Petro-devletler için tehlike çanları çalıyor
Dünyada sıfır karbona geçiş çabaları, iklim değişikliği etkilerine yönelik mücadele ve rezervlerde düşüş, petrol üreten ülke ekonomileri için artık son dönemece girildiğini gösteriyor. Carbon Tracker tarafından yayınlanan son rapor da bu ülkelerin önümüzdeki 20 yıl içerisinde 9 trilyon dolar gelir kaybı yaşayacağını ve bunun etkilerinin tüm dünya ekonomisi için belirleyici olacağını belirtiyor.
Tüm dünya temiz enerjiye yönelirken, küresel ekonomiyi etkileyecek petrol çağının bitişi, özellikle ekonomisi petrole dayalı ülkelerde ciddi ekonomik sıkıntıların ortaya çıkabileceğini gösteriyor. Yapılan analizler, bu ülkelerin önümüzdeki 20 yıl içinde hükümet gelirlerinde en az 9 trilyon dolarlık bir açık ile karşı karşıya kalacaklarını ortaya koyuyor. Bu düşüşün büyük kısmı ise düşük hacimden ziyade düşük fiyatlardan kaynaklanacak.
2030’larda petrolün varil fiyatının 35 dolara düşmesi bekleniyor. Bu fiyat, Nijerya gibi gelirinin üçte birini petrolden elde eden Nijerya, gelirlerinin yüzde 75’ini ve ihracatının yüzde 90’ını petrolden karşılayan Angola ve gelirlerinin yüzde 78’i petrole dayalı Güney Sudan gibi ülkeler için çok büyük gelir kaybı anlamına geliyor.
Gelirler buhar olacak
Şu an için petrol fiyatları pandemi öncesi seviyelere geri dönse de, iklim hedeflerini karşılamak için talebin düşmesi gerektiği ve petrol fiyatlarının üretici ülkelerin beklediğinden daha düşük olacağı konusunda uyarıda bulunan Carbon Tracker raporuna göre ekonomisi petrol ve gaz gelirlerine bağlı bazı ülkeler için kritik bir dönemeç başladı. Dolayısıyla ekonomilerini çeşitlendirmek, sosyal ve politik istikrarsızlıktan kaçınmak için güçlü uluslararası desteğe ihtiyaç duyacak bu ülkeler arasında en fazla gelir kaybı yaşayacak ülkeler ise Nijerya ve Angola olacak.
ABD, İngiltere, Hollanda, Çin, Hindistan ve Brezilya da dahil olmak üzere dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticilerinin çoğu, gelirlerinde büyük düşüşlerle karşı karşıya kalacak olsa da, ekonomileri petrol ve gaza daha az bağımlı olduğu için bu süreçten daha az etkilenecek.
Bazı ülkeler ise toplam gelirde çok büyük kayıplarla karşı karşıya olacak. Angola ve Azerbaycan dahil yedi ülke için tahmin edilen kayıp en az yüzde 40 olarak hesaplanırken, Suudi Arabistan, Nijerya ve Cezayir de dahil olduğu 12 ülke için bu oran yüzde 20 ila yüzde 40 aralığında olacak.
Surinam, yüzde 94 ile gelirlerinde en büyük açığı görecek ülke olurken, bu ülkeyi Doğu Timor, Kolombiya, Kamerun ve Sudan izleyecek. Rapora göre Ukrayna’da yüzde 74’lük açık görülürken, Azerbaycan, Rusya ve Kazakistan’da sırasıyla yüzde 68, yüzde 47 ve yüzde 41 açık bekleniyor. Türkmenistan ise sadece yüzde 2’lik bir düşüşle sıralamanın altında yer alacak.
Petrol zengini Ortadoğu’da da durum diğer bölgelere göre oldukça benzer. Buna göre en büyük açığın olması beklenen ülke yüzde 70 ile Bahreyn olurken, onu yüzde 54 ile Umman, yüzde 45 ile Mısır ve yüzde 44 ile Suudi Arabistan takip edecek.
Petro-devletler şimdiden harekete geçmeli
Petro-devletler büyük ölçüde bir elit kesimin egemenliğinde ve yolsuzluklara açık bir ekonomiye sahip devletler olarak nitelendiriliyorlar. Çoğu petro-devlet ekonomik çeşitlendirmeyi sağlayamadığı için ekonomilerinde petrolün ve doğalgazın belirleyiciliği oldukça yüksek. Bu nedenle enerji geçişinde petrol bağımlılığını azaltmak için petro-devletlerin kamu harcamalarını azaltarak, vergileri artırarak ve ekonomilerini yeniden yapılandırarak petrol ve gaz gelirlerine olan bağımlılıklarını azaltmak için şimdi harekete geçmeleri gerekiyor.
Şu anda da bazı petro-devletler mali durumlarında beklenen açığı kapatmak için önlemler almaya başladı. Bazı Orta Doğu ülkeleri katma değer vergileri getirirken; Nijerya, Angola ve İran sübvansiyonları azaltmak için adımlar attı. Zengin körfez ülkeleri ise yenilenebilir enerji ve turizm gibi sektörlere yatırım yapıyor. Suudi Arabistan ise petrole bağımlılığını azaltmak için iddialı ekonomik kalkınma planları ve Neom kenti gibi mega projeleri hayata geçirmeye hazırlanıyor.
- Uluslararası Enerji Ajansı raporları da, gelir için petrol ve gaza büyük ölçüde bağımlı olan ülkelerin ekonomilerini çeşitlendirmeleri, aksi taktirde olumsuz mali durumlarla karşı karşıya kalacakları konusunda bu ülkeleri uyarıyor.
Tüm bu gelişmeler düşük karbonlu bir dünyaya geçiş ile ekonomik gücün beklenmedik şekilde değişeceğini gösteriyor. Buna göre halen atmosfere en fazla karbon salınımı olan ülke olan Çin, 2060’a kadar karbon nötr olma hedefini açıkladı. Kuşkusuz bu durum küresel düzen üzerinde derin sonuçlar ortaya çıkaracak. Bu konuda öne çıkan öngörü ise petro-devletlerin düşerken, yenilenebilir enerjiye yatırım yapan ülkelerin kazanacak olması.
- Küresel elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payı(2020): %28