Pandemi fonksiyonel gıdalara yaradı
Koronavirüs salgını ile birlikte beslenme düzenindeki değişim ve fiziksel aktivite eksikliği, tüketicileri fonksiyonel gıdalara yöneltiyor. Tüketiciler arasında hızla artan sağlık bilincinin, fonksiyonel gıda pazarının büyümesini daha da artırması bekleniyor.
90’lı yıllara damgasını vuran lezzet çılgınlığı dönemi beraberinde artan obezite ve kalp-damar sorunlarını getirdi. 2000’li yıllarda ise sağlık, tüketicilerin satın alma kararını birinci sırada etkileyen kriter haline geldi. 2012 yılında dünyadaki toplam ölümlerin yaklaşık yüzde 68’inde rol oynadığı bildirilen kronik hastalıklar, tüketici sağlığını giderek artan bir biçimde tehdit ediyor. Bu oran Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için yüzde 86 gibi çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşiyor.
Kronik hastalıklardaki artışın temel nedeni olarak, tüm dünya devletlerinin üstesinden gelmek için yoğun bir şekilde mücadele ettiği yanlış ve zararlı bireysel diyetler ve yaşam tarzı görülüyor. Bununla birlikte, sağlıklı besinlerden oluşan bir diyet ve sağlıklı bir yaşam tarzının, kronik hastalıkların önlenmesinde en önemli faktörlerden olduğu kanıtlandı. Son yıllarda tüketicilerin artan bilinciyle birlikte sağlıklı gıdaya olan talepteki artışta bu unsurların etkili olduğu söylenebilir. Fonksiyonel gıda pazarı insanların beslenmeden kaynaklı sağlık sorunlarına yönelik ilgilisi sonucu oluşmuş bir sektör olarak karşımıza çıkıyor.
Fonksiyonel gıdaların kısa tarihi
Fonksiyonel gıda kavramı ilk olarak Japonya’da 1980’li yıllarda ortaya çıktı. 1990 yıllında ise içerdiği bileşenler nedeniyle veya alerjik etkiye sahip bileşenlerin gıdadan uzaklaştırılmasına bağlı olarak sağlık üzerine olumlu etki gösteren gıdaları adlandırmak için kullanılan FOSHU (Gıdanın Sağlıklı Yaşam İçin Kullanımı) kavramı ortaya çıktı.
1990’lı yıllarda fonksiyonel gıdalar baskın bir gıda trendi olarak Amerika’da tüketici karşısına çıkarıldı. Avrupa Birliği’nde fonksiyonel gıdaların serüveni ise, uluslararası bir sivil toplum örgütü olan ILSI (Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü) tarafından, FUFOSA (Avrupa’da Fonksiyonel Gıda Bilimi) adıyla anılan çalışması ile 1995’de başladı. Bu tarihsel süreç, fonksiyonel gıda tüketimi ve fonksiyonel gıda pazarının yeni diyebileceğimiz kadar yakın bir tarihte ortaya çıktığını gösteriyor.
Gıda sektörü halihazırda ‘daha yalın, daha temiz içerikli’ gıdalara doğru evrilmeye başlamışken fonksiyonel gıdalara talep de 2020 yılında artış gösterdi. Yüksek proteinli, daha düşük şeker içeriğine sahip, fonksiyonel özelliği arttırılmış (probiyotik, vitamin ilaveli, kolajen içerikli) gıdaları raflarda daha fazla görmeye başladık.
2020’de pandeminin etki ettiği diğer gıda sektörü de takviye edici gıdalar oldu. Bağışıklık sistemini destekleyici bu takviyelere talep 2020 yılında geçtiğimiz yıllara oranla büyük ölçüde arttı. Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD)’nin Nielsen ile birlikte gerçekleştirdiği ‘Gıda Takviyesi Kullanımı ve Beslenme Alışkanlıkları Ölçümü’ anketi Kovid-19 sürecinde gıda takviyeleri kullanımının arttığını ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 71’i Kovid-19 döneminde bağışıklığını artırmak için gıda takviyesi kullandığını belirtirken; yüzde 37’si bu dönemde gıda takviyelerine daha fazla güvendiğini söyledi.
2020 yılı tüketici tercihleri incelediğinde açıkta satılan gıdalara yönelimin azalarak paketli, güvenli gıdalara talebin arttığı görüldü. Bağışıklık sistemini desteklediği uzmanlar tarafından belirtilen meyve ve sebzeler ile bağırsak mikroflorasını düzenleyerek dolaylı olarak bağışıklık sistemine katkı sağlayan probiyotik özellikli gıdaların tüketimi de arttı.
Fonksiyonel gıda ürünleri sektöründe en büyük payı, dünyada 350 çeşitten fazla ürüne sahip bağırsak sağlığı için gerekli olan gıdalar alıyor. Bu gıdalar içerisinde özellikle probiyotikler ve prebiyotikler ise ön planda yer alıyor.
Pazarın büyüklüğü
Gıda alanında en hızlı büyüyen alt sektör, fonksiyonel gıda sektörü, ikinci sırada da doğal ürünler geliyor. Fonksiyonel gıda pazarı birçok ülkede sürekli olarak büyüme gösteriyor. 2003-2008 yılları arasında fonksiyonel gıda pazarı parasal değer açısından tüm dünyada ortalama olarak yüzde 40’lık bir büyüme gösterdi. 1972 yılında Londra’da kurulan pazar araştırma şirketi Euromonitor, fonksiyonel gıda pazarının 2017 yılı küresel değerini 38 milyar dolar olarak açıkladı. Fonksiyonel gıda pazarının 2020’de 84,8 milyar dolarlık gelir elde ettiği değerlendiriyor.
Fonksiyonel gıdaların anavatanı olan Japonya pazar büyüklüğü açısından da lider konumda yer alıyor. Japonya’yı ABD ve AB takip ediyor. Euromonitor verilerine göre Türkiye’de fonksiyonel gıda pazarı henüz gelişim aşamasında. Türkiye, 2012-2017 yılları arasında fonksiyonel gıda satışları hacminde yüzde 52’lik artışla 303 milyon dolardan, 461 milyon dolara ulaşarak, tüm dünya pazarları içerisinde en yüksek büyüme oranlarını yakalayan ülke oldu.