Tarım ihracatı 21 yılda 10 kat arttı
Türkiye; tarımsal üretim, tarım teknolojileri ve gıda sanayiinde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Pek çok ülkeye bu alanda ürün ve hizmet ihracatı gerçekleştiren Türkiye, dünyanın en büyük 10. tarım ülkesi konumunda bulunuyor. Tarım politikalarında tüm tarım alanlarının verimli bir şekilde kullanılması ve çiftçinin desteklenmesini ön planda tutan Türkiye, geçen 20 yılda sektörde istihdam, ihracat ve ulusal gelire yaptığı önemli katkılar ile büyük bir başarı gösterdi.
2021 yılı TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin 38 milyon 63 bin hektarlık tarım alanı bulunuyor. Toplam tarım alanının yüzde 52,2’si işlenen alanlar, yüzde 9,4’ünü uzun ömürlü bitkiler altındaki alanlar, yüzde 38,4’ünü ise daimi çayır ve mera alanları oluşturuyor. Türkiye'nin 769,6 milyon dekarlık karasal büyüklüğünün yüzde 30,8'ini oluşturan tarım alanlarının yüzde 82,5'inde ise tahıl ve diğer bitkisel ürünler yetiştiriliyor.
Gıda arz güvenliğinin her geçen önem kazandığı ortamda ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünya için tarımsal üretim hayati önem taşıyan bir sektör haline geldi. Tarımsal üretimin, istihdama katkısı, sanayiye sağladığı ham madde ve gıda arz güvenliği noktasında ülke ekonomisine önemli katma değer sağlayan sektörlerin başında geliyor.
Türkiye’nin son 20 yılda tarım alanında yaptığı yatırımlarla altyapısını geliştirmesi yerli tarıma önemli fırsatlar sundu. Tarım alanında attığı başarılı adımlar sayesinde sektörün büyümesine olumlu katkılar sağlayan Türkiye 2002-2022 döneminde kamunun tarım sektörünü desteklemek için devreye aldığı 70 milyar dolarlık teşvik ve hibeler aynı dönemde toplam 1 trilyon dolarlık ekonomik üretim değerinin oluşmasına katkı sağladı.
Türkiye, dünyanın en büyük 10. tarım ülkesi
- Son 20 yılda tarım hasılasıyla dünyada ilk 10’da, Avrupa'da ise 1. sırada yer alan Türkiye, ‘tarım ürünlerinde ithalatçı bir ülke konumuna geldi’ iddialarının aksine ‘tarım ürünleri dış ticaretinde net ihracatçı’ konumunda yer alıyor.
Tarım sektörü 2022’yi 34,2 milyar dolar ihracatla kapatarak, tüm zamanların rekorunu kırmayı başardı. 2002’de 25,1 milyar dolar olan tarımsal hasıla, 2022’de 50 milyar dolara yaklaştı. Türkiye’de tarım; üretim, ihracat ve sağladığı istihdam ile stratejik sektörler arasında ön plana çıkıyor. Türkiye, biyolojik çeşitliliği, zengin iklim ve coğrafi koşulları, tarıma dayalı sanayinin varlığı ve dünyada 55 ürünün üretimiyle ilk 10 sırada yer almayı başarıyor. Önemli bir tarım ülkesi olan Türkiye, dünya tarım topraklarından sadece yüzde 0,8 pay almasına rağmen toplam küresel çıktının yüzde 1,29’undan fazlasını üretiyor. Küresel tarımsal ihracatın yüzde 1,57’sini ve ithalatın yüzde 1,14’ünü gerçekleştiren bir ülke olarak Türkiye, geçirdiği 21 yıllık değişimin ardından dünyanın en büyük 10. tarım ekonomisi konumuna gelmeyi başardı. Türkiye’nin tarımsal üretimdeki yüksek potansiyeli uluslararası kuruluşların (IMF ve PwC) tahminlerinde de görülüyor. Türk tarım sektörünün 2030’da 113 milyar dolara ve 2050’de 273 milyar dolara erişmesi bekleniyor.
