Küresel borç saati hızlandı
Pandeminin ve savaşın piyasada oluşturduğu kırılmaların bir tanesi de artan kamu borçları oldu. 2022'nin ilk çeyreğinde rekor tazeleyen küresel borçlar 305,3 trilyon dolara ulaştı. Dünyanın borç miktarını güncel olarak gösteren U.S Debt Clock’te saniyede 15 bin dolar artış gerçekleşiyor. Kamu borcunun milli gelire oranı uluslararası bir güç parametresi olurken, küresel borç saatinin hızı frenlenemiyor.
Kovid-19 pandemi haline geldiğinden bu yana, dünya ekonomisi, tedarik zincirlerindeki aksamalar, emtia fiyatlarında sert dalgalanmalar ve istihdam kayıpları gibi birçok zorlukla test ediliyor. Dünya Bankası, bu nedenle yaklaşık 97 milyon insanın aşırı yoksulluğa itildiğini tahmin ediyor. Hanehalkının bu durumuna yardım etmek içinse hükümetler alarma geçti ve destek paketleri açıkladı. Dolayısıyla, ülkeler yüksek sağlık maliyetleri, gıda güvensizliği ve şirketlerin hayatta kalmasına yardımcı olmak için kamu harcamalarını artırmak zorunda kaldı. Bu finansal destekler için yeni borçlar alan ülkeler, yarım yüzyıldaki en yüksek küresel borç seviyesinin ortaya çıkmasına neden oldu. Böylece Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük bir yıllık artışı gören küresel borç, 2021'in sonunda 303 trilyon dolara ulaştı. 2022'nin ilk çeyreğinde ise rekor tazeleyen küresel borçlar 305,3 trilyon dolara ulaştı. Dünya bankasından kredi derecelendirme kuruluşlarına kadar birçok profesyonel kurum ise borçluluk miktarı yerine, ülkenin ekonomisi hakkındaki net bilgiyi veren kamu borcunun milli gelire oranına dikkat çekiyor.
Kamu borcu/GSYH yüzde 77, Borç krizi saati demek
Kamu borcunun GSYH’ye oranı bir ülkenin devlet borcunu o yılki toplam ekonomik çıktısıyla karşılaştırır. Çıktı gayri safi yurtiçi hasıla(GSYH) ile ölçülür. Borç/GSYH oranı, bir ülkenin ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu ve borcunu ödeme olasılığını gösterir. Ülke ekonomisinin ne durumda olduğunu söyleyen bu oran, uluslararası yatırımcılar ve ekonomistler için faydalı bir parametre. Bir ülkenin borcunu ödeme kabiliyetini gösterirken, aynı zamanda yatırımcılara diğer ülkelerle karşılaştırma yapmak için imkan verir. Başka bir deyişle, bir ülkeyi bir hane olarak düşündüğümüzde, GSYH o hanenin geliri olur. Ve bir hane olarak daha fazla para kazandığınızda bankalar size daha fazla kredi verir. Aynı şekilde yatırımcılar, daha yüksek bir ekonomik çıktı düzeyine sahip bir ülkenin borcunu üstlenmekten kaçınmaz. Kamu borcunun GSYH’ye oranı yüksek olduğunda ise yatırımcılar geri ödeme konusunda endişelenmeye başlayıp, daha yüksek bir temerrüt riski algılar. Bu da yatırımları için daha yüksek bir faiz oranı talep edecekleri anlamına gelir. Dolayısıyla ülkenin borç maliyeti artmış olur. Borç maliyeti çok yükselen bir ekonomiyse borç kriziyle karşı karşıya kalır.
- Euro bölgesi kamu borcu/GSYH(2021 4. Çeyrek): %95.6
Kamu borcunun milli gelire oranında zirve Yunanistan'a ait
Bu bağlamda ülke ekonomisinin güç göstergesi olarak kabul gören borç/ GSYH oranı, 2021’nin son çeyreğinde Euro bölgesinde yüzde 95.6 olarak kaydedildi. Bu oranın en yüksek olduğu Euro bölgesi ülkesiyse yüzde 193,3 ile Yunanistan oldu. Yunanistan’ı yüzde 150,8 ile İtalya takip ediyor. Üçüncü sırada yüzde 127,4 kamu borcu/GSYH oranı ile Portekiz yer aldı. Portekiz’i yüzde 118,4 ile İspanya, yüzde 112,9 ile Fransa ve yüzde 108,2 ile Belçika izledi. Aynı dönemde AB’de kamu borcunun GSYH’ye oranının en az olduğu ülke ise yüzde 18,1 ile Estonya oldu. Estonya’nın ardından yüzde 24,4 ile Lüksemburg ve yüzde 25,1 ile Bulgaristan sıralandı. Türkiye’de ise aynı dönemde borç stokunun milli gelire oranı yüzde 54,9 olarak kaydedildi.
