Türkiye 2021’de 53 alanda küresel rekabet gücünü artırdı

Türkiye pandemiye rağmen aksatmadan sürdürdüğü üretim ve ihracatının meyvelerini toplama devam ediyor. Türkiye 2021 yılında ihracatını yüzde 32,8 artışla 225 milyar 291 milyon dolara yükseltti. Tüm ülkelerin verilerini açıklamasıyla birlikte Türkiye’nin 2021’de dünya ticaretinden aldığı pay da ortaya çıktı. Türkiye pandemi yılı olarak bilinen 2020 yılında ihracatının azalmasına rağmen küresel ihracattan aldığı payı yüzde 1’e yükseltmişti. 2021 yılı itibarıyla toplam elde edilen payda değişim yok. Ancak sektörel bazda dikkat çekici artışlar var.

Dünya Ticaret Örgütü küresel ticaret verilerini 99 ana başlıkta yayımlıyor. Harmonized System olarak adlandırılan sistemde 99 sektörün 53’ünde Türkiye küresel ihracattan aldığı payı artırdı. Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı payı en fazla artırdığı sektör 93 koduyla yer alan “Silah ve mühimmat ve bunların parça ve aksesuarları”nda yaşanmış görünüyor. Türkiye’nin bu alandaki başarısı pandemiden bağımsız. Zira bu alanda pandemiden önce başlayan yükseliş istikrarlı bir şekilde sürüyor.

Türkiye’nin silah ve mühimmat ve bunların parça ve aksesuarları alanında yaptığı ihracatın küresel ihracattan aldığı pay 2019’da yüzde 2,3 iken, 2020’de bu oran yüzde 4,1’e, 2021’de ise yüzde 5,7’ye yükseldi. Ve HS kodu sınıflamasına göre payı yüzde 5’i aşan 2. sektör oldu. Bu alan aynı zamanda diğer sektörlere göre katma değeri en yüksek alanlardan biri. Dünya Ticaret Örgütü’nün HS kodu sınıflamasının tam karşılığı olmasa da Türkiye’nin savunma ve havacılık sektöründeki ihracat birim değeri 50,63 dolar seviyesinde.

Dünya Ticaret Örgütü’nün verilerinden derleyerek hazırladığımız tablo bize Türkiye’nin ihracatında küresel ihracattan aldığı payın sektör bazında halı sektörü dışında yüzde 5’in altında kaldığını ortaya koyuyor. Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı payın en fazla olduğu sektör şu anda halı sektörü. Bu alandaki küresel ihracattan alınan pay pandemi öncesinde 2019’da yüzde 16,1 iken, pandemide yüzde 17,3’e yükselmiş ve 2021’de de yüzde 18,3’e yükselmiş. Halı sektörü Türkiye’nin küresel rekabet gücünün en yüksek olduğu alan. Bu alanda Türkiye dünyanın 2. en büyük ihracatçısı konumunda. Birinci sırada ise Çin geliyor. Bu sektörde elde edilecek yeni pazarlar Türkiye’ye pandemiye rağmen elde ettiği rekabet gücündeki artışı daha kalıcı hale getirme potansiyelinin olduğunu ortaya koyuyor.

Türkiye’nin rekabet gücünün en yüksek olduğu alanlardan biri de hiç şüphesiz tekstil sektörü. DTÖ’nün 2020 yılında yayınladığı bir raporda Türkiye’nin bu alanda rekabet gücünü yükselttiğine dikkat çekilmişti. 2021 verilerine bakıldığında Türkiye’nin rekabet gücü üstünlüğünü sürdürdüğü görülüyor. HS kodu 60 olan “Örme veya tığ işi kumaş” alanında Türkiye’nin küresel ihracattan aldığı pay 2019 yılında yüzde 4,2 iken, bu oran pandemiye rağmen yüzde 4,8’e 2021 yılında ise yüzde 5,4’e yükseldi. Türkiye’nin bu alanda da ihracat birim değeri önceki yıllara göre artış gösteriyor. Türkiye’nin tekstil sektöründeki ihracat birim değeri 17,4 dolar seviyelerinde. Bu alanda da eskiye göre ciddi bir yükseliş olduğunu söylemek mümkün. Zira önceki yıllara göre inovatif ürünlerin geliştirilmiş olması bu alandaki katmadeğeri yükseltti.

Dikkat çekici başka bir gelişme ise yaş meyve ve sebze alanında. 08 HS koduyla yer alan yenilebilir meyve ve kuruyemişler alanında dünya ticaretinden alınan yüzde 3,8’lik pay önemli. Bu alanda ihracatın en fazla arttığı ülkelerin başında Rusya geliyor. Türkiye 2020’de Rusya’nın bu alanda en fazla ithalat yaptığı ülke konumuna yükselmişti. Bunun ana nedeni pandemi nedeniyle ülkelerin ithalatta daha çok yakın coğrafyaları tercih etmesiydi. 2021 yılı pandeminin hala devam ettiği ve taşıma maliyetlerinin rekorlar kırdığı bir yıldı. Böyle bir yılda Türkiye yine coğrafi konumunu avantaja dönüştürmüş görünüyor. Kriz dönemlerinde sergilenen performanslar kriz sonrasında kalıcı fırsatların elde edilmesi açısından son derece önemli dönemlerdir. Türkiye esnek üretim gücü, coğrafi konumu, kaliteli üretimi gibi pek çok açıdan önemli avantajlar taşıyor. Pandemi dönemi Türkiye’nin bu avantajlarını sergileyebildiği bir dönem oldu. Hazırladığımız tablo Türkiye’nin çok daha fazla alanda fırsat elde ettiğini ve bu fırsatların kalıcı hale gelmeye başladığını da ortaya koyuyor.