Geçmişten günümüze önemli bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin istihdam edilen kişi başına ortalama üretim değeri 2002 yılında 3 bin 285 dolar iken 2020’de 9 bin 281 dolara yükseldi. Kişi başına tarımsal üretim dünya ortalamasının yüzde 232 üzerinde yer alıyor. Bu rakamlar ışığında Türkiye’nin kişi başına üretim değerinin önümüzdeki 2030 yılında 20 bin dolar ve 2050’de de 37 bin 656 dolar seviyesine yükselmesi bekleniyor.
Son 5 yılda ihracatta yüzde 55 artış sağlanırken, sektör 2022 yılında 6,7 milyar dolar dış ticaret fazlası verme başarısı gösterdi. 21 yıllık süreçte çiftçiye verilen tarımsal destekler de ise büyük bir artış yaşandı. 2002 yılında 1,4 milyar TL olan tarımsal destekler geçtiğimiz yıl 40,4 milyar TL’ye ulaştı. Türkiye son yıllarda yaptığı, tarımsal destekleme, denetleme ve düzenlemelerle Tarımsal GSYH’de önemli artışlar sağladı. Cari fiyatlarla 2002 yılında 25,1 milyar dolar olan tarımsal GSYH, 2022 yılında yüzde 133 artışla 58,5 milyar dolara yükseldi. Türk tarım sektörünün 2026’da 89,04 milyar dolar, 2030’da 113,89 milyar dolar ve 2050’de 273,03 milyar dolarlık üretim değerine ulaşması bekleniyor.
Bitkisel üretim 20 yılda yüzde 31 arttı
Tarımsal hasıla bakımından dünyada 10. sırada yer alan Türkiye, çok sayıdaki tarım ürününde dünya liderliğini sürdürüyor. Tarım ürünlerindeki net ihracatçı konumu devam eden Türkiye, 2002 yılında 3,7 milyar dolar olan tarım ürünleri ihracat değerini 2021 yılında 25 milyar dolara yükselterek yüzde 576 oranında bir artış gösterdi.
Kent tarımı vizyonu, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgelerinin yaygınlaştırılması, gıda güvenliğine ve sürdürülebilirliğe dayalı tarım uygulamalarının geliştirilmesi doğrultusunda atılan adımlar, Türk tarımının gelişmesine katkı sağlıyor. 2002 yılında 98,2 milyon ton olan bitkisel üretim, 2022 yılında yüzde 31 artış göstererek 128,6 milyon tona ulaştı. Bitkisel üretimin azaldığı iddialarının aksine Türkiye, kuru fasulye, mısır, çeltik, ayçiçeği, soğan, sarımsak, limon, badem, ceviz, muz, nar, şeftali, mandarin, elma ve çilek gibi birçok üründe üretim rekorları kırdı. Havuç, domates, bezelye, hıyar, kabak (sakız), biber, ıspanak, sarımsak (kuru), pırasa, patlıcan, bakla, lahana, karpuz, greyfurt, mandalina, limon, portakal, elma, üzüm gibi pek çok üründe de yeterlilik oranları yüzde 100’ün üzerinde yer alıyor. Ayrıca Türkiye, fındık, kiraz, ayva, incir ve kayısı üretiminde dünyada birinci sırada geliyor.
Türkiye, Avrupa'da en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında birinci
20 yıl önce Türkiye’nin orman alanı 20,8 milyon hektar iken günümüzde söz konusu alan 23,4 milyon hektara çıkarıldı. Dünyada orman varlığını artıran ülkeler sıralamasında Avrupa'da birinci, dünyada ise altıncı sırada yer alan Türkiye, en çok ağaçlandırma yapan ülkeler sıralamasında ise Avrupa'da birinci, dünyada dördüncü ülke konumunda yer alıyor. Fidan ihtiyacının tamamını kendi fidanlıklarından karşılayan Türkiye, 2002 ve öncesinde 400 türde üretim yaparken bugün 1000'i aşkın değişik türde fidan üretiyor. Üretim kapasitesi ise yaklaşık 500 milyon olan Türkiye, son 20 yılda 6 milyar fidanı toprakla buluşturdu. 2023 sonuna kadar 7 milyar fidanın toprakla buluşturulması hedefleniyor. Ağaçlandırma, erozyon kontrolü, suni gençleştirme, rehabilitasyon ve tıbbi aromatik proje sahalarında kullanılacak fidanların üretiminin yanında, özel sektörün ihtiyaç duyduğu altlık ve ara ürün ihtiyaçları karşılanırken, yapılan çalışmalar sonucunda fidan ihracatı, ithalattan fazla oldu.
