Ticaret kalıpları değişiyor
Dış ticarette kalıplar değişiyor, fazla veren ülkeler yıllar sonra açık vermeye başladı. İthalatı ihracatını aşan ülkeler küresel ekonomideki kalıpları da değiştiriyor.
Aslında bu açık yerli üretimin iç talebi karşılayamadığı durumun yansıması olarak görülür. İç talebin karşılanamaması durumunda ise ülke ithalatçı konumuna geçiyor. Fakat içinde bulunduğumuz yılda, klasik denklemler işlemiyor. Ve dış ticaret açıkları, savaşla beraber pandeminin de etkisiyle, artan fiyatların sonucunda oluşuyor. Bir ekonomide oluşan büyük hacimli ticaret açıklarıysa Fransa maliye bakanının ortaya attığı bir kavramla gündeme geliyor. Bakan Bruno Le Maire, Fransa’nın da eşlik ettiği bu ticaret açıklarına, ülke ekonomisinin üzerinde olan bir ‘kara leke’ ismini veriyor.
Almanya ekonomisinde 1 milyar euroluk açık
Ticaretin yeni bir döngüye girdiği tartışılırken, Avrupa’nın en büyük ekonomilerinden olan Almanya 30 yıl sonra ilk kez dış ticaret açığı veriyor. Almanya Federal İstatistikleri Ofisi (Destatis) verilerine göre, ülke mayıs ayında 1 milyar euro dış ticaret açığı verdi. Çünkü ülkenin ihracatı bir önceki aya göre yüzde 0,5 azalmaya giderek 125,8 milyar euroya geriledi. Buna karşın ithalatı ise yüzde 2,7 artarak 126,7 milyar euroya yükseldi. Böylece Almanya, 1991’den bu yana ilk kez açık vermiş oldu. Almanya’nın ilk kez dış ticaret açığı vermesini değerlendiren Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İlhan Can Özen, bunu iki sebebe bağlıyor. Birinci sebep olarak dış ilişkileri veren Özen, Almanya’nın Avrupa’daki diğer ülkelerin ticaret açıklarından etkilendiğini belirtiyor. Bu da 2009 krizinden sonra sağlıksız ve dengesiz bir Avrupa ekonomisinin, güçlenen Almanya’yı baltaladığı anlamına geliyor. Aslında Almanya ekonomisi krizden sonra güçlenen bir ekonomi paradoksuna giriş yaptı. Fakat Rusya-Ukrayna Savaşı'yla değişen enerji denklemi bu paradoksu egale etti. Özen de tam bu noktada, Almanya’nın enerjide büyük oranda Rusya’ya bağlı olmasını ikinci neden olarak gösteriyor. Çünkü 2009 krizinden güçlü çıkan Almanya ekonomisi sadece düşen enerji fiyatlarıyla arz fazlası vermeye başladı. Böylelikle kontrolü tamamen global petrol arzına bağladığı bir ticaret fazlası oluşturmuş oldu. Ülkenin bütün yapısal reformlarının bile yabancı rüzgarlara (Çin, Rusya vb.) dayandığını söyleyen Özen, bu yüzden ekonomik darboğaza girildiğini açıklıyor. Çin’deki karantina süreçlerinin ve Rusya savaşının hala devam etmesi de bu şiddetli rüzgarla boğuşan bir Almanya oluşturuyor. Çünkü enerji ve gıda başta olmak üzere birçok emtia fiyatları tarihinin en yüksek seviyesini görüyor. Bu durum da Almanya’nın ithalat faturasını artırıyor. Bir önceki yıla göre ithalat faturası yüzde 27,8 artan Almanya, artık yurt dışı satışlarıyla bu faturayı dengeleyemiyor.
Ticaret açığı rekoruna birçok ülke eşlik ediyor
Tıpkı Almanya gibi birçok Avrupa ülkesi de Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle oluşan küresel fiyat artışlarının ithalat sancısını çekiyor. Dış ticaret açığı rekorlarına eşlik eden İngiltere’nin açığı ise 2022’nin ilk çeyreğinde GSYH’nın yüzde 8,3’ü olarak hesaplandı. Bu oran 2021 yılının tamamından bile yüzde 2,6 daha fazla olarak kaydedildi. Bu üç aylık dış ticaret açığı verisi, 1995’ten beri İngiltere’de görülen en büyük ticaret açığı oldu. Verileri yayınlayan Ulusal İstatistik Ofisi, bu açığı ‘normalden yüksek düzeyde bir belirsizlik’ olarak tanımladı.
- Zirveye eşlik eden Fransa’nın ticaret açığı mayıs ayında 13 milyar euroya ulaştı. İthalatın yüzde 1,6 arttığı Fransa’da, 1970’lerden beri en büyük dış ticaret açığı görülmüş oldu.
