Sanal gerçeklik pazarlamayı dönüştürüyor
Şu anda sanal gerçeklik ürünleri ile NBA maçında yer alabiliriz, kalacağımız otel odasında zaman geçirebiliriz veya almak istediğimiz otomobille bir tur atabiliriz.
2016’da sanal gerçeklik pazarının 1 milyar doları aşacağı ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde ise 80 kat büyüyeceği tahmin ediliyor. Öngörülere göre sadece 2 yıl sonra dünyada 24 milyon sanal gerçeklik ürünü satılacak. Hal böyle olunca içerik pazarlaması da sanal gerçeklik ile yeni bir dönüşümün eşiğinde. Öncesinde büyük bütçeli reklamlar ve iddialı sloganlar üzerine kafa yoran pazarlama çalışanları, arttırılmış sanal gerçeklik ile kullanıcıların yerlerinde hizmeti deneyimlemesini izleyecekler. İlk olarak oyun sektörüne yeni bir soluk getiren sanal gerçeklik ürünleri, farklı sektörlerin de ilgi alanına girmeye başladı. Bu alanda turizm, emlak, eğitim ve teknoloji şirketleri şimdiden kolları sıvamış durumda. Pokemon Go rüzgârının estiği bugünlerde yaratıcı örnekleri ile sanal gerçeklik uygulamalarının pazarlamada sunduğu önemli fırsatları sizin için derledik.
Eşsiz deneyimler
Sanal gerçeklik gerçeğe en yakın deneyim sunması ile ön plana çıkıyor. Böyle olunca da hizmet sektörü için sanal gerçeklik ürünleri ile tüketicilere en yakın deneyimi sunuyor. Örneğin lüks oteller şimdiden sanal gerçeklik kabinleri ile tüketicilerin kalacakları odayı bire bir deneyimleyebilmesine olanak tanıyor. IKEA ise tüketicilerin örnek odalarını sanal gerçeklik ile dolaşmasını sağlıyor. Dior markası da bir defilenin sahne arkasında yaşananlarını meraklıları için sanal gerçeklik ile tanıtma yolunu seçti. Sanal gerçeklik ile deneyimler sadece hizmetler için de geçerli değil. Geçtiğimiz aylarda Lexus, RX modelini interaktif etkinlikler ve 360 derece reklam filmi ile tanıttı. Mercedes de otomobilleri içinde sanal gerçeklik turuna izin veriyor. Sanal sürüş deneyimi kısa zamanda otomobil pazarında uygulanan pazarlama stratejilerinden biri haline geldi. Belki de eski usul test sürüşü yakın zamanda tarihe karışacak.
Her zaman her yerde
Sanal gerçeklik tüketicilere sadece deneyim imkânı sunmuyor. Konserler, spor karşılaşmaları, sahne ve tiyatro gösterilerinin hepsi, dünyanın çok farklı bölgelerinden sanal gerçeklik duygusu ile sanki oradaymışçasına izlenebilecek. Bu aynı zamanda ticari olarak da büyük bir fırsat. Katılmak istediğimiz bir etkinliğe bilet bulamazsak, artık sanal gerçeklik alternatifimiz de var.
Sanal deneyim etkinlik demek
Markalar etkinliklerde sponsor olarak yer almayı ve birebir müşteriler ile bir arada olmayı çok sever. Sanal gerçeklik sayesinde markaları etkinlik alanlarında daha fazla göreceğiz. Outdoor sporlar denildiğinde akla gelen Red Bull da bu konuda sıkı çalışan firmalardan biri. Bir etkinlikte katılımcılara sanal uçuş deneyimi yaşatması da buna iyi bir örnek. Ancak bu etkinliklerde hayal gücünü sınırlamamak gerekiyor. Örneğin Samsung Korkusuz ol sloganı ile yükseklik korkusu olan katılımcıların bu korkularının üstüne gitmesini sağladı. Türkiye’de ise Cafe Crown interaktif afişi uygulamaya tarattığınızda, fotoğrafınızı Selçuk Erdem karikatürüne entegre eden ve bunu sosyal medyada yayınlamanıza izin veren bir etkinlikle tüketicilerin ilgisini çekti. Dediğimiz gibi bu konuda hayal gücüne sınırlama yok.
Sosyal sorumluluk
Pazarlama içerisinde kabul edilsin edilmesin, sosyal sorumluluk hiçbir firmanın uzak kalamadığı olgulardan biri. New York Times da evlerinden savaş nedeniyle uzakta kalmış 30 milyon çocuğun durumunu daha yakından göstermek için hazırladığı belgeselin içerisinde yer alarak, bu çocukların durumunu daha yakından görmemizi sağladı. Belgesel bir pazarlama kampanyası olarak değerlendirilmeyecek olsa da 1 milyon kullanıcıya ulaşması ile bir hayli ilgi çekti.
Pazarlamanın pazarlaması
Sanal gerçekliğin pazarlamanın pazarlaması deneyimine olanak vermesi de mümkün. Örneğin kısa sürede popüler hale gelen Pokemon Go ile muhtemel müşteriler için etkinlikler düzenlenmeye başladı bile. Oyunu bu kadar ilgi çekici kılan ise arttırılmış gerçekliğe dayanması ve gerçek mekânlarda oynanması. Markalar da oyuncuların ilgisini çekmek için ellerinden geleni yapıyor. Örneğin McDonald restoranlarını bir tür durak haline getirmek için kolları sıvadı. PokeStop şu an için sponsorluğu kabul etmese de işletmeler bazı uygulamalar ile trafik elde edebiliyor. Böylece mekânlar Pokemon avcıları için bir toplanma yeri haline gelebiliyor