Tarımsal destekler OECD ülkeleri ortalamasının 3 katı
2006 yılının Nisan ayında kabul edilen Tarım Kanunu’na göre, tarım arazileri için belirlenen birim ödemeleri, üretim maliyetleri ile iç ve dış fiyatlar dikkate alınarak yapılan fark ödemeleri, hayvancılık destekleri, tarım sigortaları gibi kalemler ‘tarımsal destek’ kapsamına giriyor. Bu alanda ‘tarımsal destekler kırsala ulaşmıyor’ iddiaların aksine geçen 21 yılda tarımsal destek bütçesi genişletildi. 2002 yılında 1 milyar 868 milyon TL olan destekleme bütçesi, 2022 yılında 39,7 milyar TL’ye yükseltildi. 2023 yılı tarımsal destek bütçesi ise 54 milyar TL olarak belirlendi.
2017 yılında uygulamaya giren ‘Havza Bazlı Destekleme Modeli’ kapsamında ise Türkiye için stratejik öneme sahip, insan sağlığı-beslenmesi, hayvan beslenmesi ve bölgesel önemi olan 21 ürün, yetiştirildiği en uygun havzalarda destekleme kapsamına alındı. Tarımsal desteklemeleri daha işlevsel ve etkin hale getirmeye yönelik AR-GE ve revizyon çalışmaları sürekli gündeme alındı. Doğrudan destekten havza bazlı modele kadar çeşitli uygulamalar hayata geçirildi. Kadın ve genç üreticileri tarım sektörüne kazandırmak için özel destekler geliştirildi. 20 yılın Türkiye ortalamasına bakıldığında tarımsal desteklerin GSMH içindeki payı yüzde 2,7'yle OECD ülkeleri ortalamasının 3 katı. 2002'ye kıyasla tarımsal desteklemelerin 22 kat artarak 2022 yılında 54 milyar TL’yi aşmış olması, tarım desteklenmiyor iddialarını çürütüyor.
Türkiye’de sıfırdan başlatılan ve sayısı 57’yi bulan, tarım-sanayi entegrasyonunu sağlamaya yönelik bitkisel ve hayvansal üretim yapan işletmelerin ve bu ürünlerin işlenmesine yönelik sanayi tesislerinin yer aldığı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri (TDİOSB) kuruldu. TDİOSB’lere 2022 yılına kadar günümüz fiyatlarıyla 750 milyon TL destek devlet tarafından sağlandı.
Buna ek olarak Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kuruldu. Tarım sigortası ile sigorta poliçesi bedelinin yüzde 50-67’si devlet tarafından karşılanıyor. Üreticiyi bu sisteme dahil etmek için açık alanda yetişen meyvelerde don riski için yüzde 67, köy bazlı kuraklık verim sigortasında yüzde 60 (2022 yılı için yüzde 70), gelir koruma sigortası için yüzde 60 oranında poliçeye devlet desteği veriliyor.
2005 yılında çıkarılan ‘Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’ ile tarım toprağının başka bir amaçla kullanılmasının önemli ölçüde önüne geçildi. Yıllık 100 bin hektar olarak hesaplanan ‘amaç dışı kullanım’, 60 bin hektara düşürüldü. 2017’den beri 72 ilde 9,2 milyon hektar alan, ‘Büyük Ova Koruma Alanı’ ilan edildi. 2022’de 440 olan koruma alanı sayısı, 2023’te 500’e çıkarıldı. Bölünebilir en küçük arazi büyüklüğü de 10 dekardan 20 dekara çıkarıldı.
