Kuantum bilgisayarlar için fazla beklemeyeceğiz

'Geleneksel bilgisayarlar 1 ve 0 ikili sistemi ile çalışırken, kuantum bilgisayarcılığı ise çok daha karmaşık veriyi bir byte üzerine kodlamanıza olanak tanıyor.'
'Geleneksel bilgisayarlar 1 ve 0 ikili sistemi ile çalışırken, kuantum bilgisayarcılığı ise çok daha karmaşık veriyi bir byte üzerine kodlamanıza olanak tanıyor.'

Kuantum bilgisayarlar kişisel kullanım için pratik olmasalar da kriptoloji, ilaç ve sağlık gibi, büyük veri kullanılan alanlarda yeni bir çağı başlatacak potansiyel barındırıyor.

Paralel donanım kullanmaksızın paralel işlem yapabilen kuantum bilgisayarlar, özellikle süper şifre kırıcı olarak tanıtıldı ve hayatımıza da bu şekilde girdi. Aradan geçen 35 yılda, bu alanda çok daha büyük gelişmeler kaydedildi. Yakında yapay zekâ, internet sahteciliği, ses tanıma gibi alanlarda kuantum bilgisayarların devrim niteliğinde yenilikler başlatacağı kabul ediliyor. IBM de geçtiğimiz ay, New York’ta bulunan kuantum bilgisayarını herkesin deneyimleyebilmesi için bulut servise açtı. Böylece sıradan kullanıcılar da milyarlarca değişkenle işlem yapmak istiyorlarsa, bu hizmetten faydalanabilecek. Ancak bu o kadar da kolay olmayabilir, çünkü hala kuantum bilgisayarların mümkün olup olamayacağı tartışmaları sona ermiş değil. 4 kübitlik bu bilgisayarlara erişmek için cihazların mantığını ve nasıl çalıştığını bilmek şart.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau kendisine yöneltilen alaycı bir soruya “Geleneksel bilgisayarlar 1 ve 0 ikili sistemi ile çalışırken, kuantum bilgisayarcılığı ise çok daha karmaşık veriyi bir byte üzerine kodlamanıza olanak tanıyor. Kuantum fiziğinde maddelerin aynı anda hem parçacık ve hem de dalga özelliği göstermesi, daha karmaşık verinin daha küçük bilgisayarlara kodlamanızı sağlıyor” yanıtı vermesi çok konuşulmuştu. Aslında net ve basit bu ifadeler, kuantum bilgisayarların temel çalışma mantığını da açıklıyor.

Normal bilgisayarlardan farkı

Geçen 35 yıl içerisinde birçok yeniliğe rağmen “şehir efsanesi” olmaktan kurtulamayan kuantum bilgisayarların normal bilgisayarlardan farklı birçok yönü var. Ancak en temel olanı normal bilgisayarların ikili rakam anlamına gelen byte, yani 0 ve 1’den meydana gelmesi karşısında kuantum bilgisayarlarda bir verinin hem 0 hem 1 olabilmesi. Normal bilgisayarların en küçük bilgi birimi olan bit, kuantum bilgisayarda qubyte (kübit) olarak isimlendiriliyor.

Dolayısıyla kuantum bilgisayarlar normal bir bilgisayar ile karşılaştırılamayacak şekilde, inanılmaz düzeyde bir paralel işlem gücünü ifade ediyor. Bu sayede kuantum bilgisayarlar normal bilgisayarların çözemediği problemleri anlık olarak çözebiliyor. IBM geçtiğimiz aylarda, New York’ta bulunan kuantum bilgisayarını herkesin deneyimleyebilmesi için bulut sisteme açtı. Bunun anlamı, bazı aşamaları geçtikten sonra internet üzerinden bir kuantum bilgisayar deneyimi yaşayabilirsiniz. Ancak bunun için en azından kısa da olsa kuantum bilgisayarla konusunda ders almanız gerekebilir. IBM Quantum Experience kullanıcılar için bunu da düşünmüş. Bilgisayarlara giriş yapmadan önce kısa videolarla sistemin çalışma mantığı da anlatılmış. Kullanıcılar bu bilgisayarlara erişerek kübitlerin çalışmasını, kuantum bilişimi ile neler olabileceğini, deney ve algoritma oluşturmayı deneyimleyecekler.

İhtiyaç dahilinde bilgisayar

Kuantum bilgisayarların paralel işlem gücü şu cümle ile özetlenebilir: Normal bir bilgisayarın 10 bin yılını alabilecek bir işlem, kuantum bilgisayarda 1 saniye sürecek.
Kuantum bilgisayarların paralel işlem gücü şu cümle ile özetlenebilir: Normal bir bilgisayarın 10 bin yılını alabilecek bir işlem, kuantum bilgisayarda 1 saniye sürecek.

D-Wave Systems 1999’da, Kanada merkezli, kuantum bilgisayarlar alanında kurulan ilk bilişim şirketi. Şirketin müşterileri arasında Google, NASA ve Lockheed Martin var. Şirket bugüne kadar konu ile ilgili 110 patent aldı ve 80’in üzerinde makale yayınladı. 2010’da ilk kuantum bilgisayarı ürettiğini duyuran D-Wave bundan sadece 5 yıl sonra 1000 kübitlik D-Wave 2’yi geliştirdiklerini duyurdu. İlk deneyimler yoğun eleştiriler ile karşılansa da, Google’ın geçtiğimiz yıl şirketten satın aldığı 1000 kübitlik işlem gücüne sahip bilgisayarlar NASA ile ortaklaşa bir şekilde deneniyor. D-Wave ayrıca dünyanın en büyük askeri firmalarından olan Lockheed Martin’in de yazılım doğrulama ve uçuş sistemlerinin kontrolü için kendilerinden, kuantum bilgisayar temin ettiğini açıkladı.

D-Wave yetkilileri kuantum bilgisayarın çok yeni ve karmaşık sistemler olduğunu, bunun için bu konuda tartışmaların olmasını normal kabul ediyor. Şirketten yapılan açıklamaya göre bu bilgisayarlar henüz emekleme aşamasında, ancak yeni gelişmeler çok uzakta değil. D-Wave kuantum bilgisayarlarının özelliklerinden birisi de fiyat çeşitliliğine sahip olması. Müşteriler ve onların ihtiyaçlarına özel bir fiyat teklifi sunuluyor, dolayısıyla kuantum bilgisayara sahip olmak için sabit bir ücret yok. Ancak çok büyük veriler ile çalışan şirket ve organizasyonlar 10 milyon dolara kadar çıkan ücreti karşılamakta tereddüt etmiyor.