İhracat ve ithalat dengesi bozulan ülkelerden biri de İtalya oldu. 2022’nin ocak ayında son 10 yılın en büyük dış ticaret açığını veren İtalya, mayıs ayı verilerinde açığını daralttı. Yine de rekorunu yakından takip eden İtalya’da, ihracat yıllık bazda yüzde 29.5 artarken, ithalat yüzde 48.8 arttı. ABD de 2022’nin mart ayında tüm zamanların en büyük dış ticaret açığını verdi. Yıllık ithalatın yüzde 11,5 arttığı ABD’de, rekor açık 125,3 milyar dolar seviyesinde kaydedildi.
Ticaret düzeni değişiyor
Ticaret kalıpları gelişmiş ülke ekonomileriyle diğerlerini ayırt etmeksizin yön değiştiriyor. Akıllardaki soruysa neden yıllardır süregelen tüm düzenin Almanya dışındaki ülkelerde de tersine döndüğü oluyor. İlk olarak piyasadaki görünen nedenlere değinen Galatasaray Üniversitesi İktisat bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ata Özkaya, bu sebepleri Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve değişen istihdam stilleri olarak sıraladı. Kovid-19’un ticareti baltaladığını örnek veren Özkaya, salgının üretim girdilerindeki arz sıkıntılarına yol açtığını belirtti. Çünkü pandemiyle tedarik zincirinde oluşan aksamalar ve navlun fiyatlarındaki artışlar kaçınılmaz oldu. Almanya’nın yanında İngiltere’deki açığın nedenlerini de değerlendiren Özkaya, birincil problemin işgücü saatlerindeki düşüş olduğunu ifade etti. Aslında İngiltere’de sermaye fazlalığı avantajı olduğuna değinen Özkaya, işgücü başına kullanılan makine ve ekipman sayısındaki düşüşün bu avantajı ortadan kaldırdığını vurguladı. Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ticaret açığı sorununu büyüttüğüne değinen Özkaya, artık G-7 ülkelerinin tamamının böyle bir sorunu olduğunu söyledi ve enerjiye dikkat çekti. Çünkü Avrupa’ya önemli bir enerji ihracatçısı olan Rusya, bloğa gaz akışını azaltarak piyasaya yeni güvensizlikler getirdi ve fiyatları yükseltti.
- Enerji fiyatlarının yukarı çekilmesi de enflasyonun artmasına neden oldu. Sonucunda petrol ve gaz ithalatına bağımlılığı yüksek olan ülkelerin, dış ticaret terazisi değişti.
Söz konusu ülkelerin dış ticaret açığının hızla büyüdüğüne dikkat çeken Uludağ Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yüksel Okşak, yeni bir dünya oluştuğunu belirtti. Küresel ticaret kalıplarının değiştiğini vurgulayan Okşak, ağırlık merkezinin Doğu’ya kaydığını ifade etti.
Oluşan yeni düzende Türkiye’ye de değinen Okşak, jeopolitik ve jeostratejik avantajlı bir konuma sahip olduğumuzu açıkladı. Okşak, Batı’dan Doğu’ya ve Asya’ya kayan bu düzene vurgu yaparken, nedenini açık veren ülkelerin ticaretteki güç dengesini değiştirmesine bağladı.
Dış ticaret açığı için korumacılık uygulamalarına gidiliyor
Ülkeler uluslararası ticarette oluşan bu olumsuzlukları gidermek adına bir dizi önlem alıyor. Bu önlemlere dikkat çeken Karatay Üniversitesi Sigortacılık ve Sosyal Güvenlik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Üstün Dikeç, korumacılık politikalarının yaygınlaştığını belirtiyor. Korumacılık altındaki ek mali düzenlemelere örnek veren Dikeç, bunları ticarette miktar/değer kısıtlamaları ve yerli kaynakların kullanılmasına getirilen zorunlu teşvikler olarak sıralıyor. Tarife kontenjanlarını da bu örneklere ekleyen Dikeç, amacın ithalatı kısıcı önlemler koymak olduğunu vurguluyor. Bu politikalarla küresel ticarete bağımlılığın kademeli olarak azaltılması ve ithalat faturasının ucuzlaması hedefleniyor. Dış ticaret açığının azaltılması için bir yaklaşım daha olduğunu ekleyen Dikeç, tam zıttı bir politikaya değiniyor. Çünkü bu politika ithalatı kısmak yerine dış ticaretin kolaylaştırılması üzerine oluyor. Küresel ticaret maliyetlerini azaltma üzerine olan bu politika, işlem, ulaştırma ve gümrük maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyor. Bu şekilde işlemlerin basitleştiğini belirten Dikeç, bu politikayı uygulayan ülkelerde yatırımların teşvik edileceğini ve ekonomik kalkınma sağlanacağını vurguluyor.