Toparlanma öngörüsü 2023’e sarktı
Dünya otomotiv endüstrisi 2021’de pandeminin etkilerini tam olarak hissetti.
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu dünya endüstrisinin lokomotifi otomotiv, pahalılaşan hammadde, lojistik, mikroçip, arz sıkıntısı ve bunlardan doğan sorunlar ile uğraştı. Sektör yetkililerinden Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Satış Sonrası Ürün ve Hizmetleri Derneği (OSS), Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği (TOKKDER), Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) ve Sakarya’da da üretim yapan Toyota Türkiye 2021’in nasıl geçtiğini ve 2022 beklentilerini değerlendirdi.
11,3 milyon adet üretim kaybı
OSD Başkanı Haydar Yenigün, 2020’de otomotivde başlayan mikroçip krizinin bitmemesinin yanında pandeminin etkilerinin tam olarak 2021’de kendini gösterdiğini vurguladı. Yenigün, “Sanayimiz 2021 yılında pandemi kaynaklı küresel tedarik zinciri sorunlarının etkisiyle öngörülmesi zor ve belirsiz bir ortamda faaliyetlerine devam etmek zorunda kaldı. Bizler açısından oldukça zor bir yıldı.
Bilindiği gibi 2021 yılının en önemli tedarik zinciri sorunu küresel mikroçip darboğazı oldu. Sosyal hayattaki kısıtlamalar ile tüketici elektroniğinde yaşanan ciddi talep artışı ve otomotiv sanayinin talep öngörülerinin beklenenin üzerinde gerçekleşmesi ile küresel olarak mikroçip talebindeki artış, tedarik sürecinde darboğaz yaşanmasına sebep oldu. Bunlara ek olarak önemli çip üreticilerinin tesislerinde çıkan yangınlar ve yine önemli çip üreticilerinin bulunduğu lokasyonlardaki doğal afetler; pandemi sebebiyle fabrikaların üretime ara vermesi, Tayvan’da yaşanan kuraklık, Amerika’daki soğuk hava koşulları, Japonya’daki deprem krizinin daha da büyümesine neden oldu. Otomotiv fabrikalarının küresel olarak duyurduğu mikroçip tedariki kaynaklı duruşlar ve yavaşlamalar nedeniyle şu ana kadar üretilemeyen araç sayısı 10,3 milyon adet olarak hesaplanırken yıl toplamında küresel araç üretim kaybının 11,3 milyon adet seviyesine ulaşması tahmin ediliyor” şeklinde konuştu.
Rahatlama beklentisi 2023'e kaydı
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de mikroçip tedarik sorununun neden olduğu fabrika duruşları ve üretim tempo düşüşlerinin kaçınılmaz hale geldiğini aktaran OSD Başkanı, “Mikroçip otomotiv için önemli komponentlerden biri ve ürünlerimizin teknolojilerinin her geçen gün artması neticesinde daha da önemli hale geliyor. Bu yılın başındaki tabloya göre yılın 3. ve 4. çeyreğinde mikroçip tedarikinde rahatlama bekliyorduk ancak darboğaz etkisi ilave nedenle daha da kuvvetlendi. 2022 yılının da benzer şekilde geçeceğini söylemek mümkün, yeni yatırım ve tesislerin de açılması ile 2023 yılında tedarikte rahatlama olacağı öngörülmekte. Tedarik sıkıntıları nedeniyle yaşanan üretim kayıplarının yanında, yeni varyantları ile pandeminin özellikle Avrupa’yı fazlaca etkilemesi ile ihraç pazarlarımızın bu yılı geçen seneye paralel kapatacağını tahmin ediyoruz” açıklamasında bulundu.
Pandemi ile baş gösteren en önemli sorunlardan birisinin hammadde olduğunu ifade eden Yenigün, “2020 yılının başından bu yana metallerde yüzde 140 üzerinde bir artış söz konusu. İlk dokuz ayda yerli sac fiyatlarında dolar bazında yüzde 29, ithal sac fiyatlarında yüzde 117, kauçukta yüzde 38, plastikte ise yüzde 83 oranlarında artışlar var. Hammadde fiyatlarında bu artış sanayimizin maliyetlerine direkt etki ediyor. AB verilerine göre, bu yılın başlarında yaklaşık metriktonu 2 bin dolar olan magnezyum ithalat bedeli, yılın son çeyreğinde 10 bin dolar-14 bin dolar mertebesine yükseldi” dedi.
Lojistik sorunlar devam ediyor
Lojistik faaliyetlerinde de zorlu bir yılı geride bıraktıklarının altını çizen Haydar Yenigün sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerek limanlardaki darboğaz nedeniyle taleplerin havayoluna kayması gerekse havaalanlarında vaka sayılarındaki artışlar nedeniyle artırılan tedbirler sonucu olarak, hava taşımacılığında da aksamalar meydana geliyor. Bu durum neticesinde deniz ve hava taşımacılığında birim kilogram maliyetlerinde de artışlar yaşadık. Tedarik zinciri yönetiminde hem operasyonel hem de maliyet açısından olağanüstü süreçlerden geçiyoruz.”
