Türkiye savunmasız değil
Ülkelerin kaderini sahip oldukları imkânlar belirler. Bu bazen jeopolitik konum olur, bazen doğal zenginlikler bazen de yetişmiş insan gücü olur. Bu üç imkâna birden sahip oldun mu üstün olan sensin. Milletlerin var olma mücadelesi verdiği tarih boyuncu bu hep olmuştur ancak son yaşadıklarımız bu gerçeği adeta yüzümüze çarpıyor.
Para ve teknoloji gücünü elinde bulunduran bir avuç Siyonist’in Filistin’de soykırım yapması başka neyle açıklanabilir. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği batı cephesinin Rusya’ya karşı Ukrayna’yı savaş alanına çevirmesinin başka bir izahı var mı? Yine aynı batının besleyip kolladığı terör örgütleri Türkiye’nin üzerine salması da bunun çarpıcı bir örneği değil mi? Üç örnek de yakın coğrafyamızdan ancak dünyanın başka coğrafyalarında da benzer çatışma alanları var.
Teknoloji ilerledikçe acımasızlık artıyor. Güç dengesizlikleri nedeniyle zalim; muzlumun canı ve malı üzerinden kendine güç devşiriyor. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD, kurduğu küresel sömürü düzenini korumak için yeni çatışma alanları oluşturma peşinde. Körfez ülkelerindeki zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarını yönetmek için İsrail üzerinden bölgeyi dizayn ediyor. Gazze’de en acımasız halini gördüğümüz üzere İsrail, sırtını dayadığı ağababalarıyla birlikte savunmasız Filistinlilere soykırım uyguluyor. İran tehdidini öne sürerek İsrail’e her türlü desteği veriyorlar. Para, silah, askeri personel ve istihbarat desteği sayesinde İsrail, semirildikçe azgınlaşıyor.
Benzer bir yöntemle Türkiye’yi de zayıf düşürmeye çalışıyorlar. Batılı birçok devlet terör örgütü olarak gördükleri halde el altından PKK’ya destek veriyorlar. Avrupa ülkelerinin çoğu, ABD, Kanada ve Avustralya gibi birçok ülkenin terör örgütleri listesinde PKK var, ancak bu ülkelerin bu örgüte verdiği destekleri sıralamaya kalkışsam, sayfa yetmez. Bu desteği, PKK’nın tezlerine inandıkları için vermiyorlar. Türkiye’nin bölgedeki siyasi, ekonomik ve askeri üstünlüğünü zayıflatmak için terör örgütünü maşa olarak kullanıyorlar.
40 yıldır PKK’ya verdikleri para ve silahın haddi hesabı yok. Sürekli besliyorlar ki lazım olduğunda kullanabilsinler. TUSAŞ’a yapılan saldırı, bu hain tezgahın son örneği oldu. Türkiye’nin havacılık ve uzay misyonunun kalesi konumundaki TUSAŞ’ı hedef alan iki terörist PKK’lı çıktı. TUSAŞ’ın hedef alınmasının perde gerisinde rakip ülkeler var. Bu saldırının zamanlaması bir yana, savunma sanayimizde yerlilik oranının yüzde 80’e çıkarılmasında büyük payı olan TUSAŞ’ın hedef seçilmesinin çok daha büyük önemi var.
İSO 500 listesinde 17’nci sırada yer alan TUSAŞ, geçen yıl 55 milyar liralık üretimden satış ve 864 milyon doları aşkın ihracat yaptı. 6 bin 500 mühendis olmak üzere 16 bin civarında çalışanıyla gurur verici projelere imza atıyor. TUSAŞ; Türkiye’nin beşinci nesil yerli savaş uçağı olan MMU (Milli Muharip Uçak), HÜRKUŞ ve HÜRJET, ANKA, GÖKBEY, ATAK gibi projeler yürütüyor. Özellikle, Türkiye’nin askeri havacılık kabiliyetlerini küresel ölçekte artıracak ve bağımsız savunma teknolojilerine sahip olmasını sağlayacak MMU’yu bütün dünya yakından takip ediyor. Türkiye’nin bu alanda elde ettiği başarılarda, TUSAŞ’ın ürettiği araçlar büyük katkı sağlıyor. Örneğin, ANKA ve Aksungur gibi İHA’lar askeri operasyonlarda etkin şekilde kullanılıyor. Bütün bunlar TUSAŞ’ın hedef alınmasının önemini bize gösteriyor.
Türkiye bu saldırılarla yeni tanışmıyor. Geçmişte karşılaştığımız engeller ve ambargolardan ders çıkardık. Savunma sanayimizin yerlilik oranı yüzde 80’in üzerine çıktı. Bu gurur verici tabloyu, son olarak geçen ay İstanbul’da düzenlenen SAHA EXPO 2024 fuarında bir kez daha gördük. 712 yerli ve 766 yabancı firmanın yüksek teknolojik ürünlerini sergilediği fuarda 133 anlaşma imzalandı. Toplam değeri 6 milyar 189 milyon doları bulan bu anlaşmaların 4 milyar 332 milyon dolarlık kısmını ihracat sözleşmeleri oluşturdu. Fuarda kayıt altına alınanlarla birlikte Türk savunma sanayi sektörünün bu yıl aldığı siparişlerin toplamı 12 milyar dolara çıktı. Savunmada kazandığımız saygınlık, sanayinin diğer sektörlerine örnek olacak nitelikte. Sahip olduğu insan kaynağı ve son yıllarda artan teknolojik yetkinlikleri sayesinde Türkiye, savunmasız olmadığını bütün dünyaya gösterdi.