Sigortacıların savaş sancısı

İbrahim Acar.
İbrahim Acar.

Rusya-Ukrayna savaşı, insani trajedilerin yanısıra ekonomik olarak da pek çok krizi tetikledi. Rusya’dan çekilen uluslararası şirketlerin geride bıraktığı milyarlarca dolarlık varlıkların akıbetinin ne olacağı konusu önemli bir hukuk sorunu. Rusya’nın el koydukları, buna karşın Rusya’nın el konulan başka ülkelerdeki varlıkları en çok sigorta şirketlerini düşündürüyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekatı ikinci ayına girdi. Her şeyden önce bu savaş ölüm demek, insanların yakınlarını kaybetmesi, evinden yurdundan olması, sevdiklerinden ayrılması demek. Büyük bir insanlık trajedisi olan savaşın biran önce son bulmasını temenni ediyorum. Muhatabı olan ülkeler sınırlı kalmayan kavga, belki de adı konulmamış bir üçüncü dünya savaşı. Silah ve savunma kabiliyetleri bakımından iki ülke kozlarını paylaşıyor gibi görünse de cephe gerisindeki gruplaşmalar, çok uluslu bir mücadeleye dönüşmüş durumda. ABD ve Avrupa’nın dışarıdan desteklemeyi tercih ettiği Ukrayna; cephede tek başına kaldı ve batının desteğiyle ayakta kalma mücadelesi veriyor.

Askeri ve siyasi mücadeleye sahne olan savaş; ekonomik olarak çok boyutlu bir krize neden oldu. Rusya’ya yönelik ekonomik yaptırımların listesi iyice kabardı. Uluslararası şirketlerin yaptırımlar kapsamında Rusya’dan çekilmesi, tarafların karşılıklı olarak birbirinin mal varlıklarına el koyması sigorta şirketlerini kara kara düşündürüyor.

Rusya ve Ukrayna’da faaliyet gösteren yaklaşık 5 bin uluslararası şirketten bin 100’ü bölgeden çekilme kararı aldı. Rusya’dan ayrılan şirketler sigorta yoluyla kayıplarını telafi edebilir mi? Reasüranslar ve uluslararası tahkim merkezleri; milyarlarca doları kaybetmekle karşı karşıya kalan şirketlerin zararlarını azaltabilir mi? Bu soruların cevabı net değil maalesef. Savaşın sigorta şirketlerine yüklediği maliyet 1 milyar doları aştı. 10 milyar doları aşması beklenen buradaki kayıpların standart bir sigorta poliçesi garantisiyle telafi edilmesi zor görünüyor.

Ticari kredi, mülk ve havacılık sigortasına ek olarak politik risk içeren poliçeler ancak şirketleri savaşın yıkıcı etkilerinden koruyabilir. Devletin mülke el koyması ve zorla terk ettirme gibi operasyonlar şirketler için zararlarını telafi etme gerekçesi olabilir. Ancak yaptırımlara uyarak Rusya’yı terk eden firmaların kendi istekleriyle bu kararı almış olmaları, tartışmanın en belirsiz ayağı olarak dikkat çekiyor. Özellikle Rus hükümeti varlıklara el koyma adımı atmadan işlerini bırakan şirketlerin kayıplarını telafi etmesi zor. Bu adımdan “Ukrayna’yı desteklediğimiz için ayrılıyoruz” anlamı çıkarılabilir. Bu tür faaliyet sonlandırma adımlarının gönüllü ayrılma olduğu ve sigorta poliçelerinin kapsamına girmeyebileceği görüşü öne çıkıyor.

Rus rublesi cinsinden kazanılan ancak dövize çevrilemeyen gelirler ise sigorta kapsamında tahsil edilebilir. Rusya’nın varlıklara el koyma yönünde atacağı adımlar da, bundan sonra yabancı şirketler için kayıp telafi imkânı sunabilir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yabancı şirketlerden kiraladıkları uçakları Rusya adına tescil edilmesine izin veren yasayı imzalaması gibi adımlar tahkim davalarında şirketlerin leyhine delil olabilir.

Batı cephesi de boş durmuyor. Yaptırımlar öncesinde Rusya’ya ait 1397 uçak vardı. Rusya Ulaştırma Bakanı Vitaliy Savelyev, yaptırımlar nedeniyle Rus havayolu şirketlerine ait 78 uçağa yurt dışında el konulduğunu, yaklaşık 800 uçağın ise Rusya’da tescil edildiğini açıkladı. Yaptırım uygulayan ülkeler, uçak kiralama sektörüne Rus havayollarıyla bağlarını koparması için 28 Mart’a kadar süre vermişti. Bu tarihten sonra Rusya 400’den fazla jete yeniden el koymazsa, sigorta sektörü yaklaşık 10 milyar dolar kayba uğrar.

Benzer bir süreç Rusya’nın 2014 yılında Ukrayna’nın Kırım’ı ilhak etmesinin ardından yaşanmıştı. Ukraynalı 9 firma Rusya’dan tahkim yoluyla milyarlarca dolarlık kayıplarını almak için uluslararası tahkime başvurmuştu. Yıllarca süren bu davalarda Rusya gönüllü olarak tazminat ödemeye yanaşmamıştı. Devam eden savaşın sigorta şirketlerine etkileri, 8 yıl önceki Kırım harekatından daha yıkıcı olacağı muhakkak. Geçmişteki tecrübeler; hem sigorta ettiren, hem sigorta eden şirketleri zor bir süreç beklediğini gösteriyor.