Yatırım için öngörülebilirlik şart
Otomobil fiyatlarının yükselişine de değinen OSD Başkanı Haydar Yenigün, “İç pazarın sürdürülebilir büyümesi ve öngörülebilirliği için dönemsel tedbirlerden ziyade stratejik bakış açısı ile uzun soluklu politikalar geliştirilmesi önem taşıyor. Uzun soluklu politikalar geliştirilmesi ile birlikte öngörülebilirliğin artmasını ve iç pazarın sürdürülebilir büyüyen bir yapıya kavuşmasını, ülkemizin yatırım çekiciliğini olumlu etkileyecek en kritik unsurlar olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Arz-Talep dengesi bozuldu
Türkiye otomotiv pazarını değerlendiren OYDER Başkanı Turgay Mersin ise 2021’in arz-talep dengesinin bozulduğu bir yıl olduğunu söyledi. Mersin, “2021’e baktığımızda, oldukça zorlu, inişli çıkışlı ve her ayına başka olayın damga vurduğu bir yıl görüyoruz. Ancak tüm yaşananların içinde tüm sektörlerde olduğu gibi otomotiv sektöründe de arz-talep dengesinin bozulması hepimizi zorlayan en önemli etken oldu. Talebin çok canlı olduğu dönemlerde arzın çip krizine ve maliyet artışlarına bağlı kısıtlı kalması fiyat istikrarı açısından da çok büyük sorunlar yarattı. Buna ek olarak kur hareketliliği ve faizler de sektörün yılsonu kapanışına etki ediyor. Özellikle son 2 ayda yaşadığımız hızlı kur artışları, yüksek enflasyon, genel ekonomik sorunlar, 2021 yılını iyice belirsizliğe doğru sürükledi” diye konuştu.
1 milyon hedefiyle başladık 675 bin satışla bitebilir
OYDER Başkanı Turgay Mersin, “Yıla başlarken 1 milyon adede doğru bir yürüyüşümüz vardı ancak kasım sonu itibariyle pazar 675 bin civarında. Geçen seneyi yakalamak ve geçmek için 100 bin adet daha satılması gerekiyor ki bu da tedarikte yaşanan sorunlar nedeniyle zor görünüyor. Bulunurluk sorununun yanında araç fiyatlarında son bir ayda yüzde 30 oranında kur artışları da mevcut. Satılan araçların yüzde 90-95’i de yüzde 80’lik ÖTV dilimine girdi. Bu nedenle hızlı bir şekilde ÖTV matrahlarının güncellenmesi gerekiyor.”
Filo kiralama 9 ayda 48 bine yakın araç aldı
Filo ve günlük kiralama araç sektörünü ele alan TOKKDER Başkanı İnan Ekici ise 2021’in 9 aylık bölümünde operasyonel araç kiralama sektörünün kiradaki aktif araç sayısı yılın ilk yarısı sonuna göre yüzde 1’in altında azalarak 221 bin 748 adet olarak gerçekleştiğini vurguladı. Ekici, “Operasyonel araç kiralama sektörü olarak 9 ayda 12,6 milyar TL’lik yeni araç yatırımı yaparak, 47 bin 700 adet aracı filomuza kattık. Sektörün aktif büyüklüğü ise 47,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu dönemde, sektörümüzün toplam araç sayısı ise 2020 yılı sonuna göre yüzde 9,1 azaldı ve 239 bine geriledi. Talebin önümüzdeki dönemde de sürmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
Parça satışı ve oto servisleri yüzde 27 yoğunlaştı
Arzdan kaynaklı sorunlar nedeniyle yaşanan otomobil bulma sıkıntısının insanların elindeki araçların bakımını arttırdığını ifade eden OSS Başkanı Ziya Özalp, “Vergilendirmeler ve kurlardan dolayı, sıfır araçlardan ikinci ele olan bir ilgi var. Bu da sektörümüz için ciddi bir fırsat haline geliyor. Yaptığımız üçüncü çeyrek sektörel değerlendirme anketinde, üyelerimizin yatırım planları da mercek altına alındı. Yılın son çeyreğinde yatırım yapmayı planlayan üye oranının yüzde 39,2 olduğu ortaya çıktı. 2022’de de benzer şekilde bir tablo olacağı öngörülüyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde de, yurt içi satışlarda geçen yılın aynı dönemine göre de ortalama yüzde 27’ye yakın artış oldu. Bu veriler ışığında sektörümüzün 2022 yılında enflasyon oranının üstünde bir büyüme gerçekleştireceğini söylememiz yanlış olmaz” şeklinde ifade etti.
Üreticiler yoğun talebi karşılayamadı
Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt da üreticilerin bozulan dengede yoğun talebi karşılayamadığının altını çizdi. Bozkurt, “Bu durum sadece Türkiye’de üretim yapan fabrikaların değil, dünyada üretim yapan tüm fabrikaların karşılaştığı ve tüm markalara yansıyan bir sorundu. ÖTV matrah güncellemesinden sonra araç bulunurluğu sorunu olmasaydı; pazar 1 milyonu geçerdi. Yoğun talebe baktığımızda pazar 1 milyonu gösteriyordu; ancak öngörü olarak bu rakamlar telaffuz edilemedi. Üreticiden yıl sonuna kadar adet bazlı rakamlar alınmadığı sürece tahmin yapmak zor. Tüm bu olumsuz sayılabilecek şartlara rağmen pazar geçtiğimiz yılın altında veya çok yakın bir seviyede yılı kapatabilir. Çip krizi aşılır ve ÖTV baremleri gerektiği zamanlarda gecikmeden güncellenirse 2022 yılındaki satışların 2021 yılı ile aynı seviyelerde olacağını öngörüyorum” diye konuştu.