‘Servet çekmecelerde çürüyor’
Mobil iletişim sektörünün 5G'ye giden yolda, kayıtdışılık başta olmak üzere bir takım sorunları var. Mobil İletişim Araçları Ve Bilgi Teknolojileri İş Adamları Derneği (MOBISAD) Başkanı Mustafa Kemal Turnacı, yurt dışından getirilen mobil araçla, taksit düzenlemesi, yerli üretimin teşviki gibi sorunlar çözümlendiğinde sektörün bugün dolaylı olarak sağladığı 800 bin istihdamın çok rahat ikiye katlanacağını söylüyor. Çekmecelerde kullanılmayan cep telefonlarının çürüdüğünü hatırlatan Turnacı, "Kullanılmayan cep telefonları güvenlik kaygısıyla satılmıyor" diyor.
Çok hızlı değişen ve her gelişmeden hızlı etkilenen bir sektörsünüz. Mobil iletişim sektöründe son durum nedir?
Son bir yılda alınan kararlardan, ticaret savaşlarından ve dövizdeki dalgalanmadan en olumsuz etkilenen sektörlerin başında mobil iletişim sektörü geliyor. Döviz kurlarındaki artış ile fiyatların yükselmesi, ardından BDDK’nın yürürlüğe aldığı kısıtlama kararı ile tüketicinin cep telefonuna ulaşımının zorlaşması ve sonrasında birçok sektöre ÖTV ve KDV indirimlerinin yapıldığı dönemde cep telefonuna yönelik ÖTV artışı sektörümüzü maalesef olumsuz etkiledi. Bu bir yılda MOBİSAD olarak hükumetimiz ile uyumlu çalışmalar gerçekleştirerek bu daralmayı bertaraf edecek ve devletimizin de vergi gelirlerini artıracak; ikinci el cep telefonlarında KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi ve yenileme modeli, cep telefonu kiralama ve yolcu beraberinde getirilen telefonların harç ücretlerinin artırılması gibi çözüm önerilerimizi her daim paylaştık. Bu gündemlerin bazıları devletimiz tarafından olumlu adımlar atılarak hayata geçirildi bazıları ise çalışılmaya devam ediyor.
Yaşananlar ışığında son bir yılın sonuçlarını değerlendirecek olursak sektörümüzde yüzde 20’yi aşkın bir daralma görülüyor. Bu daralmanın alarm verdiği başka bir boyut ise sektörel istihdamın büyük kısmını oluşturan operatör kanalının toplam pazarda yüzde 40’ı aşkın daralma yaşaması. Yani ölçek ekonomisinin toplam pazardan aldığı pay arttı. İstanbul Üniversitesi ve derneğimizin hazırlamış olduğu sektör raporundaki verilere göre; sektörümüz direkt 175 bin, dolaylı 800 bin istihdam sağlıyor.
Cep telefonu ithalatına çok yüksek paralar verildiği görüşü hakim. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Sektörümüzün cari açık algısıyla ilgili bir problemi olduğunu görüyoruz. Ülkemizin 2018’de toplam 223.1 milyar dolar ithalat gerçekleştirdiğini görüyoruz. Toplam ithalat içinde sektörümüzün payı yüzde 1’i bile bulmuyor. Aksine sektörümüz yüzde 82’ye varan oranda vergi geliri üretiyor. Sektörümüzdeki birçok dezavantaja rağmen içimizden yerli markalar çıkartabilmiş, bu konuda ihraç kalemi bile oluşturabilmiş bir sektör olmanın gururunu yaşıyoruz. Rakamlarda da göründüğü gibi, sektörümüzün en yüksek cirosu ile en düşük cirosu arasında yaklaşık 1 milyar dolar bir fark söz konusu. Peki gerçekten 1 milyar dolarlık ithalat engellendi mi? 2018’de 1 milyar dolarlık ithalat engellenilmediği gibi yolcu beraberinde gelen cihazlar, yasa dışı yollardan ülkemize giren cihazlar ile birlikte aksi yönde bir ithalat kalemi oluştu. Bu durumda son durumun 1 milyar doların da üzerine çıktığını görüyoruz.
