Şu ‘oturuma’ ara versek mi artık?!
‘Oturmak’ büyük laftır, büyük de eylem… Çeşitli kavramsal karşılıkları, birden fazla anlamı vardır çünkü…
İşe yeni giren sorar mesela: “Ben nerede oturacağım?” Tabii bu yalnızca masasının yerini merak ettiğinden değildir… Hiyerarşik konumlanmasını tespitin de bir yoludur. İş yeri böyle bir konumlandırma yapmamış olsa bile… Nerede oturulduğu göstergebilimin en sevdiği konulardan biridir… ‘Ziyafet sofrası’ analizi de bu minvaldeki en iyi bilinen örneklerden…
“Müsaitseniz annemler size oturmaya” gelecek gibi bir kalıp hayatımıza damga vurmuştur hatta… Ziyaret etmek, sohbet, hasret giderme, hayırlı bir iş, dertleşme ya da kozların paylaşılması gibi pek çok anlamı barındırabilir…
Bir de ‘oturma eylemleri’ var tabii… Malumlarınız protesto anlamında… Bilimsel toplantılardaki bölümleri ifade eden, seans ya da celse anlamları da olan ‘oturum’ da aynı kökten gelir…
Fakat bu oturma fiili, hayatımıza iyiden iyiye yerleşmeye başladı… Kimse yerinden kalkamaz oldu… Deloitte Türkiye ve Workflex iş birliğiyle hazırlanan “Karma İş Gücüne Geçiş Hazırlık Araştırması”na göre, Türkiye’deki her üç kurumdan neredeyse ikisi hibrit iş gücü modeline geçmiş. Araştırmaya katılan her 10 katılımcıdan 9’u da iş gücü dönüşümünü gündemine almış…
Devamı Z Raporu 38. Sayısında