Ne kadar hazırsınız?
Ali Kocatepe’nin ünlü “Hey Gidi Dünya Hey” şarkısında dediği gibi “Bundan Böyle Düşünerek Atın Adımlarınızı.” Çünkü Türkiye Paris İklim Anlaşması’nı imzaladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdim yazısıyla sunulan “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi” adlı kitap da yayınlandı.
Erdoğan, ekonomik kazançtan ziyade çevreyi merkeze alan ve çevreye değer veren yeni bir yol haritasına ihtiyaç olduğunun altını çizerek diyor ki “Çevreyi yok etme pahasına büyümeyi amaçlayan bir ekonomi modeli, milletimizin inancına da kültürüne de terstir […] Türkiye, kadim kültüründen ilhamla ‘Yeşil Kalkınma Devrimi’ni tüm çalışmalarının merkezine yerleştirerek, iklim krizinin çözümünde öncü ve etkin bir rol üstlenmekte kararlıdır.”
Erdoğan, Türkiye’nin, Paris Anlaşması’na uyum sürecinde 2053 yılını, “emisyonu net olarak sıfıra indireceği tarih” olarak taahhüt ettiğini hatırlatıyor ve bu kapsamda özellikle fosil yakıtlardan kaynaklı sera gazlarıyla, bunları yutan, yok eden okyanus ve yeşil alanların birbirine eşitlenmesi anlamına gelen net sıfır emisyon amacı çerçevesinde ciddi adımlar atılacağını söylüyor.
Sürdürülebilirlik hem ülkelerin hem de şirketlerin gündemindeki yerini bu bağlamda güçlü bir şekilde korumaya devam ediyor. İklim değişikliği ile mücadele kapsamında herkes elini taşın altına koymaya hazırlanıyor.
Bildiğiniz üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ismi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi. Bakanlığın içinde iklim değişikliği ve küresel ısınma ile ilgili çeşitli birimler tesis edildi.
Bazı şirketler şimdiden hem itibarlarını güçlendirme hem de toplumsal sorumluluklarını yerine getirmek üzere sürdürebilirlik adına harekete geçtiler. Tüpraş, 2050 yılına kadar karbon nötr olmak için yeni bir stratejik dönüşüm planı açıkladı. Şirket stratejik dönüşüm için 2035’e kadar yıllık 350 milyon dolar, toplamda 5 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor. 2050’ye kadar ise toplamda 10 milyar dolar yatırım yapılacak. Türkiye’nin fosil yakıt tüketiminin 2030
yılında zirveye ulaşacağını belirten Tüpraş, hidrojen sektörünün 2030 yılından itibaren hızlı bir büyüme sürecine gireceğini ifade etti.
Yaptığı iş doğrudan fosil yakıtlarla ilgili olan Tüpraş, ticari araçlar için dizel talebin kısmen hidrojen ile yer değiştireceğini belirtiyor. Elektrikli araçların ise binek araçlar segmentinde 2030’dan itibaren artarak, 2040’a gelindiğinde araç parkında çoğunluğu oluşturacağını vurguluyor. Arçelik ise kendi projesinden sağladığı karbon kredisi ile küresel üretimde karbon nötr olmayı başardığını açıkladı.
Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, “2035 için vermiş olduğumuz yüzde 71 azaltım hedefinin çok daha fazlasına 2020 sonunda, yani 15 yıl önce ulaşarak karbon nötr banka olduk” demiş.
Akbank, 2022 yılı sonuna kadar tüm kredi kartlarında geri dönüştürülmüş plastik ve kâğıt kullanımına geçeceğini ifade ediyor. Akbank Genel Müdür Yardımcısı Burcu Civelek Yüce “Sürdürülebilir bir dünya ve temiz çevre için geri dönüşüm, kaynak tasarrufu, atık kontrolü, karbon emisyonu odağında pek çok çalışmayı hayata geçiren bir banka olarak, mevcut müşterilerimizin kartlarını da vade yenilemeleri geldikçe çevreci malzemelere dönüştüreceğiz.”
Dünya değişiyor… Nasıl ki yakın bir tarihte sigara içenlere sağlık sigortası yapılamayacaksa, çevreye ve doğaya karşı duyarsız olanlara bankalar kredi vermeyecekse, nasıl toplum duyarlılığı sıfır olanların maske takmayıp aşı olmayarak başkalarının sağlığını tehdit etmelerine izin verilmeyecekse, kârlarının ciddi bir kısmını Yeşil Kalkınma Devrimi yolunda kendi şirketlerini sürdürülebilir bir anlayış çerçevesinde yeniden konumlayıp, stratejilerini oluşturmayan kurumlar için de hayat hayli zor olacak.
Bu işin nasıl yapılacağını herkes bilmek zorunda değil. Ancak ne yapılması gerektiğini ve bu konuda kimlerden destek alınabileceğini herkes bilmek durumunda.