Sektör en çok 2015 yılında 3 milyar dolar ithalat yaptı. Bunca karar alınmasından sonra 2018 yılı toplam ithalatı 1.966 milyon dolar. Ara-da bir milyar dolar fark var. Ama burada vatandaşımızın cep telefonu almaktan vazgeçmediğini, sadece cep telefonu alış şeklinin değiştiğini görüyoruz. Legal kanaldan almaktan vazgeçilmiş, yolcu beraberinde gelen cihazlar daha önce 400 bin seviyele-rindeyken, 1milyon seviyelerini aştı. Kayıtdışılığın çok daha arttığını gözlemliyoruz. 1 milyar dolarlık ürünler, çeşitli yollarla değil ülkemize fayda sağlayan legal kanalla satılmış olsaydı, geçtiğimiz yıl yaşanan istihdam kaybını yaşamazdık. Bu cihazların 3.5 milyon seviyelerine ulaştığı tahmin ediyoruz. Ülkemizin burada da vergisel kaybı 6-7 milyar TL civarındadır. Bu cihazlar maalesef genelde eski sinyal almayan cihazların IMEI numaraları kopyalanarak ülkemizde çalışır hale getiriliyor.
‘IMEI kopyalamak mümkün olmayacak'
Türkiye’de yılda yaklaşık kaç IMEI klonlanma vakası yaşanıyor? Bu iş, sektöre ne kadar zarar veriyor?
Klonlanmış cihazlar uzun yıllardır ülke ekonomimize, mobil iletişim sektörüne ciddi zarar vermiştir ve sektörümüzün gelişiminin sağlamasında temel engellerden biridir. Tahminlerimize göre ülkemizde yaklaşık yılda 1 milyonun üzerinde IMEI numarası kopyalanmakta, bu neden-le devletimiz yılda 3 milyara yakın vergi kaybına uğramaktadır. Ayrıca sektörümüzün daralmasına sebep olduğu için ciddi istihdam kayıplarını da tetiklemektedir. Yeni düzenleme-de belli bir tarihe kadar olan cihazların af kapsamına alınacağı ve 250 TL karşılığında bu cihazların yasal hale geleceğini görüyoruz. Sonrasında ise IMEI havuzu kapatılacak ve IMEI kopyalamak mümkün olmayacak. Torba yasaya eklenmesi gündemde olan klonlanmış cihazların ciddi boyuta ulaşan adetleri aslında MOBİSAD’ın gündemine aldığı konularda ne kadar haklı olduğunu tekrar göz önüne serdi.
Hep en son, üst model telefon almaya dönük bir eğilim söz konusu. Aşırılığın önlenmesi anlamında alınan kararlar çoğunlukla bu gerçekçeyle açıklanıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Samimiyetle söylemek gerekirse asgari ücret alan vatandaşımız 15 bin TL’lik telefonu kullanıyor. Bu da cari açığa sebebiyet veriyor. İki şekilde değerlendiriyoruz. Vatandaşımız ürünü efektif kullanmayacaksa, gelir düzeyine bakmaksızın, gelir seviyesi yüksek düzeyde olsa dahi, 1000 liralık cihaz işini görüyorsa, 10 bin TL’lik cihaz kullanmasını israf olarak görüyoruz. Ülke ekonomisine zarar. Tüketimi engellemek adına pek çok karar alındı. Bundan da sektörümüz etkilendi. Sektörümüzdeki birçok dezavantaja rağmen içimizden yerli markalar çıkartabilmiş, bu konuda ihraç kalemi bile oluşturabilmiş bir sektör olmanın gururunu yaşıyoruz. Bugün yerli üretimde oluşan vergilerin, ithalat vergilerinden daha fazla olduğunu düşünürsek, sürdürülebilir bir yerli üretimin ülkemize değer katması için vergisel reformların gecikmeden yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Vatandaşta güvenlik kaygısı var
Cep telefonunda ikinci el piyasası sokaktaydı, bugün bunu büyük operatörlerin yaptığını görüyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizde birçok sektörde ikinci el piyasası mevcut. İkinci el ticaret oluşuyor ama herhalde ikinci elin en yoğun oluştuğu sektörün başında mobil iletişim sektörü geliyor. Ama bugün yılda 20 milyona yakın ikinci el cep telefonunun satıldığını gözlemledik. Bunların nerdeyse tamamı kayıtdışılığa hizmet ediyor. Gerekli güvenlik unsurları da yerine getirilmediği için ekonomimize birçok açı-dan zarar veriyor. Güvenlik kaygıları nedeniyle bir kesim vatandaşımız ikinci ele düşmüş, artık kullanmadıkları cep telefonlarını satmak istemiyorlar. Maalesef, kullanılmayan bu telefonlar ekonomiye geri dönüştürülemiyor. Servet olarak çekmecelerde çürüyen bir çok cep telefonunun olduğunu gözlemliyoruz.
