Uyuşturucu karteli devlete meydan okudu: Narcoland ya da Meksika
Meksika'nın Culıacan kenti, uyuşturucu baronu El Chapo lakaplı Joaquın Guzman'ın oğlu Ovıdıo Guzman Lopez'ın gözaltına alınmasının ardından savaş alanına döndü. Sokağa dökülen kartel üyeleri ile emniyet güçleri arasında büyük bir çatışma çıktı. Ağır silahlı çete üyelerinin saldırıları sebebiyle şiddet gittikçe tırmandığı için hükümet geri adım attı ve Lopez serbest bırakıldı.
Meksika ve uyuşturucu kartelleri arasındaki gerginlik, 2006 yılında Devlet Başkanı Felipe Calderon’un kartellere karşı açtığı savaşla başladı. 9 büyük kartel ve bu kartellere bağlı 80’den fazla alt çetenin bulunduğu ülkede 2006 yılında dönemin Devlet Başkanı Felipe Calderon’un kartellere karşı başlattığı ve halefi Enrique Pena Nieto’nun sürdürdüğü kararlı mücadele ülkeyi içinden çıkılmaz bir şiddet ortamının içine soktu.
Uyuşturucunun yanı sıra akaryakıt, maden, avokado, alkol, narenciye ve insan kaçakçılığı da yapan bu çetelerin ülkeye ödettiği bedel oldukça ağır bir noktaya geldi. Meksika’da, 2006 yılından bu yana 300 bin kişi kartel savaşlarında yaşamını yitirdi. Son olarak 18 Ekim 2019’da çıkan olaylarda ise Culiacan kan gölüne döndü.
Şehir savaşları alanı gibi
Meksika’nın en güçlü uyuşturucu kartellerinin yuvalandığı yer Sinaloa bölgesindeki Culiacan kenti. Ünlü uyuşturucu baronu El Chapo (Bücür) lakaplı Joaquin Guzman’ın oğlu Ovidio Guzman Lopez, geçtiğimiz aylarda burada devriye gezen güvenlik güçleri tarafından yakalandı. Bunun ardından kartel üyeleri patronlarını polisin elinden almak için şehri altüst etti. Lopez’in serbest bırakılması için harekete geçen uyuşturucu çeteleri şiddetin dozunu artırarak kenti adeta savaş alanına çevirdi. Sokağa dökülen ağır silahlı kartel üyeleri kent merkezindeki birçok yolu ateşe verdikleri araçlarla kapattı, kamu binalarına, iş yerlerine ve halka rastgele ateş açarak önlerine geleni öldürdü. Katledilenler arasında Ovidio Guzman Lopez’i tutuklayan ekibin içinde yer alan bir polis memuru da vardı.
Kamu Güvenliği Bakanı Alfonso Durazo konuyla ilgili basına yaptığı açıklamada, ülkenin batı eyaleti Sinaloa’nın Culiacan kentinde El Chapo lakaplı Joaquin Guzman’ın oğullarından Ovidio Guzman Lopez’in rutin bir devriye sırasında polis tarafından yakalandığını belirtti ve kartel üyelerinin güvenlik güçlerine ateş açtığını kaydetti. Güvenlik güçlerine yardıma giden askerlere de saldırıda bulunan çete üyelerinin başlattığı şiddet eylemleri sırasında birçok kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı ve 51 mahkum da hapishanelerden kaçtı. Sinaloa Valisi Quirino Ordaz Coppel, Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Culiacan kentinin güvenliğini sağlamaya çalıştıklarını belirterek, halkı tedbirli olmaları konusunda uyardı. Olayların ardından acil toplanan Meksika Güvenlik Kabinesi ise Ovidio Guzman Lopez’in serbest bırakılmasına ve güvenlik güçlerinin geri çekilmesine karar verdi. Meksika resmi makamlarınca alınan karar gereği, El Chapo’nun oğlu Lopez daha fazla ölümün yaşanmaması için serbest bırakıldı.
Ticaret ölüm kartellerinin elinde
Culiacan şehrinde yaşanan bu olay aslında devletin uyuşturucu kartellerinin karşısında ne kadar aciz kaldığını ortaya koydu. Tüm bunların temelinde ise 1930’larda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Latin Amerika kıtası arasında süren alkol kaçakçılığının 1960’larda uyuşturucu kaçakçılığına dönüşmesi var. ABD hala buna dayanarak, Meksika başta olmak üzere yakın çevresi olarak gördüğü Latin Amerika’nın muhtelif yerlerinde güvenliği sağlama bahanesiyle her türlü müdahaleyi sürdürüyor. Bununla beraber, çeşitli medya ve istihbarat birimlerine yansıyan bilgilere göre, önemli CIA yetkililerinin uyuşturucu ve silah kaçakçılığı gibi alanlarda Meksikalı yerel uyuşturucu kartelleriyle birlikte çalıştığı tespit edilmiş durumda. Uyuşturucu kaçakçılığı Latin Amerika’da Kolombiyalı Pablo Escobar ile yaygın hale geldiğinden beri uyuşturucu baronları zaten Güney Amerika’da büyük güç sahibiydi. Şimdi ise Orta ve Güney Amerika’da avokado ticaretinden inşaat sektörüne kadar her türlü ekonomik faaliyet kartellerden soruluyor. Zamanla önce pazar, akabinde de ana üretici ve dağıtıcı olan Meksika’da ise asıl şiddet 2006’da devletin kartellere savaş açmasıyla başladı. Çünkü büyük kartellerin parçalanması üzerine başıboş kalan küçük çeteler bölgede hakimiyeti ele geçirebilmek için her geçen gün daha acımasız yöntemlere başvurdu.
