istasyonu yatırımlarını teşvik için ‘Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı’nı başlattı. 300 milyon TL desteğe sahip program ile 81 ilde bin 560 noktada hızlı şarj istasyonu kurulacak. Geçtiğimiz ay bakanlık tarafından açıklanan ‘Hızlı Şarj İstasyonları Destek Programı’ ise 1 milyar liralık yatırımın devreye alınacağını duyurdu. Bu çerçevede destek almaya hak kazanan firmaların Nisan 2023’ten önce istasyonların tamamlanması ve yeni 1572 istasyonun devreye girmesi öngörülüyor. Bu sayede Türkiye, dünyada şarj kapasitesi en hızlı artan ülkeler arasına girecek.
Ataman’a göre şu an için devletin sağladığı teşvikler hızlı şarj ünitelerini içeriyor. “Teşvik, hızlı şarj ünitelerinin 1600 adet olacak şekilde, en az 90 kWS'lik şarj ünitesi kurulması ve aynı anda 2 adet elektrikli araca şarj verecek soketi olması gibi hususları içeriyor.
İlgili teşvik kapsamına baktığımızda; 44 şehirde yaklaşık 40 adet şarj ünitesinin kurulması üzerine bir talep alınacağını görüyoruz. Seçilen bölgelerde, bakanlık tarafından kurulması talep edilen minimum adetteki şarj ünitelerinin çalışır hale gelmesi için teşvik alacak şirketlere 1 yıl süre tanınıyor” diyen Ataman teşvik koşullarının 1 yıl içerisinde tamamlanmasında zorluklar ortaya çıkabileceğini belirtiyor.
Ataman, şirketlerin 1600 adet hızlı şarj ünitesini 1 yıl gibi kısa bir sürede üretmesinin pek mümkün olmayabileceğini, bu sebeple teşvike karşı verilen sürenin uzatılması gerektiğini vurguluyor. Ataman ayrıca elektrikli araç şarj sistemleri ile ilgili teknik ve ticari iştigal konusu dışında olan birçok firmanın, teşvikten faydalanarak ve yalnız bir lisans sahibi olarak gelecekte bunu bir fırsata çevirerek bir araç olarak kullanmasının önüne geçilmesini, bu konuda belli standartlara ulaşan şirketlerin lisans almasının gerektiğinin de altını çiziyor.
Avrupa'da dağılım dengesiz
Uluslararası Enerji Konseyi 2021 Elektrikli Araç Raporu’na göre 2020 itibariyle dünya çapında halka açık şarj cihazı sayısı 1,3 milyona ulaşırken; bunların yüzde 30’unu hızlı şarj istasyonları oluşturuyor. Pandemi döneminde kesintiye uğramış olsa da dünya çapında şarj istasyonu sayısı artıyor. Çin ise hem yavaş hem de hızlı şarj istasyonlarında liderliğini sürdürüyor.
Geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği (AB) Sayıştayı tarafından açıklanan rapora göre ise kamuya açık elektrikli araç şarj istasyonu sayısı 330 bin. Sadece üç ülke- Almanya, Fransa ve Hollanda- AB genelindeki tüm şarj noktalarının yüzde 69'unu oluştururken, 10 Avrupa ülkesinde 100 km'lik yol başına tek bir şarj cihazı bulunmuyor. Bu durum 2025’e dek 1 milyon şarj noktası hedefine sahip AB’de dağılımın dengesiz olduğunu gösteriyor. 2030 itibariyle fosil yakıtlı araç üretimini durdurma kararı alan İngiltere ise gelecek yıl tüm konut, işyeri ve diğer bina inşasında elektrikli araç şarj istasyonları kurmayı zorunlu hale getirdi.