Borç/GSYH oranının önemi 4 kanaldan açıklanabilir
Ülkelerin borçluluk miktarının milli gelire oranı ekonomiye yön verir. Peki nasıl yön verir ve önemi nedir? İlk olarak, bir ülkenin kamu borcunun GSYH’ye oranı faiz oranını belirler. Çünkü borç oranı artan bir ülkedeki yatırımcılar, geri ödeme konusunda endişelenmeye başlarlar. Daha yüksek bir temerrüt riski algılarlar. Bu da yatırımları için daha yüksek bir faiz oranı talep edecekleri anlamına gelir. Aynı zamanda borç oranları yüksek olan ülkelere, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar daha yüksek oranda faiz verirler. Bu yüksek oranlarda hükümetin mali durumunu etkileyeceğinden, borç/GSYH oranını düşük tutmak bir ülkenin çıkarına olur.
Kamu borcunun milli gelire oranının önemini açıklayan bir diğer kanal ekonomik büyüme. Birçok ekonomist bu oranın ekonomik büyüme hakkında tahmin göstergesi olduğuna inanır. Literatüre göre bu oran yüzde 77 puanını aşarsa, ufukta yavaş büyüyen bir GSYH oranı görünür. Çünkü kamu borcu ve ekonomik büyüme arasında negatif korelasyon ilişkisi bulunur. Bu kuralın istisnaları vardır, fakat oldukça doğru bir genel tahmin sağlar.
Kamu borcunun milli gelire oranı aynı zamanda bir ülkenin mali politikası hakkında bilgi verir. Bu oran hükümetin harcama düzeyini belirler. Yüksekse, hükümetler çıkışlarını kısmaya çalışabilir, düşükse programları genişletmeye daha istekli olurlar. Fakat bunun tersi de bazen doğrudur. Mali kriz veya pandemi gibi istisna durumlarda hükümetler daha yüksek bir borç/GSYH oranı kaydeder. Çünkü ekonomiyi borçlanmayla desteklemek, mali fırtınalar sona erdiğinde, ekonominin temellerini daha hızlı bulmasına yardımcı olur.
Bu oranın önemini vurgulayan dördüncü kanal ise ülkenin mali sağlığını ölçmesi oluyor. Bir ülkenin borçlarını ödeyebilme kabiliyeti, makroekonomik sağlık durumu hakkında çok şey gösterir. Aşırı derecede yüksek bir borç/GSYH oranı, birçok orta ve düşük gelirli ülke için bir borç krizine veya tamamen temerrüde işaret eder. Bunun gibi durumlar da ülkenin makroekonomik sağlığı için felaket olur.
- En yüksek borçluluk oranı Yunanistan(2021 4. Çeyrek): %193.3
- Türkiye kamu borcu/GSYH(2021 4. Çeyrek): %54.9
Kamu borcu sürdürülebilirliği faiz yüküne bağlıdır
Borç/GSYH oranı ülke ekonomisini bu denli etkilediği için analistler asıl önemli olanın sürdürülebilirlik olduğuna dikkat çekiyor. Sürdürülebilirlik ise en basit haliyle kamu borç stokunun milli gelire oranının uzun dönemde sabit kalması olarak veriliyor. Bu oranın sabit kalması da borç stokunun faiz yüküne bağlı. Eğer faiz yükü düşükse, yani faiz hadleri ve borcun vade yapısı borcun faiz ödemelerini düşük tutuyorsa, bütçe açığı da düşük kalıyor. Böylece kamu borcu sürdürülebilir bir hal alıyor. Borç sürdürülebilirliğini sağlayan ülkeler de ekonomik darboğaza girmemiş oluyor. Çünkü borçlanma, bir devlet için vergiden sonra gelen vazgeçilmez bir gelir kalemidir.