Türkiye, büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında AB'de 1. sırada
2002-2022 döneminde hayvan sayısında önemli artışlar yaşandı. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığında AB’de 1. sırada yer alan Türkiye, büyükbaş hayvan sayısını yüzde 71,7 artırırken, küçükbaşta yüzde 76,5 artış söz konusu oldu. Kanatlı sayısında ise yüzde 46 civarında bir artış gerçekleşirken, arı kovanı sayısını da yüzde 114,3 artırmayı başardı. Bir diğer, ‘Türkiye su ürünlerinde ithalatçı bir ülke’ iddialarının aksine Türkiye, su ürünleri dış ticaretinde net ihracatçı bir ülke konumuna geldi. Bu alanda son 5 yılda ihracatta yüzde 78,5 artış sağlayan Türkiye, 2022 yılında 1,7 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken geçtiğimiz yıl a 1,34 milyar dolar dış ticaret fazlası verme başarısı gösterdi. Birçok üründe kendine yeten bir ülke olan Türkiye, kırmızı ette yüzde 100, sütte yüzde 107, beyaz ette yüzde 136, yumurtada yüzde 123 ve bal da ise yüzde 117 kendine yetiyor.
2023 Yılı Yatırım Programı'na göre, hayvancılık sektörüne bu yıl hayvan hastalıklarıyla mücadele, altyapının geliştirilmesi gibi çok sayıda proje için 973 milyon 781 bin TL ödenek sağlandı. Bu ödeneğin 342 milyon 409 bin TL’lik kısmı bu yıl devam eden projeler için ayrılırken, 631 milyon 372 bin TL’lik kaynakta yeni projelere ayrıldı.
Hayvancılık yatırımlarında en büyük payı ise yurt genelinde uygulanacak ‘Hayvan Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Projesi’ aldı. Proje kapsamında bu yıl 315 milyon TL yatırım yapılacak. Yatırımlarda en yüksek ikinci paya, 169 milyon TL ile ‘Hayvancılığın Geliştirilmesi Projesi’ sahip oldu.
AR-GE faaliyetleriyle sektörel kazanımlar
Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından AR-GE çalışmaları kapsamında, 2007 tarihinden itibaren 2 bin 235 proje önerisi alındı. Bu projelerden 477’si destekleme kapsamına alınırken bunlardan 403'ü sonuçlandırıldı, 74'ü ise devam ediyor. Kapsama alınan projeler için 118,6 milyon TL destek ödemesi verildi. Bu süreçte Bakanlık bünyesinde 27 AR-GE ve İnovasyon Merkezi faaliyete geçirildi. İki yıl içerisinde 11 merkezin daha faaliyete geçmesi planlanıyor. Bitkisel üretimde bahçe bitkileri araştırmaları çerçevesinde yapılan ıslah çalışmalarıyla bugüne kadar araştırma enstitüleri tarafından 564'ü meyve, 144'ü bağ, 281'i sebze ve süs bitkilerinde olmak üzere toplam 989 çeşit tescil edilerek, sektörün kullanımına sunuldu. Tarla bitkileri araştırmaları kapsamında kamu kaynaklarıyla araştırma enstitülerinde geliştirilen yüzde 100 yerli serin iklim tahıllarında 322, çayır-mera ve yem bitkilerinde 78, sıcak iklim tahıllarında 132, endüstri bitkilerinde 256, yemeklik tane baklagillerde 94, tıbbi ve aromatik bitkilerde 29 olmak üzere toplam 911 çeşit tescil ettirildi.
Geliştirilen plastik örtülü yüksek tünel kurutma yöntemiyle hasat edilen tütün yaprakları daha kısa sürede, daha yüksek ekspertiz ve kimyasal kalite değerlerine ulaştırılarak kurutulmaya başlandı. Ayrıca, Türkiye'de ilk defa keten, kenevir ve ısırgan saplarından lif soyma makineleri yapıldı. Hayvansal üretimde ise ‘Manda Islah
Projesi’ ile canlı ağırlıklarda 18 kilogramlık artış sağlandı. Yerli koyun ve keçi ırkları koruma altına alınarak farklı koç teke katımları önlenerek, ırkların saf yetiştirilmesi sağlandı. İlgili projelerde yer alan işletmelerin kuzu ve oğlaklarının yaşama gücünde ortalama yüzde 10,6 artış hesaplandı. Toprak yönetiminde ise zeytin karasuyu, biyogaz fermente atığı, odun sirkesi gibi atıkların tarımda kullanımı ve toprağa geri dönüşümünün etkilerini araştıran 7 proje çalışması devam ediyor.