Bilanço ağır
Ülkede, 2006 yılından bu yana oluşan şiddet dalgasında ölen kişi sayısı 300 bin. Bununla birlikte STK raporlarına göre 340 bin kişi yerlerinden edildi, kayıpların sayısı ise 40 bine yakın. 129 milyon nüfuslu Meksika’da 2017 yılında 32 bin 79 kişi öldürüldü. Geçen yıl ise önemli bölümü uyuşturucu kartelleriyle bağlantılı 35 bin 964 cinayet işlendi. Yani mevcut Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador’un görevi devraldığı 2018 yılı, Meksika’da son zamanlarda en fazla cinayet işlenen yıl oldu. Bu yıl cinayete kurban gidenlerin sayısı da şimdiden 26 bini buldu. Geçen yıl 100 binde 29 olan cinayet oranı, kartellerin hakimiyet mücadelesi verdiği eyaletlerde büyük bir artış gösterdi ve 100 binde 80’i geçti.
Meksika’da mafya ve çete benzeri yapılanmalar olan ulus aşırı suç örgütleri 2010 ve 2017 yılları arasında yaklaşık 7 bin silahlı soyguna karıştı. Ayrıca ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) tarafından en son 2013’te bildirilen verilere göre, bahse konu kartellerin yıllık ortalama 15 ila 55 milyar dolar arası gelir elde ettiği tespit edilmiş olsa da aslında yıllık gelirleri bunun 10 katı. Hatta karteller Facebook, Samsung gibi dünya devi şirketlerden bile kat kat fazla para kazanıyor ve gelirleri İsveç ile Belçika’yı geçiyor. Bu sebeple küresel şirketlere dönüşen çetelerin gücü Meksika’nın her noktasında hissediliyor. Artık ülkede sokaklardaki ceset yığınları, köprülere topluca insan asılması, kartel üyelerinin gittiği bir restoranda fotoğraf çekilmemesi için garsonun diğer müşterilerin telefonlarını kovaya toplaması maalesef olağan hale gelmiş durumda. Bu gücü ellerinde tutabilmeleri ise korku ve dehşet salmalarına bağlı.
Çetelere kimse 'dur' diyemiyor
Chapo gibi isimlerin her türlü şiddete başvurarak savaştan kazanan taraf olarak çıktığı ülkede güç dengeleri, ittifaklar ve düşmanlıklar sürekli değişiyor. Bununla birlikte Meksika, uyuşturucu kartelleri arasında üç bölgeye ayrılmış durumda.
Kuzeyde Sinalo kartelleri (Sinaloa Federasyonu, Beltran leyva, Tijuana ve Juarez grupları) var. Orta kesimde Tierra Caliente kartelleri (Jalisco Yeni Nesil, Tapınak Şövalyeleri, Michoacana Ailesi) bulunuyor. Güneyde ise Tamaulipas kartelleri (Tamaulipas Federasyonu, Los Zetas, Körfez Grubu) hüküm sürüyor. Devlete bağlı unsurlar da ülkedeki dördüncü güç grubunu oluşturuyor.
Karteller arasında en güçlü olanı ABD sınırını kontrol eden Sinaloa Federasyonu. Örgütün kurucusu ise El Chapo (Bücür) lakaplı Joaquin Guzman. Ulus aşırı suç örgütü olarak adlandırılan ve uyuşturucu ticaretini yöneten Sinaloa karteli ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (DEA) ve Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) tarafından da en büyük kriminal tehditlerden biri olarak niteleniyor. Ancak El Chapo olarak bilinen Joaquin Guzman’ın oğlu Ovidio Guzman Lopez’in tutuklanmasının ardından Culiacan kentinde yaşanan dehşet verici olaylardan da anlaşılacağı gibi Meksika’da ulus aşırı suç örgütleri her türlü yasadışı faaliyeti sürdürmeye devam ediyor.
- Kamu Güvenliği Bakanı Alfonso Durazo konuyla ilgili basına yaptığı açıklamada, ülkenin batı eyaleti Sıneloa'nın Culıacan kentinde El Chapo lakaplı Joaquın Guzman'ın oğullarından Ovıdıo Guzman Lopez'ın rutin bir devriye sırasında polis tarafından yakalandığını belirtti ve kartel üyelerinin güvenlik güçlerine ateş açtığını kaydetti.
- El Chapo kimdir?
- Yaşam öyküsü yoksulluk içinde bir hayattan küresel uyuşturucu imparatorluğuna uzanan Joaquın Guzman El Chapo (Bücür) olarak biliniyor. kaçakçılık ve şiddet eylemleri başta olmak üzere yaptığı yasa dışı işlerin büyüklüğü nedeniyle Pablo Escobar'da sonra en kötü şöhretli kartel olarak tanınan Guzman, Meksika'da 2006 yılından bu yana ülkeyi saran uyuşturucu savaşlarının önde gelen isimlerinden. ABD'ye tonlarca eroin, kokoin, esrar ve metamfetamın kaçıran El Chapo, 2014 yılında devlet güçleri tarafından yakalandı. Ancak hapishanede duşların altına 1,5 kilometre uzunluğunda tünel kazdırıp firar etti. Yüksek güvenlikli cezaevinden iki kere kaçan Joaquın Guzman 2016'da Meksika'da yeniden yakalandıktan bir yıl sonra, yargılanmak üzere ABD'ye iade edildi ve orada müebbet hapis cezası aldı. Bu sebeple yerine oğlu Ovıdıo Guzman Lopez geçti.