Pandeminin kahramanları

Pandemi sürecinde, on yıllar alması beklenen teknoloji ve yeniliklere uyum süreci neredeyse bir yıla sığdı. Daha çok boş sokaklar ile hafızamıza kazanan korona günlerini dolduran ve biraz daha yaşanabilir kılan bir meslek grubu da hayatımıza girdi. Onlar evlere sipariş götüren kuryeler. Bir dönemin bakkal çıraklarıyla başlayan sonrasında restoranların kapıya teslim hizmetiyle devam eden bu iş zaten varlığını sürdürüyordu.

Siparişin istediğin zaman kapında

Belki 2 yıl önce tembel işi veya gençlerin tercihi olarak kabul edilebilecek kapıya teslim sipariş, pandemi ile birlikte vazgeçilmezimiz haline dönüştü. İşin şekli teknoloji ile değişirken popülerliği de arttı. “Evde su bitti ara gelsin”, “Bebeğin bezi kalmadı saat akşam 9 iste 1 saatte kapında”, “Sokağa çıkmak yasak ama film izlerken bir cips ne güzel olurdu, dur hemen söyleyelim” şeklindeki serzenişlerimize çözüm bulduğu için onları sevdik. Kısıtlamalarla geçen günlerimizi de daha katlanabilir kıldıkları gibi telefonumuzdaki bir uygulamayla ihtiyacımız olan ürün istediğimiz saatte kapımıza gelir oldu.

Teknolojiye en uzak kesimleri bile yakınlaştırdı

Bu özelliği ile teknolojiye en uzak kesimlerden 56 yaş üstü vatandaşlara kadar herkesin gözdesi haline dönüştü. Eve sipariş götürenler, 65 yaş üzeri başta olmak üzere birçok kesimin de imdadına koştu. Daha önce hiç e-ticareti kullanmamış farklı yaş gruplarından birçok kişi dijital kanalları deneyimleme fırsatı buldu. Nitekim rakamlar da bu tespiti destekliyor. Pandeminin en yoğun yaşandığı dönemde, milyonlarca kredi kartı internetle tanıştı; 2019 yılında e-ticaretin perakende içindeki payı yüzde 5 dolaylarında seyrederken, salgınla birlikte, 3 yılda ulaşılması hedeflenen çift haneli rakamlara 3 ayda ulaşıldı.

Motor üzerinde gece gündüz demeden çalıştılar

Pandeminin kahramanları terimini hak eden çalışanlar, gece gündüz demeden hava koşulları ne olursa olsun en temel gereksinimlerimizi karşıladı. Yoğun mesaileri sayesinde bir nebze de olsa çarşı-pazar kalabalıklarının azalmasına yardımcı oldular. Bazıları motor üzerinde bazıları da araçlarla market alışverişlerinden yemek siparişlerine kadar her türlü ihtiyaca cevap vermeye çalıştılar. Farklı eleştirilere konu edilseler de yaptıkları hizmet sayesinde gıda başta olmak üzere onlarca sektörün işlerinin sürmesine katkı yaptılar. Canı latte isteyen vatandaş köşedeki kafeden siparişini verirken, 68 yaşındaki Ayşe teyze market alışverişini yine kuryeler aracılığıyla yaptı. Evden çalışma dönemindekiler yemek siparişini yine onlardan istedi. Böylece, pandeminin kahramanları sadece paket servisi yapan küçük esnafa da nefes aldırdı.

Binlerce kişiye istihdam sağladı

Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda ise eve servis işi, binlerce kişiye istihdam olanağı sağladı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de işten çıkarma risklerinin olduğu bir dönemde bu model sayesinde yeni iş alanları oluşturuldu. İstihdamın yanında, evden verilen siparişler sayesinde harcamalarda sert düşüş önlenmiş ve ekonominin çarkları dönmüş oldu. Ülkemizde “Getir” firmasının öncülük ettiği sonrasında farklı girişimlerle sayısı artan bu iş modeli, Hepsiburada gibi alışveriş sitelerinden; CarrefourSA ve A101 gibi zincir marketlere kadar birçok şirketin radarına girdi. Teknoloji ile perakendeyi bir araya getirmesi nedeniyle yerli ve yabancı yatırımcı için yeni bir alan oluştu. Pandeminin sona ermesiyle beraber evden verilen siparişlerin benzeri bir ilgiyle devam etmesini bekliyoruz. Artık pandemiden önce ve sonra diye bir ayrım hayatımıza girdi ve muhtemelen yakın geleceği de şekillendirecek. Teknolojik girişimlerinin öne çıktığı salgın günlerinde boş sokaklar, maskeli insanlar, aramızda giderek açılan mesafeler, temizlik ürünlerine hücum ve evde geçirilen zamanlar aklımıza kalan önemli sahnelerden olacak. Pandemi bize teknolojik konformizmi sevdirirken, onu sorgusuz sualsiz hayatımızın bir parçası haline getirdi.