Sulama ve içme suyu yatırımlarında cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı
Türkiye’de kullanılan suyun yüzde 77'si tarımsal sulamada harcanıyor. Türkiye’de teknik uygulamalarla sulanabilecek niteliği sahip toplam 8,5 milyon hektar arazinin yüzde 80'ine karşılık gelen 6,96 milyon hektar sulanırken, 2,17 milyon hektarlık alan son 20 yıllık dönemde sulama imkânına kavuştu. Küresel iklim değişikliğinin sonucu olarak 2030 yılı itibarıyla, sulanan tarım arazilerinde yüzde 78 su açığı olacağı tahmin ediliyor. Bundan hareketle Tarım ve Orman Bakanlığı su varlığını verimli bir şekilde kullanmak için çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Eski sulama sistemlerinin modernizasyonu ve yeni yapılacak sulama sistemlerinde, borulu sisteme geçerek şu an yüzde 32 olan su tasarrufunu yüzde 45-50'ye çıkarıyor. Böylece 6 milyar metreküp su tasarrufu sağlanması planlanıyor. Tasarruf edilebilecek bu suyla 11 milyon da ilave alan sulanabilir ve 7 milyar TL net zirai gelir artışı sağlanarak 990 bin kişiye istihdam sağlanabilmesi hedefleniyor. 2003-2022 döneminde günümüz fiyatlarıyla toplam 479 milyar TL’lik su yatırımı yapılarak sulama ve içme suyu yatırımlarında cumhuriyet tarihinin rekorunu kırılmış oldu.
Tarım topraklarının korunması söz konusu olduğunda ‘sulama’ en önemli başlıklardan biri olarak ortaya çıkıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) depolama kapasitesinin artırılması, tarımsal sulama, arazi toplulaştırma, atık su arıtımı ve taşkın kontrolü gibi çalışmaları yürütüyor. Tarım toprakları korunabilsin diye hem depolama artırılıyor hem atık su arıtma ile suyun yeniden kullanımı çalışmaları yürütülüyor. Bu kapsamda 17 atık su arıtma tesisi ve 2 UV+ dezenfeksiyon tesisi inşa edilerek, yıllık 30 milyon metreküp atık suyun arıtılıp yeniden sulamada kullanılması sağlandı.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü (TRGM), azaltılmış toprak işleme gibi ‘İklim Dostu Tarımsal Uygulamalar’ yürürlüğe koydu. Ekosistem Tabanlı ve Köy Bazlı Kuraklık Sistemi, Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) gibi projelerle toprak korunuyor. TRGM, 2007 yılında bireysel tarla içi modern sulama sistemlerine hibe desteği vermeye başladı. 1 milyon TL’yi geçmemek kaydıyla yüzde 50 oranında hibe desteği veriliyor.
- Tarla içi damla sulama, yağmurlama, mikro yağmurlama, yüzey altı sulama, tamburlu sulama, güneş enerji sistemleri ile tarımsal sulama ve akıllı sulama gibi sistemlere, 2007’den bugüne kadar 42 bin 531 proje için 1 milyar 17 milyon TL’den fazla hibe desteği sağlandı.
Bu sayede 3 milyon 951 bin dekar alanın modern sistemlerle sulanmasına geçildi. Aynı şekilde Bireysel Sulama Sistemlerinin Desteklenmesi Tebliği kapsamında, mart ayından bu itibaren 773 bin 953 dekar alanda 8 bin 704 proje için başvuru kabul edildi ve bu yıl için 300 milyon TL’lik ödeme yapıldı.