Biz ikinci elde, legal ekonomiye geçilmesini gerekli birimlerimize ve kurumlarımıza öneriyoruz. İkinci el ekonomiye dahil edilirken, vatandaşlarımızın bütün güvenlik kaygılarının da giderilecek bir sistem oluşturulması gerekiyor. Bu durumda ithalat daha da azaltılabileceği gibi devletimizin kazancı artırır. Kayıtdışı telefon ticaretteki 3 milyar liradan fazla bir gelir üzerinden vergi kalemi oluşur.
Sektör yatırımları kapasitenin altında
Sektörde ‘sahte hat’lardan kaynaklı mağduriyetler yaşandığı biliniyor. Bunu biraz açar mısınız? Sorun nasıl çözülür?
Toplumda “sahte hat”olarak tabir edilen mevcut durumu şöyle açıklayabiliriz; kişinin bilgisi ve rızası dışında gerçekleşen mobil abonelik işlemlerinin sonucunda oluşan durum diyebiliriz. Bu durumun sonu-cunda maalesef vatandaşlarımız ve sektör mensuplarımız ciddi zararlar görmektedir. 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile ilgili birçok mağduriyet yaşanıyor. Bu mağduriyet sadece sektör mensuplarımızın mağduriyeti değil. Devletimiz de bu durumda en çok zarar görenlerden. KOBİ’lerimiz ilgili yasadan doğan mağduriyetler nedeni ile yatırımlarını azaltmakta ya da kapasitesinin altında yatırım yapılmasına sebep oluyor. Bu da vergi gelirlerimizi ve istihdamımızı olumsuz etkiliyor. Kanun doğru işletilse, sektör mensuplarımız yatırımlarını artıracak ve en az 20 bin kişilik istihdam sağlanacak. Sektörümüzde hiçbir tüketicinin mağdur edilmesini ve hiçbir suçun cezasız kalmasını istemeyiz. Dijitalleşme ve operatörlerin bu konuda kendilerini geliştirmesi ve BTK’nın ortaya koyduğu kurallar çerçevesinde geçmiş mağduriyetlerden ders alındığını ve sektörün bu konuda üzerine düşeni yaptığını görüyoruz. İlgili kamu kurumları da önerilerimizi dikkate aldığı taktirde bu durum bitme noktasına yaklaşacaktır. Artık 5G’ye odaklanmalıyız. 5G’ye giden yolda, 15-20 yıldır kangren olmuş sorunlarımızı çözmüş olmak, en doğrusudur.
- Vatandaşımız ürünü efektik kullanmayacaksa, gelir düzeyine bakmaksızın, gelir seviyesi yüksek düzeyde olsa dahi, 1000 liralık cihaz işini görüyorsa, 10 bin TL'lik cihaz kullanmasını israf olarak görüyoruz. Ülke ekonomisine zarar.
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu ile ilgili birçok mağduriyet yaşanıyor. Bu mağduriyet sadece sektör mensuplarımızın mağduriyeti değil. Devletimizde bu durumda en çok zarar görenlerden. Kobi'lerimiz ilgili yasadan doğan mağduriyetler nedeni ile yatırımlarını azaltmakta ya da kapasitesinin altında yatırım yapılmasına sebep oluyor. Bu da vergi gelirimizi ve istihdamımızı olumsuz etkiliyor.